Tae: Ben çocukları şimdi alicam sabah 10 olmadan çıkalım. Ve sen birşeyler hazırlayabilir misin
Ben: olur tabiki
Tae: Tamam o zaman yarın görüşürüz
Ben: bay bay
Evin kapısına gidip kapıyı çaldım ama kimse açmadı. Son çare benim Jihye yo kaldırıp ölmem di.
Arka bahçeden alt katın banyosundaki pencereye tırmanıp elimdeki uzun sopa ile Jihye'nin odasına vuruyordum.
Jihye den duyduğum ilk kelime küfürdü.
Jihye: ne var ne ****im.
Ben: kapıyı aç dışarıda kaldım
Jihye: iyi orda zibaraydin
Derken gelip bahçe kapıyı açtı. Kendi kendine birazdaha boburlenip yukarı odasına gitti
Üstümü değiştirdikten sonra geçip yatakta oturdum. Yapicaklarimin listesini çıkarttım ve komodinin üstüne koydup uyudum.
Sabah kalktığımda saat 8i geçiyordu. Hemen elimi yüzümü yıkayıp mutfağa gidip malzemeleri yıkadım.
Kore'de pikniklerin vazgeçilmezi kimbap yapmıştım. Meyveleri güzelce kesip doğrayıp kaba yerleştirdim. Ve diğer şeyleri bitirip meyveler için meyve çatalı ve chopstick alıp saate baktım.
Eyvah 20 dakika kalmıştı. Hemen üstüme şort bahçıvan tulumu ve tişört giydim. Şapka da taktım ve ardından Tae aradı
Tae: günaydın
Ben: sana da
Tae: 2 dakikaya ordayım hazır mısın
Ben: evet ayakkabılarımı giyip çıkıyorum
Tae: Taman o zaman bay
Tae kapatir kapatmaz ayakkabılarımı giydim sepeti alıp çıktım.
Tae beni görür görmez yanıma geldi ve sepeti elimden alıp bagaja koydu.
Ön tarafa oturup kemerimi bağladım. Bu arada Tae de gelip kemerini bağladı.
Eun Jin: vooov gerçekten çok güzel birisinin. Dimi gyu?
Jung gyu: evet
Tae: çocuklar doğru düzgün oturun sonra kafanızı çarp mayın.
Onlar doğru düzgün oturunca Tae beni tanıştırdı
Tae: çocuklar bu Minsoo benim okuldan sınıf arkadaşım.
Eun Jin: bence sınıf arkadaşından da öte olabilir
Ben: beni bu kadar çok seveceğinizi düşünmezdim
Jung gyu: sevmek mi? Bayıldık. Abi sen ne düşünüyorsun
Tae: bunu dün konuşmuştuk
Jung gyu: ama Jungkook abi senden sonra bize başka bir şey dedi
Ben: ne dedi
Eun Jin: seni.
Tae: Eun Jin!
Ben: niye kızıyorsun çocuğa. Sen boşver Eun Jin artık sana kizamamaz bu
Bir süre sonra piknik alanına vardık. Jung gyu benim elimi tutuyor du.
Yere piknik sofrasını serdikten sonra yaptıklarımı koyup yemeye ve konuşmaya başladık.
Eun Jin: abi beni seviyor musun?
Tae: nerden çıktı o prenses
Eun Jin: şimdi sen Minsoo abla ile sevgili olunca beni yine seviceksin dimi
Ben: biz sevgili olmuyoruz ki. Hem abin kimle olursa olsun seni mutlaka sever. Önemli olan senin abini ve abinin birlikte olduğu kişiyi sevmen
Eun Jin/Jung gyu: o kişi sen isen hep severiz
Tae: siz niye hep böyle diyorsunuz
Jung gyu: e Jungkook abi gibi yapıyoruz
Tae: Jungkook böyle yapmıyor ki
Eun Jin: ama bize hep böyle anlatıyor
Ben: neyse ne de siz yarın nasıl taşıcak sınız evi?
Tae: bilmiyorum
Ben: burdan sonra eve gidip toplamaya başlıyalım mı? Hem 4 kişi daha kolay olur
Tae: olur şunları bıraktıktan sonra
Eun Jin: peki ya biz?
Tae: sizi bıraktıktan sonra
Ben: tamam o zaman bir kısmını taşırız geceye kadar yerlestiririz. Sonra yarında büyük eşyalar gelir
Tae: aynen öyle
Eun Jin:....