Yeni Başlangıçlar

Bölüm 2

Bölüm 2

Aden aniden çözülüp Toprak’ın yanına gitti ve yüzünü elleri arasına alıp acıtmadan hafifçe yaralarına dokundu. Bu olayı gören birkaç kız Pelin’in kulağına fısıldamaya başladılar.

“Toprak’ın yeni sevgilisi bu mu yani? Miray’ı bu kızla mı aldatıyor?” diyerek sorularını sıraladılar.

Pelin ise “ O kız Toprak’ın kardeşi, geri zekalılar!” diyerek sert bir şekilde sorularını tersledi.

Aden ise hala Toprak’tan olayın ne olduğunu öğrenmeye çalışıyordu fakat Toprak onu geçiştiriyordu.

Bir süre sonra müdür gelip olayın ne olduğunu bile sormadan elindeki bir tomar kâğıda bir şeyler yazdı ve ikisine uzattı. Bir gün okulda kalma cezasıydı. Aslında müdür ailelerini de arardı fakat bu çocukların aileleri okula yüklü bağış yapıyordu. Ondan dolayı kâğıtları verdikten sonra olay yerinden uzaklaştı.

Aden ise bir çocuğun yardımı ile Toprak’ı kaldırdı ve revire götürdü. Toprak dağılmıştı ama diğer çocuğu da fena dağıtmıştı. Dövdüğü çocuğun adı Berkay’dı. Berkay, Aden hakkında saçma şekillerde atıp tuttuktan sonra Toprak’ın uyarmasına rağmen konuyu saçma yerlere çekince kavga başlamıştı.

Revir kapısından zor girmişlerdi. Aden, Toprak ve Toprak’ı taşıyan çocuğun ardından Toprak’ın tayfası da geliyordu. Diğer çocuklar da Toprak’ın tarafını tutmuşlardı, çünkü o Özgür’le beraber gruplarının başıydı ve bu kavgada o haklıydı. Fakat Toprak adil bir karşılaşma olması için tayfasının kavgaya karışmasını engellemişti.

Doktor Toprak’ın yaralarını sararken Aden hafiften kötüleşmeye başlayınca, Toprak doktoru hafifçe ittirip Aden’i tuttu ve onunla konuşmaya başladı. Küçüklükten beri en küçük bir yaralanmadan midesi bulanırdı.

“Sen dışarı çık. İyi gözükmüyorsun.” Diyerek Aden’i ikna etmeye çalıştı. Aden zaten kendini  kötü hissettiği için fazla zorlamadan kabul etti.

“Tamam, ama bence evde anlatmak için iyi bir bahane bulmaya çalışsan çok iyi olur. Bu sefer kolayca kurtulamayacaksın.” Diyerek Toprak’ın elini bıraktı ve dışarı çıktı.

***

-Aden’in Bakış Açısı

"Sen gerçekten de aptalsın Toprak! Sen kim, kavga etmek kim?" Evin kapısını açarken belki de bu sözleri yüzüncü söyleyişimdi. Ama hala anlayamıyordum. Ne olmuştu da Toprak kavga etmişti? O benimle her şeyini paylaşırdı, İzmir’deyken de ondan hiç böyle şeyleri duymamıştım. Belki de kendine pembe tüylü bir günlük almıştı da içini ona döküyordu.

"Aden, kapa çeneni. Yedi yaşında değil, on yedi yaşındayım." diyerek tersledi beni. Ablaya kapa çeneni ha!

"Havalısın diye bir yerlerin kalkmasın beyefendi. Okuldaki davranışların bana sökmez. Ne düşünüyordun söylesene."

"Aden bir daha konuşma diye söyleyeceğim. O beyinsiz senin hakkında saçma şeyler söyledi, cinsele çekti konuyu ne yapsaydım? Hepimiz kardeşiz, olmaz öyle şey deyip konuyu kapatsa mıydım?"

"Ne halin varsa gör Toprak! Sadece dua et ki müdürün elinden ucuz kurtuldunuz." diyerek odama çıktım ve son ses müzik dinlemeye başladım. Benim yüzümden başını belaya sokması katlanılır değildi. Tam derin bir uykuyla gerçekliğin arasında kalmışken kapının çalmasıyla yerimde sıçradım. Of ne güzel erkenden uyuyacaktım.

Aşağı inip ısrarla çalan kapıyı açtım.

Kapıdakileri görünce bir an kapatmaya yeltendim fakat akın akın içeri girdiler. Pelin, Özgür ve Miray merhaba bile demeden ellerinde DVD'lerle salona oturdular. Evet, mükemmel beşlinin ‘Film Gecesi’ne hoş geldiniz (!)