Merhaba, olayı daha net aktarmak amacıyla bu bölümü çoğunlukla diyalog kullanarak kısa sahneler şeklinde yazdım, umarım beğenirsiniz.♥
Günün sözü;
Sorgulanmamış hayat, yaşanmaya değmez.
-Sokrates
5. BÖLÜM
Bir rüzgar esti uzaktan, kaçıyordu sanki birinden. Kuşlara çarpıyordu, güllere çarpıyordu, yüzüme çarpıyordu. Daha gelmeyecekmiş gibi yıkıp döküyor ve gidiyordu.
Sessizdim çünkü kimse çığlıklarımı duymuyordu.
Hava ruhum gibi karanlıktı ve benim yıldızlarım çalınmıştı, çimende uzanıyordum.
Dudaklarım çatlamıştı ve ben gülümserken ince çizgiler halinde kanıyordu.
Yaklaşan adım seslerini duyunca gözlerimi gökyüzünden alıp Burak'a çevirdim."Uzaktan bakınca öldün sandım salak!"
Kaşlarımı çattım. "Git başımdan."
"Konuşmaya geldim."
"Konuş."
"Tamam " dedikten sonra boğazını temizledi ve gözlerini bana dikip konuşmaya başladı.
"Bana bak Ece, ben senin tribini falan çekmem. Dünya üzerinde sadece sen mi üzülüyorsun? Hayır. Şu depresif acınası hallerini görmekten sıkıldım, kendine gel. Daha ne kadar böyle devam edecek?"
Daha sakin bir ses tonuyla devam etti.
"Artık kendin ve hayatın için bir şeyler yap."
"Hiçbir halt bildiğin yok."
"Sen öyle san, Araf anlattı bana."
Gerildim. "Üçümüz dışında bilen var mı?"
"Hayır."
"Güzel, böyle kalacak." Telefonumu çıkarıp Araf'a mesaj attım.
"Kalk artık, Ece." Kolumu çekiştiriyordu.
"Bırak kolumu yürüyebiliyorum."
"Bir kere de teşekkür et nankör."
"Burak, ben de senin tribini çekmem."
Zaten açık olan kapıdan girip salondaki krem rengi koltuğa kendimi attım, Burak tam karşıma oturdu.
"Araf bana anlattı ama senden de dinlemek istiyorum."
"Tamam." dedim. Sakinliğimi korumaya çalışıyordum.
"Amcamı Hande öldürdü."
"Bunu herkes biliyor."
"Hande'nin Mehmet ile ilişkisi varmış."
Çenesini sıvazlarken sordu. " Amcanın en yakın arkadaşı olan Mehmet?"
Cevap vermeden devam ettim. " Hande'yi onu öldürmesi için kullandı. Hem eşini hem şirketteki pozisyonunu aldı."
Tırnaklarımı incelerken devam ettim.
"Babam da bunu biliyormuş."
"Araf tüm bunları nasıl öğrendi?"
"Şirkete, babamın yanına,benimle ciddi düşündüğünü söylemek ve onu akşam yemeğine davet etmek için gitmiş. Sekreter yerinde yokmuş, heyecanını yenmek için kapının önünde oyalanırken duymuş."
"Tam olarak ne duymuş?"
" Mehmet, babamı tehtit ediyormuş."
"Babanın çıkarı ne?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gri Kraliçe
Teen Fiction"Sevdik, yaşadık ve eğlendik. Kendi masalımızı yazıp siyah ve beyazı reddettik. Kral olduk, kraliçe olduk. Ruhumuzun sahiplerini bulduğumuza inandık; yanıldık. Benim ruhumun sahibi, intikam isteğiydi."