Bu bölümü yazarken Crazy in Love-Fifty Shades of Grey Cover dinliyordum, etkisinde kalmış olabilirim bu yüzden sizinle de paylaşmak istedim.Çok mu korkunç olmuş? (+18)
İyi okumalar..
TOPRAK
Terasımda o çok sevdiğim hasır koltuklarımdan birine oturmuş, viskimi yudumluyordum.Geceye bakıyor ve kelimelerin aklımda süzülmesine izin veriyordum.İçimde ki ruh kırıntılarını sorgularken, yapmayı çok özlediğim şeyi yapmak için sabırsızlanıyordum.
Şehirdeki ışıklar tek tek sönmeye başladıkları zaman, kızıl saçları, kahverengi gözleri ve yanaklarındaki hafif çillerle adını umursamadığım bir kadın yatağıma girdi.
Önce biraz uçmamız gerektiğini söyleyerek, onu kısa süreliğine bayıltacak bir içki ikram ettim.
Hepsini tek yudumda içtikten kısa süre sonra bilinci kaymıştı.
''Pierre! Getirebilirsin.''
Hemen sonra Pierre, titanyumdan yapılmış çarmıhı odaya getirdi.
''Gidebilirsin.''
Kadını yavaşça kaldırdım ilk önce ellerini ardından ayak bileklerini kelepçeleyip çarmıha gerdim.Gözlerine siyah göz bandını geçirdim.Masanın üzerine özel bıçak koleksiyonumu yerleştirdim.Şimdi tek yapmam gereken uyanmasını beklemek olacaktı.Yaklaşık 20 dakika sonra kendine gelmeye başlamıştı.
''Ah..Hiçbir şey göremiyorum.Noluyor?''
Sağ elimin işaret parmağını dudaklarına götürdüm ve sol elimle çenesinin altından sıkıca kavradım.
''Şşh..Şşh..Sakin ol güzelim ben yanındayım''
''Neden gözlerim kapalı? Ve hareket edemiyorum?Lanet olsun bana bundan söz edilmemişti.Beni hemen şuan bırakmanı istiyorum''
''Ah, söz edilseydi burada olmazdın herhalde değil mi?''
''Sana bırak beni dedim! Polise gideceğim her şeyi anlatacağım! Her şeyi, seni sapık!''
''Bu yüzden seni bırakmayacağım ya işte''
Gülüyordum.Heyecanlıydım.Bağımlıydım ve bunu seviyordum.İçim kıpır kıpırdı.Gülüşümün kadını sinir ettiğini ama daha çok korkuttuğunu biliyordum ve bunu bilmek daha çok haz almamı sağlıyordu.
''Ne dersin güzelim, başlayalım mı? Söz veriyorum sana hayatının en güzel gecesini yaşatacağım''
''Hayır hayır lütfen bırak beni lütfen.Yalan söyledim polise asla gitmem lütfen bırak beni, lütfen, lütfen..''
Ağlamaya başlamıştı.Ağlamasını değil çığlık atmasını istiyordum.Üzerindeki minicik elbiseyi ve iç çamaşırlarını kestim.Çırılçıplak kalmıştı.Ardından kendi kıyafetlerimi çıkardım.Artık ikimiz de çıplaktık.
''Şimdi sessiz olur ve sözümü dinlersen daha az acı çekmen için elimden geleni yaparım.Adın ne?''
''Evet tamam, tamam lütfen sakin ol lütfen.Deniz adım Deniz.''
''Bundan sonra ben konuşmanı söyleyene kadar konuşmuyorsun tamam mı Deniz?''
Kafasını deli gibi onaylarcasına sallıyordu.
''Güzel..Şimdi, sen ne kadar istekli olursan ikimizde o kadar zevk alırız, bana güven.''
Göz bandının altından yaşlar süzülüyordu ve dudağını ısırarak kanatmıştı.
Çarmıhı kadınla beraber yavaşça yere yatırdım.Göğüs uçlarına taktığım kıskaçları olabildiğince gergin tuttum.Ağzına en sevdiğim toplardan kırmızı olanını tıktım ve kafasının arkasından sıkıca bağladım.Üzerine oturdum ve hızlıca içine girdim.Bu sürtüğün acı çekip çekmemesi umrumda bile değildi.Ağzına top tıkıştırdığımdan inlemeleri içten ve boğuk geliyordu.Nefes almakta zorlanıyordu.
Tekrar, tekrar, tekrar içine girdim..
Dayanamıyordu, patlayacak gibiydi yüzü kıpkırmızı olmuştu.Ritmik olarak devam ederken eğildim ve göğüslerininden yalamaya başlayarak göbeğine kadar geldim.Parmaklarımla göbeğini yanlarından sıkıyordum.Bağırıyordu.Ama burada evimin üstünde olduğu 5000 metre karelik alanda kimse ona yardım edemezdi.Burası benim çöplüğümdü.
Ayağa kalktım ve çarmıhla beraber onuda kaldırıp duvara yasladım.
Ucu bıçak gibi keskinleştirilmiş ince, uzun, metal bir çubuk elime aldım.Ağzına tıkdığım topu çıkardım ve karşısına geçtim.
''Hazır mısın?''
''Ne? Ne yapacaksın? Yeter lütfen yeter bırak beni yeter dayanamıyorum.Lütfen!!''
Yalvarıyordu.Baştan aşağı sırılsıklam olmuştu ve kızıl saçları vücuduna yapışmış, ışıkta alev gibi parlıyordu.
''Sessiz ol lütfen tatlım, kısa sürecek güven bana''
Sağ ayağımı bir adım geri attımve sol ayağımdan güç alarak, çubuğu kızın vücuduna doğru savurdum.Çenesinin altından göbeğine kadar ince bir çizik oluşmuştu ve kırmızı kan yavaş yavaş açığa çıkıyordu.Gerildim ve bacaklarının ikisine birden ard arda onlarca çizik attım.Sonra kollarına ve göğüslerine de aynısını yaptım.Göğüslerinin ucunu taktığım kıskaçları çıkardım.Kadının çığlıkları durmuyordu.Ağlıyor ve çığlık atıyordu.Harikaydı.
Öne doğru iki adım attım ve iyice yaklaştım.Elime aldığım minik bıçakla göğüs uçlarını kesmeye başladım.
Acıdan bayıldığını sesi kesildiğinde anladım.Son olarak bir elimle kafasını tuttum ve diğeriyle bastırarak boynunu kırdım.
Kadından uzaklaşıp banyoya gittim.Her tarafım kan olmuştu.Sıcak bir duş aldım.Çok iyi gelmişti.Duştan çıkıp terasa geçip oturdum.
''Pierre! Adamları çağırda gelip temizlesinler odayı işim bitti.Sende bana bir viski koy.''
''Emredersiniz...''
Viskimi yudumlarken yine geceyi seyrediyordum.Ben buydum.Bir canavar ve kendimi seviyordum.Yaptığım şeyden mutluluk duyuyordum ama bundan daha çok haz veren bir şey var ise sevdiğim birine aynısını yapmaktı.
Tıpkı babamın anneme, benimse kız kardeşime yaptığım gibi..
Medya: Toprak
