05

281 16 23
                                    

Ömer

Ömer
Cenk
Ege

|Pazartesi|

"Amına koyayım. Ne bicim bir gün. Herşey midemi ağzıma getiriyor. İnsanları gördükçe üzerlerine kusasım geliyor."
Her zaman ki gibi Ege'nin salak salak konuşmalarını dinliyordum. Çok mal bir çocuktu ama ben arkadaşım olduğu için bir şey diyemiyordum. Kırılır yazık.

"Bak diyorum sana kardeşim, iki güne kalmaz babamlar gider ev bize kalır, biz de parti parti partizani yaparız nasıl fikir ama? Yılan değil mi?"
Konu ne ara dağılıp başka konuya geçti anlamamıştım ama yine de kafamı aşağı yukarı sallayıp
"Olur yaparız Ege. Ama yine geçen gün ki gibi babanlar son anda karar değiştirip eve gelmesinler? Eğer öyle bir şey olursa bünyem bir daha böyle bir aksiyonu kaldıramaz. Anlıyorsun değil mi canım kardeşim?"

"Anladım kardeşim, ama bu sefer öyle bir şey olmayacak. Babamın orada önemli bir işi varmış kolay kolay dönmezler. Güven bana" Dedi gülümseyerek. Gözlerine dikkatlice bakıp
"Emin misin?" Dedim. Ege'ye güvenmiyordum geçen sefer de "Gelmeyecekler. Güven bana kardeşim" demişti ama sonradan ne oldu? Babası gelip ağzımıza büyük bir zevkle SIÇTI.

"Yaa oğlum sen kardeşine güvenmiyor musun?" Ona bakıp alayla güldüm
"Tabi ki güvenmiyorum amına kodumun malı. Mal mıyım ben sana güveneyim." Dedim gülerek.

"Kendin bilirsin kardeşim, istiyorsan gel, istemiyorsan gelme. Sikimde bile değilsin." Dedi ve enseme bütün kantin de yankılanacak bi tokat çaktı.
Anında ona döndüm, tam üzerine atlaycaken

"Dur dur." Dedi ve bi kaç adım gerileyip.
"Partiye Cenk ve tayfası da gelicek haberin olsun." Dedi ve yanağımı sıkıp hızlı bir şekil de ayağa kalktı.

"Ben sınıfa gidiyorum, sen de git birazdan zil çalar." Dedi ve sırıtarak koşmaya başladı.

Bu çocuk işini biliyordu. Cenk konusun da ne kadar  hasas olduğumu, Cenk'den bahsedince dikkatimi ne denli dağıldığını biliyordu ve her seferin de dayak yememek için Cenk deyip gidiyordu. Orangutan suratlı arizona kertenkelesi. Bir gün elim de çok fena kalacaktı bacağına sıçtığım.

Kendi kendime konuşurken çantamı koluma alıp yavaşça oturduğum yerden kalktım o arada telaşla kantine giren Cenk'i gördüm. Bir şey arıyor gibi bir hali vardı ve endişeli görünüyordu. Saçları darma dağandı göz altları şişmişti ve bu haliyle bile mükemmel görünüyordu. Bu çocuk çoğu kızın hayalini süslüyordu eğer gerçekten eşcinsel olsaydım bu çocuğa aşık olurdum.

Cenk'in yanına yaklaşıp "Bir şey mi arıyorsun?" Dedim irkilip bana döndü ve
"Şey. Evet buralarda ucun da kırmızı taşlı gümüş bir kolye gördün mü?" Dedi telaşlı bir sesle. Neden bu kadar telaşlı olduğunu anlamamıştım.

Etrafa bir göz atıp " Maalesef, görmedim ama aramana yardım edebilirim istersen?" Dedim onun aksine sakin bir tonda.
"Bana böyle bir iyilik yaparsan hayatımı kurtarmış olursun." Ona sıcak bir gülümseme attım ve kafamı saladım. Gözleri dudaklarıma kaydı ve o da güldü.

"Nerde kaybetmiştin. Yani en son nereye girdin? Oralara bakalım."

"Bilmiyorum, ya burada düşürdüm, yada lavabo da düşürdüm. Ama lavaboyu eleyelim oraya baktım." Dedi ve gözleriyle yeri turlamaya başladı.

"Birisi çalmış olmasın?" Dedim, yerlere bakarak. Aniden bana dönüp "Ne?" Demesiyle korkup yerimden sıçradım ve elimde olmadan bir iki adım geriledim.
"Kusura bakma, birden sen öyle deyince şey oldum." Dedi. Nedense bu hali acayip tatlıydı.
"Tamam ya çok şey etme belki çalınmamıştır" Dedim. Kafasını salayıp yine kolyeyi aramaya başladı. Ben de onun gibi kolyeyi aramaya başladım.

Neden ona yardım etmek istedim bilmiyordum yine malığım tutmuştu anlaşılan.
İleride parlayan kırmızı şeyi fark edince o tarafa doğru adımladım.
Yerde ki kırmızı kolyeyi uzandım. Elime aldığım kolyeyi incelemeye başladım. Kırmızı taşın etrafında garip desenler vardı, ama çok narin ve güzel bir kolyeydi.

Cenk'e dönüp "Bu mu senin kolye?" Dedim
Anında bana dönüp kolyeyi aldı ve bana minnet dolu bakışlarla bakıp
"Sen nasıl bir kralsın ya dedi" Ona gülüp

"Kolyeyi vereceğin kız çok şanslı" Dedim. Gülümseyip
"Evet çok şanslı." Dedi ve kolyeden bakışlarını çekip
"Teşekkür ederim Ömer bana çok büyük bir iyilik yaptın" Dedi ona bakmak için kafamı biraz kaldırmam gerekiyordu ve ben de kafamı birazcık (!) kaldırıp
"Ne demek canım" Dedim gülümseyerek.

Bir süre boyunca birbirimize öylece baktık. Daha sonra zilin o lanet sesi duyuldu.
Cenk bana dönüp
"Tekrardan teşekkür ederim Ömer."  Dedi ve sıcak bir gülümseme sundu bana. Daha sonra saçlarımın arasındaki elini hissedip şaşkınca gözlerine baktım.

*
*
*
*
Bu hikâyeye ilk düz yazı yazışım. Moralim 0 olduğu için güzel olmamış olabilir ama umarım beğenirsiniz.

Sizi seviyorum 💝

Beğendiyseniz vote ve yorum atmayı ihmal etmeyin lütfen.

Bu arada arkadaşlar ben 04 bölümü yanlışlıkla yayımlamışım şimdi fark ediyorum. Offf ya ölmek istiyorum.

Sizi seviyorum 💝

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 12, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

PATATES KIZARTMASI {Boy×Boy}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin