Yukarıya karakterleri bıraktım. Biraz buraya yazmayı düşünüyorum.Yorum yapmayı unutmayın.
Kavak en yel haliyle esintisini sürdürüyordu. Karartıyla temenni olmuş odanın içerisi havasız bir o kadar da rutubetliydi. Açık kalan cam arasından giren rüzgar sarı saçlarıma vurduğunda saçlarım belimin üzerine doğru savruldu. Kendime istediğim her şeyi yapabilecek olduğum günü değerlendirmek için kitap okumaya karar vermiştim. Çalıştığım kitapçıdan her ay düzenli olarak aldığım kitapları biriktirip kazandığım bir kaç maaşımla da karşısında dikildiğim kitaplığı almıştım. Bu karanlık odaya yakıştığını düşünüyordum. Beyaz tenimin üzerine yayılan ince parmaklarımı sabitlediğim belimden çekerek kitaplığı yaklaştım. Gözüme kestirdiğim ilk kitabı okurdum genelde. Adımlarım kitaplığın bir milim ötesinde duraksadığında parmaklarım henüz okunmamış olan kitaplara dokundu.İlk gözüme çarpan kitap! Aklımda biriken yüzlerce soruyla, yüzünü görmeye erişemediğim maskeli adamın bir ay önce okumam için verdiği kitabı aldım avuçlarım arasına. Gözlerimin önüne gelen görüntü hafızamı yoklamamı sağladı.
.....
Bir ay önce,
"kimsin?" sarı saçlı genç kız olabildiğince sesini duyurmaya çalışarak bağırmıştı. Hiç bilmediği bir odadaydı. Hiç anımsayamadığı bir yatakta oturuyordu. Sarı saçları beline kadar uzanıyordu.
Genç kızın aklından geçenler ruhunu alaca bir karanlığa sürüklüyordu. Uyandığında bu karanlık oda da bir başınaydı. Daha sonra dün gece az çok hatırladığı maskeli adam girmişti odanın içerisine.
"kimsin?" diye yineledi genç kız. Sorduğu sorular yanıtsız kalıyordu. Maskeli adamın neden maske taktığı konusunda bir fikri yoktu. Belki de tanıdığı biriydi. Dün gece aklından geçenler bir bir aklını kurcalamaya devam etti.
Sadece sırtını görebildiği maskeli adam önünü döndüğünde adımları genç kızı buldu. Hızlı yürüyordu. Bir şeyleri çabucak halletmek ister gibi.
Genç kızın gözleri adamın avuçları arasında tuttuğu kalınca deftere kaydı. "o ne?" diye sordu dalgın bakışları arasından. Kalbi hem korkuyla dolup taşıyordu hem de merakına yenik düşmüş bir vaziyette ortaya serilmişti.
Maskeli adam büyükçe elleri arasında tuttuğu kitabı genç kızın bakışları arasında ona doğru uzattı. Tek kelime etmiyordu. Genç kız tereddüt edercesine parmaklarını adamın avuçları arasında tuttuğu kitaba uzattı. Sarı saçları bir miktar havalanmıştı.
Genç kız avuçları arasına aldığı kalın kitapta gezdirdi mavi gözlerini. Uzun Kirpikleri arasından kitabın kapağını inceledi. Kitabın ismi yoktu. Her hangi çizilen bir resim de yok diye geçirdi aklından.
Maskeli adam adımlarını karşısına sabitlenen tahtaya yöneltti. Büyük elleri tebeşiri tutarken bir şeyler karalamaya başladı. Genç kızın mavi gözleri adama çevrildi. İkisi de konuşmuyordu. Genç kız alamadığı cevaplar karşısında susmayı yinelemişti.
Maskeli adamın karaladığı şeylere odaklandı. Uzakta olan yazılara karşın gözlerini kıstığında avuçları da arasında tuttuğu kitap yüzünden terlemeye mesken tutmuştu. Kalbi çarpıyordu. Ne yapacağını bilmediği bir adamla aynı odada olmak tenini ürpermeye yetmişti.
Adamın yazdıklarını sesli bir şekilde tekrarladı. "Elinde tuttuğun kitabın her sayfası bir anahtarla çevrili. İlk sayfası hariç." genç kızın gözleri kitaba çevrildi. Daha sonra yeniden okumaya devam etti. "her sayfa bir güne ait. Bir ay sonra kitabı okumaya başla. Her okuduğun sayfa sonunda anahtarları bulacaksın. Seni bazı şeylerle yüzleştirecek. Unutma her gün bir sayfa. Yoksa anahtarları bulamazsın." genç kızın dili konuşamaz hale geldiğinde okuduğu cümleler telaşlı bir anlam kazandı. Genç kızın mavi gözleri kirpikleri arasından kitaba indiğinde korku genç kızın tüm bedenini kaplamıştı.
.....
Kitabı avuçlarım arasında tutmaya devam ettiğimde adımlarımı kitaplığın yanında duran koltuğa çevirdim. Dizlerim büküldüğünde koltuğun soğukluğu tüm bedenime yayıldı. Şöminenin cızırtısı kulağımı tırmalarken kitabın ilk sayfasını açmak için parmaklarımı öne doğru getirdim.
"Aleda?" adım odanın her köşesinde yankı yaptığında sesin geldiği yöne çevirdim bakışlarımı.
İki yakın arkadaşımı inceledim. Efilin omuzlarının biraz altında biten kahverengi saçları vardı. Güzeldi. Güzel ve süslü diye tanımlardık aramızda. Lisa daha olgun ve daha cana yakındı. İkisini de seviyordum. Olabildiğince beraberdik. İkisiyle aynı evde yaşamak başıma gelebilen güzel şeylerden birisiydi.
Efil'in gözlerinde yayılan heyecan koşar adımlarını oturduğum koltuğa yöneltti. "kitabı okumaya mı karar verdin?"diye sordu heyecanı arasından. İnce kalçası koltuğun kenarına sığdığında bedenim hafifçe sallandı.
"efil sakin olsana biraz. İçerisinde ne olduğunu bilmiyoruz henüz." lisa' nın olgun davranışlarını her zaman şevmişimdir diye geçirdim aklımdan. Gülümseyişine karşılık verdiğimde o da koltuğun diğer tarafına oturdu yavaşça.
Koltuğa birazdaha sindiğimde dizlerimi karnıma doğru çektim ve ilk sayfayı açtım.
Bugün hayatının aşkıyla tanışıyorsun. Çalıştığın kitapçıya git ve tanış onunla.
Küçük bir not, anahtar arabasının ön gözünde.Gözlerim kızları bulurken üçümüzde anlamsız bakışlarımızı sergiledik. "hayatının aşkı!" diye bağırdı efil kulağıma doğru. "hayatımın aşkı." diye tısladım ona doğru.
Yorum yapmayı unutmayın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Omzuma Dokunan Nefes
Teen FictionKimsesi olmayan bir genç kızla kendi kaderini kendisi çizen bir adamın sayfalara dökülen hikayesi. Sarı saçlı bir genç kız. Sarı saçlı bir adam. Hangi kitap sayfası, kaderi birbirine hükümlü iki kişiyi bir cümlede birleştirebilir? ...