2. ANAHTAR

2.1K 123 67
                                    

       Hepinize merhabaa. Yazmaktan çok keyif aldığım bir bölümle karşınızdayım. Kitapçının fotoğrafını hemen aşağıya bıraktım. Medyada da dinleyebileceğiniz bir şarkı var. Buraya yazmayı seviyorum, bu kitabı istediğim şekilde yazacağım.

     Seviliyorsunuz.

    Yorum yapmayı unutmayın.
 

  

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

  

    Şeytan, bir melekten farklı olarak üzerine tüm kötülüğü işlemişti. Her şey toz duman olduğunda şeytan ortaya çıkacak ve tüm melekleri kandırmaya uğraşacaktı.

       Gecenin kasvetini üzerine geçen hava grimsi bir renge bulanmıştı. Siyah botlarımın üzerine yapışan karları sirkelediğimde eldivenlere sıkıca geçirdiğim avuç içlerimi cebime soktum.

       Buraya gelene kadar epeyce bir zorluk çekmiştim. Beyazımsı kar tüm caddeyi kaplamış, evden buraya gelene kadar bedenime zorluk çektirmişti.

         Yol boyunca aklıma takılan düşünceleri yokladığımda, dudaklarım arasından çıkan dumanla birlikte "hayatımın aşkı!" diye fısıldadım. Ne kadar da saçma... Ben ve aşk, birlikte yazılıp çizilmeyecek iki farklı ruh...

     Başımı olanları durdurmak istercesine iki yana salladığımda, dudaklarımda oluşan tebessümü engellemedim.

     Oraya gidip hayatımın aşkını sikip geri gelicektim.

      Maviye çalan gözlerimle çalıştığım kitapçıya süzdüğümde, cam kapının içeriyi gösteren kısmından neler olup bittiğini anlamaya çalıştım. Havanın buz kesen soğuğu siyah taytıma vurduğunda, açık kahverengi kabanımın ısıttığı bedenime şükrettim.

         İçeride bir kaç müşteri vardı. Garipsenecek herhangi bir olay yoktu. Bunu anlamanın en iyi yolu, içeri gidecek ve başımdan savmaya niyetlendiğim kişiyle tanışacaktım.

        Kısacası, defterde yazılı saçma cümleyi daha başlamadan bitirecektim.

     Beyaz eldivenlerime sığdırdığım ellerimi cebimden çıkardığımda, izinli olduğum günlerde pekte uğramadığım kitapçıya doğru attım adımlarımı.

      Patronum neden geldiğimi sorgularsa, kitap almak için geldim bahanesini uyduracaktım.

     Kavak şeklinde bir rüzgar hafif bir esintiyle sarı saçlarıma vurduğunda saçlarım havalanıp kabanımın örttüğü omzumun üzerine düştü.

      Botlarımın çıkardığı sesler arasından, yürümekte zorlandığım yoldan karşıya geçiyordum.

     Az kaldı... Şu siktiğim işi halletikten sonra sıcak şöminenin karşısına geçip seçtiğim başka bir kitabı okuyacaktım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 02, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Omzuma Dokunan NefesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin