9- Gideon Değil Ben

143 65 11
                                    

Yazar Notu: Normalde haftada bi bölüm yayınlardım ama önceki bölümde aldığım yorumlar beni sevindirdi ve hemen paylaşmak istedim. Bu bölümde de yorumlarınızı eksik etmezseniz sevinirim. Bu arada kapak işinden anlayan okuyucularım, bana mesaj bölümünden ulaşırsanırız sevinirim ve fikirlerinize de açığım.

Bölümü okuyamayanlar için bi kere daha yükledim. Bu arada en uzun yorumu yapan okuyucuya diğer bölümü ithaf edeceğim :)

Bölümü tamamen bu şarkıyla yazdım sizde okurken dinlerseniz sevinirim.

Multimedia'da Gideon -sinirli haliyle- var :)

Gözlerim Gideonun gözlerine odaklıyken ne kadar görebilirsem o kadar görebiliyordum etrafı. Bu durum hani bi yere odaklanırsınızda başka hiç bir şey göremezsiniz ama etrafınızda akışın olduğunu bilirsiniz ya tamda böyleydi işte.

Ve bende Gideonun gözlerine odaklanmışken duyularımın sayesinde sadece tahmin edebildiğim kadar algılıyordum olayları.

Üç bilemedin dört arabanın fren sesi kulakları sağır edecek şekilde arka arkaya duyuldu. Beklenen misafirlerin kim olduğu belli olmuştu ama ben onlara önümü dönemiyordum olduğum yerde kaskatı kesilmiş olanlara anlam vermeye çalışıyordum. 

Beynimdeki sorular birbirini öne atarak cevaplanmayı bekliyordu. En önemli soruysa babamı görmeye gittiğim yerde Gideonun ne işi vardı? 

Nedendir bilmem, Gideonun İçeri Girin! komutuna rağmen bacaklarım hareket etmemişti. Seth ve Zo ise çoktan içeri girmişlerdi. Beynimin koş sinyallerine rağmen kendime söz geçiremiyordum. Bu esnada silah sesleri kulaklarımı dolduruyordu. Açık hedeftim ve adım atamıyordum. 

Adrenalin buydu sanırım. Gülümsedim. Ne kadar delice olduğunu önemsemeden gülümsedim.

Silah seslerini duymanın şoku bir yana babamın nasıl bir pisliğin içinde olduğunu düşünmeden edemiyordum. Keşke buraya gelmeseydim diye içimden geçirirken Gideon hareketlendi bi eliyle belinden silahı çıkardı ve diğer eliyle kolumu tutup hareket etmemi sağladı. Sert hareketleri bile beni kendime getirmeye yetmemiş olucak ki adım atamıyordum sadece sürükleniyordum.

Olaylar o kadar hızlı gelişti ki ne ara su deposuna benzer yerin arkasına gelip yere çöktük anlayamadım.

Gideon 'Ne halt ediyorsun?' bakışını attıktan sonra silah seslerini umursamadan "Aramadın" dedim ve seslice yutkundum aramaması canımı yakmıştı. Onu bu durumda görmekte öyle. "Lanet olsun, 10 gündür aramadın!" sesim sonlara doğru daha sert çıkmıştı. 

Gideon hah'larken "Ciddi misin ufaklık? Şuan mı?" ağzımdan çıkan kelimeleri o an düşündüm ve beynim başka yönlere kaydı. Haklıydı. En olmaması zamanı seçmiştim konuşmak için ama düşünmeden konuşmuştum. Bu şaşkınlıkla konuşabilmem de ayrı bir durum ya(!)

Silah sesleri kulağımda çınlarken düşünmeye devam ettim BABANI GÖRMEK İSTİYORSAN BU ADRESE GİTMELİSİN AMA GİDECEĞİN YERİN SANA UYGUN OLACAĞINI DÜŞÜNMÜYORUM. DİKKATLİ OL denilirken bahsedilen şeyin bu olduğu artık apaçıktı. Anlaşıldığı üzere babam karanlık işlere bulaşmış bir adamdı.

&

"Ahh beni vurdun Eva" derken gözleri kapanmış boylu boyunca yere uzanmıştı. Gözlerim hemen dolmuş koşarak daha doğrusu uçarak yanına ulaşmıştım. "Hayır baba, hayır bu sadece bir oyundu," dedim babamdan tepki bekliyordum ama o kımıldamıyordu

"Lütfen, cevap ver baba" sözlerime hıçkırıklarım eşlik ettiği sırada babamın kalbinin olduğu yere elimi koymuştum "Baba, cevap ver" diye ağlarken annemin sesi duyuldu "Yine mi David?" babam gözlerini açtığında -masmavi gözlerimi aldığım adam- gözlerimi gözlerinden bir an olsun ayıramıyordum

Bi Parçacık HAYATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin