(medya Hotan şehri)
Dünya gezegeninde normal günlerden biriydi. Çocuklar oyun oynuyor, yetişkinler gündelik işlerini yapıyordu. Gezegenin birçok şehrinden biri olan Hotan şehrine yakın bir ormandan doğal olmayan bazı sesler geliyordu. Sesin geldiği yer tabi ki de Algan'ın yeryüzüne çıktığı asansörden geliyordu. Asansör yeryüzüne çıkmayı başarmıştı ama kapı yarıya kadar açılıyor daha ileri gidemiyordu. Algan kapının arasına girdi ve kaba kuvvetle geçeceği kadar yer oluşturduktan sonra kendini dışarı attı. İçeriden gördüğü kadarıyla ormanlık bir alandaydı ama ağaçlar eski dünyasındaki amazon ormanlarından çıkmış gibiydi. Etrafına baktığında yemyeşil bir dünya görüyordu ve çok huzur vericiydi fakat bu huzurlu hissi çok fazla yaşayamadan korkutucu bir kükreme sesiyle kendine geldi. Ses çok yakından gelmemişti ama yinede insanın içini titretiyordu. Algan kendisine bir yön belirledi ve ormandan çıkmak için yürümeye başladı.
"Aspar şok silahlarının yenilenmesini emretmiştim neden hala bu paslanmış külüstürleri kullanıyoruz?"
"k-ko-komutanım emrinizi yerine getirdim ama karargah ormandaki yaratıkların yıllardır şehire yönelik bir saldırıda bulunmadığını öne sürerek silahları yenilemeyi kabul etmedi."
Polisler çok endişeli ve telaş içindeydiler. komutan Eser yine esip gürlemeye başlamıştı ve genelde böyle anlarda yakınındaki polisleri azarlamaktan başka hiçbir şey rahatlamasını sağlayamıyordu. Komutan Eser ve yanındaki 100 kişilik askeri kamp, orman ve hotan şehri arasındaki sınırı koruyordu ve çokta önemli bir yer değildi. Aslında bundan 200 yıl kadar önce bu orman çok tehlikeli bir bölgeydi ve şehiri büyük zarara uğratan yaratıkları içinde barındırıyordu. Ancak şu anda öyle bir tehtit yoktu. Komutan Eser birkaç polisi tekmeledikten sonra Aspara döndü ve emretti
" Aspar 10 kişi ayarla orman sınırında devriye gezeceğiz."
"Emredersiniz komutanım."
Aspar çok kalıplı biri değildi ama komutan Eserin çok işine yarayan faydalı birisiydi. Aspar hemen 10 polisi ayarladı ve komutanla birlikte günlük devriye için yola çıktılar. Bu sırada Algan ormanın içinde belirlediği yönde ilerlemeye devam ediyordu ve arada duyduğu sesler ürkmesine sebep oluyordu. Algan saatlerce yürüdü ve yürüdü sonunda ormanın bittiği yeri görmüştü, hemen ileri atıldı ve koşmaya başladı. Ormandan çıkmasına adımlar kalmıştı ki korkutucu bir kükremeyle, ormanın çıkışında kendinin iki katı boyunda bir kaplan belirdi. Algana baktı ve tekrar kükredi. Algan, sanki külahta dondurma almışta bir kere yalayamadan külahtaki dondurmanın düştüğünü farketmiş bir çocuk gibi yıkılmıştı. Bu tehlikeli yerden çıkmasına adımlar kalmış ama tam çıkacakken karşısına kocaman bir kaplan çıkmıştı. Ama Algan'ın burada ölmeye hiç niyeti yoktu. Tam kaçmaya başlayacağı sırada kaplanın arkasından gelen sanki star wars dan çıkmış sesler duymasıyla durakladı. Tamda bu seslerle birlikte kaplan arkasına döndü ve öncekilerden farklı olarak pişmanlıkla dolu bir kükreme atarak yere yıkıldı. Algan donakalmıştı. Birkaç saniye içerisinde her şey olmuştu ve bitmişti. Komutan Eser polislere kaplanı kontrol etmelerini söyledi ve Algan'ın yanına geldi.
"Evlat burada ne işin var sivillerin ormana girmesi yasak biliyorsun değilmi ?"
"Efendim ben uyandığımda ormandaydım ve nereye gideceğimi bilmiyorudum. Acaba yakınlarda bir polis karakolu var mı onlarla görüşmem gereken bir konu var."
"Evet bildiğim bir karakol var ve ben karakolun komutanıyım. Ne söyleyeceksin bana?"
"Efendim soğutma odaları denen bir teknoloji duydunuzmu acaba?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uzay Fatihi
Science Fictiongelecekte geçen bir hikaye. Açıklamayı boşverin de içeri gelin.