Algan ve Göktuğun peşindeki adamlar enkazın yanına inmek için yol arıyorlardı ama yaratıkların enkazın yanından uzaklaşmasını beklemekten başka seçenekleri yoktu. Belki yaratıklara ateş açarak bölgeyi temizleyebilirlerdi ama bu seferde çevredeki daha güçlü yaratıklar enkaza toplanabilirdi. İçlerindeki en yetkili kişinin artık bir karar vermesi gerekiyordu ve kendi düşüncelerine göre Göktuğ ve Alganın o enkazdan sağ çıkması olasılık olarak çok düşük bir ihtimaldi. Bunları da göz önünde bulunduran yetkili kişi üst rütbeli kişilere hedeflerin ortadan kaldırıldığını bildirdi ve araçlar araziden hızlı bir şekilde uzaklaşmaya başladı.
Göktuğ ve Algan ormanın içinde hızlı bir şekilde ilerlemeye devam ediyordu. Belki düşmanlarından kurtulmuşlardı ama yinede hiç bilmedikleri vahşi bir ormanda iki kişiydiler. Hit zırhları ne kadar güvende hissetmelerini sağlasa da hala devletin bile müdahale edemediği bir ormanın içindelerdi. Göktuğun ilk hedefi sığınabilecekleri bir yer bulmaktı ama orman o kadar sıktı ki bazen yön duygusunu bile kaybettiğinden şüpheleniyordu. Tam o sırada Algan birden ilerlemeyi bıraktı ve boş gözlerle ileri doğru bakmaya başladı.
"Evlat soldan ilerleyin.Orada sizi bekleyen bir dost varr."
Algan duyduğu ses yüzünden ne yapacağını bilemiyordu. Geçen seferde bu ses onu uyarmıştı ama bu sefer sesi daha net duymuştu. Ne yapacağını bilmese de sese güvenmeyi tercih etti.
"Komutanım içimden bir ses sol taraftan gitmemiz gerektiğini söylüyor, isterseniz birazda sol tarafa doğru gidelim.
Evlat emin misin? sol tarafa doğru orman daha sıkı hale geliyor. Neyse madem öyle diyorsun birazda sol tarafa doğru gidelim.
Aslında komutan Göktuğ kendi belirlediği rotadan şaşmak istemiyordu ama Alganın hislerinede güvenmek istiyordu nede olsa Algan kendisinden 2000 yaş büyüktü. Göktuğa ailesi büyüklerine saygılı olmasını her zaman öğütlemişti. Sol tarafa doğru yönelen ikili bir saat kadar sonra yerin altına doğru giden keskin hatlara sahip bir tünel keşfetmişti. İçeriden ürkütücü bir hava geliyordu ama Algan tehlikede olmadıklarından emindi. Yaşlı ses Tam girişin önüne geldiklerinde Babacan bir kahkaha attı ve Algana içeri girmelerini söyledi. Bu sırada komutan Göktuğ Algana döndü ve içeri girmenin tehlikeli olacağını söyleyen bir bakış attı. Algan Komutan Göktuğun mantık çerçevesi içerisinde düşündüğünün farkındaydı ama zihnindeki seste içerde bir tehlikenin olmadığını sürekli tekrar ediyordu. Tam o sırada tünelin içerisinden beyaz kürke sahip bir kaplan çıktı. Boyu iki metreydi ve etrafına özgüven dolu bir hava yayıyordu. Göktuğ kaplanı görünce tetiğe geçse de sanki kaplanın saldırmayacağını önceden sezmiş gibiydi. Birkaç adım daha ileri gelen kaplan ön ayaklarından birini kaldırdı ve tünelin girişini göstererek eğildi. Bunu gören ikili gerçekten şaşırmıştı. Vahşi bir hayvan ikisini içeri davet ediyordu ve yüzünde samimi bir ifade vardı. Göktüğ bu yaratık neden bu kadar zeki diye düşünmeden edemedi. Algan ve Göktuğ bu davet üzerine daha fazla beklemediler ve kaplanla birlikte tünelin derinliklerine doğru ilermeye başladılar. Ortamda durumun garipliğini belli eden bir gerilim olsa da Alganın zihnindeki bilge ses tüm bilgeliğini kaybetmiş ve sürekli kahkaha atıp duruyordu. Bir süre yola devam eden gurup büyük bir kapının önüne geldiklerinde Kaplanın durmasıyla durdular. Kaplan Göktuğun önüne geçtikten sonra keskin tırnaklara sahip patilerinden birini üç kere yere vurdu ve Göktuğa bakarak kükredi. Bu hareket karşı tarafa çok iyi bir şekilde geçmişti. Kaplan Göktuğun daha fazla ileri gitmesini istemiyor ve burada beklemesini söylüyordu. Bunu anlayan Göktuğ Algana dikkatli olmasını söyleyerek tünelin köşesinde bir yere oturdu. Bu sırada büyük kapı Algan ve kaplanın geçeceği kadar açılıp bir süre sonra kapandı. Kaplan içeri girdikten sonra eğildi ve Alganın sırtına çıkmasını istercesine bir bakış attı. Bunun üzerine yolun uzun olduğunu tahmin eden Algan kaplanın sırtına bindi. Bir saat kadar son hızda koşan kaplan öncekinden kat kat daha büyük bir kapının önünde durdu, Alganı sırtından indirdi ve tünelin bir köşesine geçip uyumaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uzay Fatihi
Science Fictiongelecekte geçen bir hikaye. Açıklamayı boşverin de içeri gelin.