Algan ve Komutan Göktuğ Beyaz kaplanın üzerinde Boyut Okyanusuna doğru ilerlemeye devam ediyorlardı. Komutan Göktuğun planına göre boyut okyanusuna geldiklerinde Devletle bağlantıya geçecek ve yeni bir araçla Jüpitere gideceklerdi. Yol güvenli olmamasına rağmen ikili çok büyük bir tehlikeyle karşılaşmadan yollarına devam ediyorlardı. Bir gün önce ormandan çıkmışlardı ve çok uzaklarda gökdelenlerin uçları gözüküyordu. Boyut okyanusu gezegenlerin merkezinde olduğu için genelde üst düzey yetkililer ve büyük şirketler boyut okyanusunun etrafında bulunur, merkezlerini Boyut okyanusunun kıyılarına kurarlardı. Bu yüzden Boyut okyanusunun etrafı tamamen gökdelenlerin bulunduğu dev bir halkadan farksız bir durumdaydı. Göktuğ ve Alganın ormandan çıkması birkaç günlerini almıştı fakat bu sürede Göktuğ boş durmayıp Algana temel dövüş haraketlerini öğretmeye devam ediyordu. Beyaz kaplan sayesinde Boyut okyanusuna hızlı bir şekilde gelen Komutan Göktuğ Alganı bir otelde bırakıp Güvenli iletişim hatlarından birini kullanmak için ayrılmıştı. Algan ne olur ne olmaz diye hit zırhını üzerinden çıkarmamayı tercih etmişti. Şehire girerken Komutan Göktuğun kimliğini göstermesi sayesinde üstlerinde bulunan silahları yanlarında taşıyabilmişlerdi. Algan yalnız kaldığını fark edince enerjiyi nasıl kullanacağını test etmeye karar verdi. Enerjiyi kullanması çok kolay bir şey değildi ve şu ana kadar sadece bir kere kullanabilmişti. Enerjiyi yavaş bir şekilde sol avucuna kadar getirmişti bunu ilk denediğinde de yapabilmişti zaten asıl sıkıntı onu vücudunun dışına çıkarabilmesiydi. Algan saatlerdir odada enerjiyi dışarı çıkartmaya çalışıyordu ama bir türlü yapamıyordu. Tam o anda Algan bir anlık trans durumuna girip çıktı. Sadece bir anlık olsa bile sanki enerji ona yol göstermişti. Evet belki onunla artık konuşmuyordu ama içgüdülerini güçlendirmeye devam ediyordu. Bakış açısını değiştirmeliydi. İçgüdüleri Algana bunu söylüyordu. Algan düşünmeye başladı. Enerjinin kaynağı vücudunda değildi ama kalbinden vücuduna dağılıyordu. İşte Algan bu kelimeden sonra nerde yanlış yaptığını anlamıştı. Enerjiyi kalbinde ortaya çıkartıyor ve yavaşça avucunun içine gönderiyordu. Bunu yapması bile çok fazla uğraştırıyorken birde enerjiyi vücudundan dışarı çıkartmaya çalışıyordu. Neden enerjiyi kalbinden dışarı çıkartıyordu ki. Enerjinin kaynağı kalbimiydi. Enerji ona ait değildi. Enerjiyi kullanmasını sağlayan şey mirastı. Yani Algan enerjiyi direk vücudunun dışında da oluşturabilirdi. Bu fikrini denemeye karar veren Algan gerçektende başarılı olmuştu. Evet hala zordu ama tehlikeli anlarda kendisine yardım edebilecek kadar kullanılabilir durumdaydı. Tam o anda kapının tıklamasıyla tetiğe geçen Algan yatağın kenarındaki enerji silahına doğru elini uzattı ve silahı kendine doğru çekti. Enerjiyi kullanmak gerçekten zordu ama aynı zamanda çok kullanışlıydı. Tam silah havada Algana doğru gelirken kapı açıldı ve içeri Göktüğ girdi. Bu olay sadece birkaç saniye içerisinde yaşanmıştı ve çok ani gerçekleşmişti. Aslında Komutan Göktuğ Algana planın geri kalanından bahsetmeyi düşünüyordu fakat gördüklerinden sonra tek yapabildiği şaşırmaktı. Evet sadece şaşırabilmişti. Aradan belirgin bir süre geçmesine rağmen komutan Göktuğ şaşkınlığını atlatamamıştı. Ama yüzündeki ani ifade kaybolup yerini gülümsemeye bırakmaya başlamıştı. Algan komutan Göktuğun gördüğünde şaşıracağını tahmin ediyordu ama bu kadarı da fazla değil miydi ? Biraz daha kendine gelen komutan Göktuğ öylesine yüksek kahkahalar atıyordu ki Algan kulaklarını kapatacak duruma kadar gelmişti.
"Komutanım artık neler oluyor anlatsanız.
Ne olacak yiğidim şu an jüpitere terfimi götürüyorum, terfimi.
Komutanım benim enerjiyi kullanmam nasıl size terfi getirsin ki ?
Bak evlat bu sistemde hatta diğer sistemlerde enerji kullananlar özeldir. Enerji onları seçmiştir. Normal insanlar pek bilmez ama filodaki temizlikçi bile enerji kullananları bilir. Enerji kullananlara tüm insanlık Evren diye seslenir. Yani sen bir evrensin. Evrenler Filo tarafından gizli bir şekilde eğitilir ve tüm gizli ve önemli görevlerinde onları görevlendirirler. Sayıları çok azdır, o kadar az ki eğer birisi filoya Evren gördüğünü bildirirse veya filoya bir evren götürürse alacağı terfinin büyüklüğü. Anladın sen işte.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uzay Fatihi
Science Fictiongelecekte geçen bir hikaye. Açıklamayı boşverin de içeri gelin.