Awake - Kim Seokjin.
Sol elim mavi çiçeklerin arasında gezinirken sağ elim gökyüzündeki güneşi kapatmak için yüzüme siper olmuştu. Giydiğim kalın boğazlı kazak yüzünden terlemeye başlamıştım. Vücudum titrerken yüzümden tane tane terlerin kaydığını hissediyordum. Gözlerim yarı açık, yarı kapalı halde dururken rüzgarın çiçekler ile yaptığı dansın hışırtısı kulaklarıma geliyordu. Uçuşan çiçek yaprakları öylece üzerimde süzülüyor. Ona eşlik etmek istiyorum ama kanatlarım olmadan yapamam, iç geçiriyorum. Benim için gökyüzüne ulaşmak hep zor, hep imkansız.Burada kalmak ve daha fazla hayal kurmak istiyorum. Belki gülümsemek, koşmak ve yeniden hatıralar yaratmak. Kırmızı iplerden kurtulduktan hemen sonra özgürlüğüm boynuma bir tasma gibi takılmıştı. Özgür olamam, birine bağlı olamam. Ne bir çıkış ne de bir kaçış yolu görebiliyorum. Gitme vaktimin geldiğini hissediyorum. Çok fazla yaraya sahibim. Bunun babamın vurmaları ya da annemin keskin sözleriyle alakası yok. Bunun sevdiğim adamla alakası var. Hemen şu an içinde bulunduğum Gardenya Seoul'un karşısındaki hastanede kardeşinin elini tutuyor. Onun sahip olduğu tek şey olduğunu sanıyor. Bendeki tüm yaralar ona ait. Beni oynatan, beni mutlu eden, beni ağlatan sahte aşka ait. Bu benim hakkımdaki tek gerçek, sahip olduğum tek kader. Beni sevmesini sağlayamam, beni kimse sevemezde zaten. Kaderimle savaşamam, bunca zamandır savaşmam bir işe yaramadı.
Belki gökyüzüne dokunamam, belki onda en ufak bir yer edinemem ama umut etmek bu dünyada yapabileceğim son şey. Ölmek istersen bileklerini dik kesersin Namjoon-ah. Ben yaşamayı o kadar çok istiyorum ki bunu sana anlatamam. Ölürsen yıldız olursun, gökyüzüne ulaşırsın. O zaman senin gözlerinde yer edinebilir miyim, Kim Namjoon? Bak bileklerim dik kesili, cevabını çok geç olmadan söylemelisin. Gökyüzü iyice kararmaya başladı ama yıldızlar çıkmıyor Namjoon. Ölecek miyim sana dokunamadan. Ellerimi daha çok uzatıyorum ama çok güçsüzler, sana dokunabilmek için asla yeteri kadar güçlü olamadım. Bunun damarlarımdan boşalan kanla alakası yok. Çok, çok korkuyorum Namjoon. Sol elimle sıkıca tuttuğum mavi çiçek bükülmüş ve güçsüz kalan elimden çoktan düşmüş. Neredesin güzel gülümsemeli çocuk? Artık karanlığa doğru yürüyorum. Sadece yürüyorum. Soğuk bir hava bedenimi yalayıp geçiyor, üşümeye başlıyorum. Ölmeyi, ilk defa o çatıda düşündüğümü hatırlıyorum. Eğer ölürsem gözlerinde ki galakside bana yer açar mısın diye sormuştum Kim Namjoon. Cevabını alamadım ama ölüyorum artık. Hayır desende kalmayacağım buralarda. Benim kaderim bu : Sevdiği adamın kokusuyla dolu çiçeklerin arasında kırmızıya bulanmak.
"Seokjin, Seokjin, Seokjin."
Karanlıktan sadece senin sesini duyuyorum. Lütfen ağlama, Kim Namjoon.
"Seni seviyorum Seokjin."
Karanlıkta seni hissediyorum. Lütfen yalan söyleme, Kim Namjoon.
Mutlu anılarım soruyor : Gerçekten iyi olduğuna emin misin?
O an fark ediyorum. Tanrı sizi cehenneme yollamaz. Tanrı sizi düşüncelerinizle yalnız bırakır ve asıl cehennemi öyle tadarsınız.
Gökyüzüne ulaşıp, gözlerinde yıldız olamadım Kim Namjoon. Çok uzaklarda filizlenmiş mavi bir çiçek olarak hayata geri döndüm. Ölümüm seni ağlatmadı, ölümüm gözlerindeki yıldızların sönmesine yetersiz kaldı.
fake love × namjin
20.29
12.09.2018