Karar

2 1 0
                                    

Yıllar yıllar önce tüm dünya vampirleri biliyordu. Huzur ve barış içinde yaşanmıyor olsa da en azından vampirler gizlenmek zorunda kalmıyordu. Ama 1400'lü yılların başında vampirlerin insanları bir bir avlamasından ve en üstünden en aşağılığa herkesi katletmesinden sıkılan insanlar avcılardan oluşan ordular kurmaya başlamışlar. Özel olarak eğitilmiş olan bu avcılar yakalayabildikleri vampirlerin bir kısmını zindanlara hapsetmiş bir kısmını ise kutsal alev ile yakmışlar. Sonunda kaçabilen vampirler ve avcılar arasında Kadim Savaş patlak vermiş. Savaşın sonunda avcıların kutsal alevi kilitlemesi karşılığında vampirler kontrol altında yaşamayı kabul etmişler. 

O günden beri kutsal aleve ne olduğunu bilen çok az kişi var. Bugün vampirleri bulundukları şehirlerin belediye başkanları ve avcılar dışında herkes  ya efsane ya da genç yetişkin romanlarının kahramanı sanıyor. Bir de avcılar. Avcılar eskisi kadar çok değiller. Belirli okullarda eğitilip hem tarihi hem de kendilerini ve masumları vampirlere karşı savunmayı öğreniyorlardı. Artık bu okulların çoğu kapandı. Sadece ataları avcı olanların bildiği ve gittiği kurumlar haline geldiler. Ama bugün genelde vampirlerin beslendiği bölgelerde küçük gruplar oluşuyor ve kendi kendilerine ya da avcılık okullarından olanlar tarafından eğitiliyorlar. Yıllar içinde kutsal alev dışında birkaç yol daha keşfedilmiş olmasına rağmen anlaşmalara göre onlara saldırmadıkça ya da açık alanda insanlardan beslenmedikçe vampirleri öldürmeleri yasak. Eğer bir sorun çıkarsa her şehirde belirlenmiş hakem olan belediye başkanları bu olaylara bakıyor. En azından bir dönem bakıyordu. Artık belediye başkanları bu tarz davalarla uğraşmak istemiyor. Avcılar ve vampirler kendi aralarında halletiyorlar ve tahmin edebileceğiniz gibi bu sokak kavgası gibi sonuçlanıyor.

Ben tüm bu üstün körü bilgileri ilk abimden öğrendim. Abim avcıydı. Okula gitmemişti. Oturduğumuz bölgede küçük bir gruba üyeydi. Oturduğumuz mahalle vampirlerin gözde mekanlarından birine çok yakındı onlar da çocukları ve ailelerini korumaya çalışıyorlardı. Abim öldüğünde annemin ilk tepkisi beni de alıp oradan taşınmak oldu. Onun nasıl öldüğüne dair hiçbir şey öğrenemedim. Sadece Edoras adında bir vampir tarafından öldürüldüğünü biliyorum. O kadar. O öldüğünde 12 yaşımdaydım. İstanbul'da Edoras isimli bir vampirin ne işi olduğunu bile anlayamamıştım o zaman. Abim hep sadece çok büyük şehirlere yerleştiklerini söylemişti ama ne biliyim hepsi kendi ülkelerinde yaşıyordur diye düşünmüştüm herhalde. Ama tabii sonsuz yaşamı olan kimse yaşadığı şehir ya da ülke ile kısıtlı kalmak istemez herhalde. Abim öldükten sonra yıllarca vampirlerin ve avcıların varlığını unutmaya çalıştım. Vampirlerin olabileceği bölgelerden, arka sokaklardan ve gece kulüplerinden kaçındım. Ne yazık ki bu tarz şeyleri bilmek bir tür lanet gibi bir şekilde seni tekrar buluyor.

Üniversitedeki arkadaşım Eda'nın kolunda bir dövme vardı. O dövmeyi çok iyi tanıyordum. Abimde de vardı. Bu yüzden Eda'ya anlamını hiç sormadım. Eda ile sinemaya ya da bir yerlere bir şeyler içmeye gittiğimizde bazen bir iki arkadaşını çağırırdı ve onlarda da aynı dövme olurdu. Yine de ben onlara hiç neden aynı dövmeye sahip olduklarını sormadım. Bir keresinde birinin arabasında bir çuval kazık görmüştüm onun bile nedenini sormadım. Büyük ihtimalle benim ya aptal olduğumu düşünmüşlerdir ya da neci bu kız diye uzun bir süre şüphelenmişlerdir. Eda ile çok yakındık. En yakın arkadaşımdı. Abimin ölümünü anlatabileceğim kadar yakındı. Ama bir şeyler oldu anlatmadım. Bugün durduğumda keşke anlatsaydım diyorum. Sadece Eda'ya anlatsaydım ve o bilseydi. 

Eda'nın öldüğü gün 24. doğum günümü erken kutlamak için buluşmuştuk. İzmir'e gidecektim. Evi bizim önceden yaşadığımız yere çok yakındı. O gün çok geç saatte onun evine dönerken bir vampir önümüzü kesti. Benim ilk tepkim aksi yöne koşmak oldu. Bir süre Eda da benimle koşuyor sanarak koştum. Birkaç dakika sonra onun benimle koşmadığını anladım. Eda avcıydı bir vampir ona saldırınca aksi yöne kaçması zaten çok saçma olurdu. Tabii ben ilk anda bunu düşünememiştim. Eda'nın benimle olmadığını anlar anlamaz geri döndüm. Ayağıma ilk çarpan onun kazığıydı ve sonra da kanlar içindeki bedenini gördüm zaten. Vampir kaçıp gitmişti bile. Bir süre orada oturup ağladım. Sonra Eda'nın arada sırada gördüğüm avcı olan arkadaşlarını aradım. 

Şimdi abimin öldüğü zamanki gibi bir yol ayrımında duruyordum. Kalıp Eda'nın arkadaşlarına katılır hem abimin hem de Eda'nın intikamını alabilirdim. Ya da önceden yaptığım gibi aksi yöne kaçardım. Bu sefer karar verdim bir daha asla Eda ölürken yaptığım gibi aksi yöne koşmayacaktım. 

VAMPİR AVCISIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin