5. Bölüm

941 58 12
                                    

     Sehun sekreterini aradı ve odayı toplamasını ve akşam yemeği için Lu Han'a haber verip randevu almasını istedi. 5 dakika sonra oda temizlenmiş ve yarım saat sonra akşam 8 için yemek randevusu gelmişti. İş çıkışına denk geliyordu... Sehun gülümsedi ve Kyungsoo'yu aradı. Ona olanları tek tek anlattı. Kai'nin olayını da anlatınca Kyungsoo durakladı.

"Ne dedin? Senin tüm eşyalarını yerle bir mi etmiş?"

"Aynen. Luhan ile olan fotoğrafımız bile paramparçaydı. O fotoğrafın çekmecemde olduğunu düşünürsek..."

"Sanırım Kai'yi bulmam gerekiyor."

"Galiba..."

"Kapatmam lazım çıkıyorum şimdi. Sonra görüşürüz."

"Bye~"

     Aslında kardeşinin adına üzgündü. Ama bu üzgünlük ona bir kere daha Luhan'ı teslim edeceği anlamına gelmiyordu. Luhan'ı bir daha asla tek başına bile bırakamazdı. Sevgili müstakbel eşi için daima mükemmel adam olacaktı.

"Oh Sehun!"

      Tamam eşinden korkuyordu. Odaya ateş püskürterek giren Luhan'dan korkuyordu. Bu ne demek biliyor musunuz? Ölüm. Çünkü Luhan mesai saatleri içinde çok yanlış birşey yoksa asla Sehun'a bağırmaya cesaret etmemişti.

"N-ne oldu?"

     Sesi mi titremişti? Lanet olsun diye içinden geçirdi Sehun. Luhan ise dahada derinleşmiş gözlerle Sehun'a yaklaştı.

"Bu ne biliyor musunuz Bay Oh? Bu elimde gördüğünüz dosya maliyet raporları. Sizden imzalı. Tüm ay boyunca yanlış grafikler girilmiş ve siz onaylamışsınız."

"Ben fark etmemişim. Benden imzalı olduğuna emin misin?"

"Oh Sehun Kim acaba?"

"Bakmama izin ver..."

        Luhan dosyayı bana verdi. Tam tahmin ettiği gibi bu onun değil Jongin'in imzasıydı. Sinirle güldü. Luhan'a eli ile yaklaş işareti verdi.

"Bu benim değil Kai'nin imzası. Beni bulamadıkları bir anda ona imzalatmış olmalılar. Üzerinde adım yazıyor diye benim onayladığım anlamına gelmez. Çalışanlara talimat ver bana imzalatılacak şeyleri sadece benden onaylatsınlar."

"Oh, b-ben... Özür dilerim. Hemen talimat vereceğim."

"Şimdi değil Luhan. Bunun hakkında sonra konuşuruz. Bu dosyayı iptal et ve onaylamam için doğru grafikleri yollat. Ayrıca bunu imzalatan kişiyi bul ve onu kov."

"Pekala efendim. Tekrardan Özür Dilerim"

     Luhan eğilip özür diledi. Kapıyı bile tam kapatamadan dışarı çıktı. Sekreteri onun ardından kapıyı kapattı ve Sehun'da ancak ikisinde gittiğinde kahkahalarını bırakabildi.

Kai&Soo

Kyungsoo cepten Kai'yi en az on kere aramış olmasına rağmen telefonu açmamış birde üzerine son aramasından sonra telefonunu kapatmıştı. Kyungsoo resmen delirmek üzereydi. Ceketini aldığı gibi ofisinden çıktı. Sekreterine randevularını iptal ettirdi.

       Koşar adımla binadan çıkıp arabasına bindi. Kai'nin Luhan ile ayrıldıkları gün gittiği bara gidebileceğini düşündü. Bara doğru arabayı sürdü. Resmen delirmiş gibiydi. Önündeki arabaları geçiyordu ki bu ona resmen kol gibi trafik cezası girmesi demek oluyordu. Arabayı hızlıca mekanın önüne çektikten hemen sonra anahtarı barın valesine fırlattı ve bara girdi. Jongin hiçbir yerde yoktu. Sinirden çıldırmak üzereydi. Barın arka tarafına geçip arkadaki oturma alanına çıktı. Sigara içmesi gerekiyordu. Ya da sinirden kafayı yiyebilirdi. Çünkü elleri titremeye başlamıştı. Barın arkasına sinirle gitti ama siniri arka tarafın kapısını açtığı anda şoka döndü. O kapıyı açar açmaz yüzü gözü dağılmış bir Kai'yi görmeyi beklemiyordu. Üç kişi Jongin'e saldırıyordu.

     Satan Soo ortaya çıktığında ise hiç iyi şeyler olmamıştı. Önce adamlardan birini tutup yumruklamıştı. Adam geriye savrulunca Kai'yi tekmeleyen adam Soo'ya sandalye ile vurdu. Soo acı ile inledi ama toparlanıp adamın diz kapağına bir tekme attı. Sonra adamların ikisi Kyungsoo'nun kollarına asıldı. Üçüncü adam ise yumruğunu Kyungsoo'nun karnına indirmişti. Kyungsoo acı ile gelen adrenalin patlaması ile adamın bel boşluğuna tekme attı. Ellerini tutan adamlardan birine dirsek geçirdi diğerini de itip yere düşürdüğü adamın üzerine fırlattı. Kavga içeriden başkalarının gelmesi ile son buldu. Kyungsoo kahraman değildi. Birileri yardıma gelmese o üç adam onu da tıpkı Kai gibi dövebilirdi. Kyungsoo acılarını hiçe sayıp Kai'yi kucakladı ve arabasına kadar taşıdı. Anahtarı valeden alıp ceketindeki tüm parayı valeye fırlattı. Gaza bastığı gibi evine sürdü. En kısa yollardan geçip eve varana kadar yol ile Kai'ye bakmak arasında gidip geldi. Karın boşluğu ve sırtı ağırıyordu. Kai'nin ise yüzünde çizikler ve morarmalar vardı birde karnına tekme yemişti sanırım ki karnını tutuyordu. Farketti ki Kai aslında çok büyük bir dayak yememişti. Yinede gözleri kapalıydı. Seslenmesine rağmen ona cevap vermiyordu.

     Eve geldiği anda Kyungsoo Kai'yi kendi yatağına yatırdı ve banyosundan acil yardım malzemelerini alıp yüzündeki yaraları temizledi ve yara bandı yapıştırdı. Tişörtünü sıyırıp göğsüne ve sırtına baktı ama görünürde bir yara veya morluk yoktu. Tişörtü kapatıp Kai'yi yatırdı. O sırada Kai kendine geldi ve ayağa kalkıp tuvaleti sordu. Kyungsoo banyoyu işaret etti Kai koşar adımla oraya girdi ve içinde ne varsa çıkardı. Kyungsoo'da arkasından gidip onun sırtını okşadı işi bitince sifonu çekip yüzünü yıkadı. Kısaca Kai ayılana kadar Kyungsoo ona bir bebek gibi baktı.

"Neden bu kadar ilgileniyorsun benimle Kyungsoo? Sen abimin sevgilisiydin. 1 haftadır benimle barlarda yatıp kalkıyorsun. Senin derdin ne?"

"Sensin. Ben abinin sevgilisi değilim. Ben abinin yakın arkadaşıyım. Bu gün Luhan ile evleneceklerini öğrendim. Aklıma gelen şey senin ne tepki verdiğin yada nerede olduğun yada iyi olup olmamandı Oh Jongin. Sadece sendin. En baştan bu saçma İlişki yalanıda senin içindi."

"Ben Luhan'a aşığım."

"Hayır sen ilgi isteyen kocaman bir bebeksin."

"Aşığım işte. Onsuz yapamam."

"Aslında bende sensiz yapamam. Senin için barlara dalarım yada dayak yerim ama sensiz yapamam. Beni fark et diye abinin saçma salak oyunlarına katılırım ama sensiz yapamam. Sensiz yapamam Kai."

     Kyungsoo uzanıp Kai'nin kalın dudaklarına narin ufacık bir öpücük kondurdu. Kai ise ağlamaya başladı ve hıçkırıklarının arasında ağzından çıkan "sevilmek istiyorum artık." yada "beni de biri canı kadar çok sevsin lütfen" gibi şeylerdi. Kyungsoo ise ona telkin verip sırtını okşuyordu "ben seni seviyorum" yada "seni canından çok severim" gibi şeyler söyleyerek. Çünkü Kyungsoo asla aşkını saklamak istememişti. Buna rağmen ilişkileri bitene kadar Kai ve Luhan'ın arasına girmeye de gönlü razı değildi. Şimdi ise Kai sadece sevgiye ihtiyacı olduğunu haykırıyordu. Şu saatten sonra Kai istese bile Kyungsoo ondan vaz geçemezdi...

Sehun&Luhan;

    Akşam sekiz olmuştu. Luhan aklında binbir soru ile hala aşık olduğu adama yalan söylemeye gidiyordu. Aslında düşününce karlı bir anlaşmaydı. Hem sevdiği adamın eşi olacaktı hem de annesinin refahını sağlayacaktı. Buna rağmen Luhan nefessiz kalıyor gibi hissediyordu. Sehun onu terk etmişti. Ya tekrar terk ederse? Yine onu yüz üstü bırakırsa? Ya ona neden onu bıraktığını açıklayamazsa. En büyük korkusu ise ya Sehun Luhan ile evlenmeyi kabul etmezse? Zaten hayatta en çok nefret ettiği şeyi yaparak başlayacaktı bu ilişkiye. Yalan söyleyerek. Luhan Sehun'a çok kızgın olsa bile onunla evlenmeyi asla küçümsemezdi. Sehun ile ayrılmalarından önce bir ayrılık konuşması yerine yakın zamanda bir evlenmeyi bekliyordu çünkü. Çıkış saatinde  Luhan kafasında bin bir soru ile Sehun'un ofisine yaklaştı. Kapıyı tıklattı ama Sehun içeride değildi. Luhan omuz silkip basit bir "gitti herhalde" den fazlasını yapmadı. Luhan'ın artık hiçkimseden büyük beklentileri falan yoktu.

    "Luhan?"

    "Oh, Sehun... Seni çıktın zannettim."

    "Hayır. Seni aşağıda arabanın yanında bekledim ama gelmeyince merak edip yukarı çıktım"

   "Ofise uğrayıp seni alıp aşağı inerim demiştim bende."

   "Neyse. Hadi gel. Yemek randevumuz var."

       Heyecanlı bölümler yazmaya çalışan yazar yapmışlar...

Evlilik SözleşmesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin