7. Bölüm.

994 53 2
                                    

Geçmiş//

"Luhan?"

"Oh, Sehun... Seni çıktın zannettim."

"Hayır. Seni aşağıda arabanın yanında bekledim ama gelmeyince merak edip yukarı çıktım"

"Ofise uğrayıp seni alıp aşağı inerim demiştim bende."

"Neyse. Hadi gel. Yemek randevumuz var."

Luhan ve Sehun hiç konuşmadan asansöre yöneldiler. Nefeslerinin sesi bile netçe duyuluyor iken ikisi de ağızlarını açmamaya yeminli gibiler idi. Sehun yorgundu. Luhan nasıl olduğunu tanımlayamazdı. Karmaşıktı. Karmakarışık. Asansöre bindiler. Giriş katının düğmesine uzandı iki elde. Parmaklar birbirine deydi. Gözler buluştu. İşte o zaman yeniden anladılar. Onların konuşmak için sözlere ihtiyacı yoktu. Luhanın bakmaktan deli gibi kaçtığı gözlere kitlenmişti işte gözleri. O gözlerde şimdi özlem vardı. Pişmanlık vardı. Sehun ise Luhan'ın gözlerindeki korkuyu görüyordu. Luhan bazı şeylerin istediği gibi olmayacağından korkuyordu şimdi. Sehun kalbinin en derininde biliyordu bunu.

"Sehun-..."

"Konuşmayalım Luhan. Hiç gerek yok ağzını açmana."

Sehun düğmeye bastı. Kapıları kapandı asansörün. Bunu bekler gibi doladı uzun kollarını Luhan'a büyük olan. Sevdiği kokuyu içine çekti uzun zaman sonra. Luhan şimdi bunu daha önce yapmadığı için pişmandı. Eğer o zaman Sehun'a sarılsaydı değişir miydi kötü kaderi? O zaman ayrılmak zorunda olmazlardı belki. Hoş şimdi yeniden birleşiyorlardı. Sehun Luhan'ın başına bir öpücük kondurdu.

"Seni özledim"

Her şeyin bitmesi, acıların son bulması ve içindeki o savaş alanında çiçekler açmasına nasıl yeterdi bu iki basit kelime. Luhan maratona koşan kalbini dinledi. Bedeni, ruhu, kalbi Sehun'a koşuyorken neden inkar ediyordu ki beyni onun varlığını? Gururu muydu yoksa ona engel olan?

"Bende."

Sehun'un dudakları kıvrıldı kulaklarına doğru. Rahatlamayla nefes verdi. Yapabilecekmiş gibi daha da sarıldı Luhan'a. Aşk aptallıktı. Büyük aptallık.

Sehun arabanın kapısını Luhan için açtığında yüzünde aptal bir gülümseme vardı. Luhan ise içinde bir yerlerde hala şüphe taşıyordu bu nedenle yüzü gülmüyordu. Oysaki asık da değildi.

"Sana bazı şeyleri anlatmak istiyorum Luhan"

"Yemeğe kadar ertelesek? Sana kızmadan önce... Biraz daha yanında kalsam?"

Sehun sesini çıkarmadı. Biliyordu ki Luhan ona anlattıklarından sonra gerçekten kızacaktı. Hem Sehun'un da merak ettiği şeyler vardı. Oda belki Luhan'a kızardı...

Araba yolculukları başka hiçbir konuşma olmadan geçti. Luhan Sehun'a döndü. O arabayı kullanırken Luhan da Sehun'u izledi. Yakışıklı yüzün her yerine öpücükler kondurmak vardı şimdi içinde. Ona sarılmak ve ölse bile bırakmamak vardı, yapamayacağı...

Restorana girdiklerinde ikisi de tüm hislerini kaybetmiş gibiler idi. Ciddi ve tamamen iş toplantısına gelmiş gibi hissizleşti yüzleri. Luhan masaya yerleşti. Sehun da masaya yerleştiğinde garson onları selamlayarak gelip menü verdi. Luhan menüyü açtı kısa bir göz gezdirmenin ardından garsona döndü.

"İki biftek alacağız. Biri orta biri çok pişmiş olacak. Mevsim salatası ve 2009 yapımı Majuang White"

"Pekala efendim başka bir isteğiniz?"

"Daha sonra"

Garson siparişi ile yanlarından ayrılırken Luhan Sehun'a döndü. Alayla gülümsedi.

Evlilik SözleşmesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin