-Bu arkadaş Merve.
-Selam canım, dedi. O kıpkırmızı slikon dudaklarıyla.
-Selam, dedim.
Rüzgar hiç memnun değildi. Somurtmuştu. Bana baktı. "Gercekten suçsuzum" bakışı attı. "Gidelim" bakışı attım. Kafa salladı. Bundan sonra konuşmaya gerek yok zaten. Bakışlarla anlaşıyoruz. Iç sesimle savaş içindeyken, Rüzgar; -Merve bizim gitmemiz gerek, dedi.
-Aaa nereye, dedi. Bide Rüzgar'a yapışıyo. Neyse kimse yanımdaki taşa bakamaz. "O benim" bakışı attım. Oda Rüzgar'a;
-Bu kız kim ?? diye sordu. Rüzgar "Üzgünüm" bakışı atıp;
-Sevgilim, dedi ve elimi tuttu.
Mutlu olmuştum. Ama nedenini bilmiyodum. Yüzüme kocaman bi gülümseme yerleştirdim.
-Hadi SEVGILIM gidelim, dedim.
Sevgilim kelimesinin üstüne basarak. Merve sinirle;
-Bayy, diyip gitti. A
rkasından el salladım. Diğer elim Rüzgardaydı. Yürümeye başladık. Rüzgar;
-Ne o elimi bırakmıycak mısın ?? Gamzeleri belirdi.
-O kız kim ?? Dedim. Sanki sevgilisiyim de.
-Merve, kız bana kafayı takmış. 4 senedir kurtulamadım. Bi de kendini güzel sanıyo. Lise bitsede kurtulsam şu kızdan, dedi.
Kıskandım galiba. Ama belli etmiycem.
-Bende de var öle bi tip, dedim. Sinirlendi biraz. Elini hemen çekti.
-Hadi korku tüneline binelim, dedi. Karanlıktan korkuyodum. Rüzgar vardı. Ama olsun.
-Benim karanlık fobim var, dedim.
-Korkma ben varım, diyip göz kırptı.
Iyiki varsın, dedi iç sesim. Dış sesden ses yok. Saşırdı yani. Jeton aldık ve korku tüneline bindik. Bindiğimde kalbim küt küt atıyordu. Rüzgar sırıttı. Yanlız trende birtek biz vardık. Tren hareket ettiginde kalbim yerinden çıkacaktı. Birden önümüze iğrenç bir yaratık çıktı. Ne yapacagimi bilemedim çığlık atıp Ruzgar'a sarıldım. Neredeyse tren bitene kadarda gözlerimi hiç açmadım. Rüzgârın göğsüne yaslanıp kokusunu içime çektim. Tinerci gibiyim mübarek.Tren bitince Ruzgar'ı ittim.
-Ne o tren bitene kadar kollarımda gayet mutluydun İnatçı,dedi.
Hiç birşey demeden sırıttım. O da gozlerini gözlerime dikti. Tabisi bende utanıp gözlerimi kaçırdım. Elimi tutup atlıkarıncaya götürdü. Sonra çarpışan arabalara,sonra dönme dolaba... Neredeyse binmediğimiz şey kalmamıştı. Yorulunca haber verdim o da beni eve bıraktı.Tam arabasına biniyordu. Geri dönüp yanıma yaklaştı.
-Birşey unuttum,dedi. sarıldı ve yanağımdan öptü ben domates gibi kızarırken sırıtıp gitti.