Fotoğraftaki Melissa 👽
Uykudan yeni uyanmıştım ki kapının tıklama sesiyle iyice kendime geldim. Kimsiniz diye seslendiğimde önce cevap alamasamda sonrasında "Ben Mike" dedi küçük bir çocuk sesi. Sesi 7-8 yaşında birine ait gibiydi fakat tonunda Tyler'ınki gibi bir güven vardı bende kapıma açılması için emrettikten sonra kapı eşiğindeki yakışıklı çocuğa baktım yeşil gözleri benimkinden bir ton daha açıktı. Saçlarıda benziyordu onunki daha açıktı sadece,ona gülümsedim:
"Hey,hadi içeri gir."dedim. Sesim düşündüğümden şefkatli çıkmıştı. Mike denen çocuk içeri girdi yatağıma yavaşça oturdu minik ve mükemmel burnunu kırıştırarak gülümsedi. Ona biraz daha baktıktan sonra:
"Kim olduğunuzu öğrenebilir miyim? Yakışıklı beyefendi."dedim. O da kafasını nazikçe salladıktan sonra:
"Ben senin kardeşinim."dedi,bir saniye hani ben bir mucizeydim. Öbür melez benim yaşlarımda değil miydi yani?
Açıklama gereği duydu ve büyük biri edasında:
"Aslında şöyle oluyor ben düşündüğün gibi melez değilim şöyle ki babam beni yolda bulmuş ve daha 2 haftalık falanmışım sonra ise kendi özünden içirmiş. Boom artık bir meleğim!"konuşurken mimikleri babama benziyordu. Kurduğu cümleler ise anneminkine,ona baktım:
"Yani sen benim kardeşimsin öyle mi? O zaman yapacak çok yaramazlık var."dedim yaramaz bir çocuk tınısıyla.
Elimi yumruk haline getirdim ona doğru uzattım ve onun karşılık vermesini bekledim oysaki o soru soran gözlerle bana bakıp sanırım bu kız deli diye düşünüyordu bende "Ahh" diyerek kafamı salladım:
"Vurman gerekiyor"
"Suratına mı???"
"Hayır yumruk yaptığım elime"dedim,kahkaha attım küçük çocuk elime aynı söylediğim gibi vurdu ve gülümsedi bu hoşuna gitmişti kulağına doğru eğildim:
"Bu artık bizim gizli tokalaşmamız olsun,minik."bunu duyunca gözleri kocaman açıldı dudakları aynı annem sinirlenirkenki gibi büküldü,bu sefer koluma bir yumruk indirdi:
"Hey!"dedim,gülerek devam ettim:
"Yoksa minik dememe mi sinirlendin?"
"Bana bir daha minik deme"dedi ve gözlerini yine kocaman açtı bende dil çıkararak "MİNİK!" diye bağırdım bağırır bağırmaz yataktan kaltım,koşarak kocaman odamın içinde tur atmaya başladım o da beni yakalamaya çalışıyordu. Kapının eşiğinde duran annem bize bakıyordu,yüzündeki gülümseme benimde gülmeme sebep olmuştu birden arkamdan minik eller beni yakaladı ve küçük yumruklar indirmeye başladı.
"Vay be! Miniksin ama benden güçlüsün!"dedim ve onu durdurdum. O da gülerek başını salladı,ikimizde anneme baktık annem biraz çocuksu ses tonuyla:
"Babanız kahvaltıda sizi bekliyor size kendi özel sosuyla krep yaptı."özel sos kelimesini söylerken yüzündeki küçük gülümseme koca bir kahkahaya dönüştü. Hemen mutfağa gittim babamı öptükten sonra:
"Melekler yemek yiyebiliyor muydu yaa?"dedim,alaycı ses tonumla devam ettim:
"Yani benim izlediğim flimlerde yiyemiyorlardı."Babam bana meydan okuyan gözlerle baktı ve şakayla karışık:
"Demekki öyle değilmiş hem o saçma filmleri izliyor musun? Insanlarla yaşayarak onlar gibi olmuşsun."dedi. Bu sırada içeriye aynı annemin ki gibi mükemmel fiziği ve gözleri olan teyzem girdi. Ona koskocaman soru soran gözlerle:
"Teyze! Sende mi?? Ya ben ne çok şey kaçırmışım."dedim,teyzem güldü:
"Bencede,burada daha fazla yakışıklı var mesela."diye kıkırdadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOĞAÜSTÜ AŞK
Mystery / ThrillerAşk ve doğaüstü olaylar arasında sadece doğruyu bulmaya çalışan biri normal olabilir mi? Aslında geleceğe ait olan Melissa,dünyanın son umudu olabilir. 90 yıl sonrasını düşünün sizce gelecek bizim beklediğimiz gibi mi olacak?