Çığlıklar

36 3 3
                                    

Dışarıda şiddetli bir yağmur vardı. Nereye gideceğimden emin değildim. İçimden bir ses aileme bakmam gerektiğini söyluyordu . Zaten yapacak pek de birşeyim yoktu...

Yola koyuldum. Yağan şiddetli yağmurdan sırılsıklam olmuştum. Ama umrumdamıydı ? Tek istediğim ailemdi..

Neyseki eve ulaşmıştım. Kapımızın önünde arabamız yoktu. İçten içe kuşkulanmaya başlamıştım. Acaba kaçmışlarmıydı??

Aynen de öyle olmuştu..! Bir tane bile ayyakkabı yoktu. Sanırım kaçmaya karar vermişlerdi. Ama beni bırakıp mı ??

Üzüntülü bir şekilde merdivenlerden inerken yan komşumuzun evinden bir çığlık geldi. Tabii ki bana da bakmak düşerdi! değil mi ??

Öylede yapmıştım. Kapı kilitliydi. Yine ergen gücümü kullanacaktım. Ne kadar gücüm varsa topladım. Kapıyı sağlam bir tekmeyle yere serdim. İçeri adımımı attım ve bir çığlık daha geldi. Koştum çığlığın geldiği yere. Bi anda karşıma kırmızı gözlü garip bir yaratık çıktı. İlk defa gördüğüm için içimi korku ve telaş kaplamıştı...

Komşumuzun yerine başka biri olsaydı çeker giderdim. Ama bu komşumuzu seviyorum.!! Benimle aynı okula gidiyordu ve benle yaşıttı. O zaman bu kırmızı gözlü yaratığın o kıza neler yapabileceğini düşündüm. Sanırım saldırmaktan başka çarem kalmamıştı...

Öyle de yapmıştım. Yüzüne şuana kadar kimseye vurmadığım gibi vurdum. Bu vuruşu beklemeyen lanet olası canavar yere yıkıldı. Kızı kaptığım gibi kaçmaya başladık. Yaklaşık 10 saniyede ayakkabılarımızı giydik. Dışarıya adım atar atmaz koşmaya başladık.

Çok hızlı koşuyorduk. İçimden o canavarı atlattığımızı düşündüm. Arkamı döndüğüm anda canavarın çok hızlı koştuğunu gördüm. Aramızda çok fazla mesafe yoktu. Ve benim aklıma iyi bir fikir geldi.

- Şu arkamızdaki çöp konteynırına saklanalım !

- İşe yarayacaksa ben hazırım !

Kapağı açtım. İlk kız atladı, sonra da ben. Kızla nefes nefese kalmıştık. Bir anda elimi tuttuğunu gördüm. Ama bunu sırası değildi.

Çöp konteynırının arasını çok az açtım. Amaç, canavarın nereye gittiğini görebilmekti. Sonunda canavar önümüze kadar geldi. Korkunç bir yüzü vardı. Nereye gideceğini şaşırmışa benziyordu ve bir anda yok oluverdi.!!! Gözlerime inanamadım. Kızla birlikte şaşkın şaşkın bakıyorduk. Ama kaybedecek zamanımız yoktu. Bir an önce buradan uzaklaşmalıydık!!!

Çöp konteynırından hızlı adımlarla uzaklaştık. Etrafta bu canavarlardan olduğu düşüncesi beynimi alt üst ediyordu. Ama bu düşüncemi suratıma yansıtmamaya çalışıyordum. Bunuda başarmış gibiydim..

Ortamı sakinleştirmek için kızla konuşmam lazımdı.

-Adın ne ?

-Sindy, senin?

-Kenny, sana sormak istediğim bir soru var sorabilirmiyim?

-Elbette

-Ailen nerede ?

-Onlar beni bırakıp kaçtılar.

-Gerçektenmi ! Benide.

Bu konuşmadan sonra nereye gideceğimizi düşünmeye başladım. Buradan tam 300 km uzakta bir yazlığımız vardı. Gidebilecek en güvenli yer orasıydı. Ama önce kızı ikna etmem lazımdı ki bu çok da zor olmadı.

Şimdi tek çare o yazlığa varmaktı. Bunu ne ile yapacaktık? Araba ile mi ?

Sanırım başka çare yoktu. Şimdi bir araba bulmam lazımdı. Ben böyle düşünürken kız bana canavardan kaçarken bir araba gördüğünü söyledi. Ben de ona güvenerek takip ettim. Vardığımız yerde son model bir araba vardı. Peki ben bunu nasıl göremedim? Neyse..

Kıza araba sürmeyi bilip bilmediğini sordum, sormaz olaydım. Yine iş başa düşmüştü. Babamın öğrettiği birkaç şey vardı. Arabayı çalıştırdım, gaza bastım. Sanırım işi kavramıştım!

Yaklaşık 2 km gittikten sonra bir lokantanın önünde durdum. Kıza acıkıp acıkmadığını sordum. Bu sorduğum 2. mantıksız soruydu. Arabadan indik lokantanın önünde içeride canavar var yazısını gördük. Yazıyı görür görmez geriye hafif hafif gitmeye başladık.

Ama karnımız çok açtı! Sindy'e, sen arabada kal, ben etrafa bir bakayım dedim. Kız hafiften sırıtarak arabaya bindi. Ben de lokantanın kapısını hafif araladığımda, içeriden pis bir koku geliyordu. İçimden buradan uzaklaşmamız gerektiğini düşünüyordum. Ama yemek isteyen birisi vardı. Neyse lokantaya girmiştim. Kokunun geldiği yerde bir canavar vardı.

Neyseki beni görmemişti. Ne yaptığına bakmak istedim. Bakar bakmaz gözlerim faltaşı gibi açıldı. Bu canavar bir insan yiyordu!!! Tam olarak insan değil kanını emiyordu. Buradan onların kan sevdiğini çıkartabiliriz değil mi ?

Çok fazla oyalanmadan bu işi bitirmek istiyordum. Bidakka o canavar beni gördümü!! Evet sanırım görmüştü. İçimden sı*tık dedim. Ve canavar bana saldırmaya başladı. Tam kolumu ısıracakken kendimi savundum ve bir tekme ile yere serdim. İyiki küçükken Muay-Thai öğrenmişim!!

Onu öldürmek için ne yapacağımı hiç bilmiyordum. Yanımda duran baltayı hiç acımadan kafasına geçirdim. Bir kez daha ve bir kez daha...

En son hareketsiz halde yatıyordu bıraktım ve yenilebilecek yemekleri poşete koyduktan sonra tam lokantadan çıkacakken kolumda ısırık hissettim...

Vampir SaldırısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin