Kedi Kız

Yün Adam

Hah! Yine haklıyım kedi kız, ama özür dilerim. Çünkü yine kendimi tutamadım.

Haklıyım çünkü bugün seni ilk gördüğüm yere, balkonunuz sağ çaprazındaki banka gittim. 'Yoo yo, seni görmek için değil, geçiyordum bir uğrayayım dedim' demeyeceğim sana Kedi Kız. Çünkü seni sana senin iyiliğin için bile olsa yalan söyleyemeyecek kadar çok seviyorum.

Bu yüzden evet, çınar ağacı gölgelerinin himayesinde korunan, sırf senin balkonunun ön profilini gördüğü için dünyanın en güzel mekanı olabilecek ve imkanım olsa hayatımı sonsuza kadar orada geçirebileceğim yere gittim.

Mermer balkonunuzun ön profilini gören sağ çaprazdaki kırık banka gittim.

Yine tahmin ettiğim gibi, balkonunuzda oturuyor, elindeki şeffaf bardağın içinde dumanı tüten ıhlamuru tutuyordun. Senkronize aralıklarla dudağına yaklaştırıyordun anne ıhlamurunu. O an bir ıhlamur olmak istedim Kedi Kız.

Ucuz, basit, küçük bir ıhlamur dalı olmak istedim. Çünkü o senin dudaklarına temas etmişti. Kedi Kız düşünebiliyor musun, onlar senin dudaklarına temas etmişlerdi. Ve ben küçücük bir ıhlamur dalı kadar olamamıştım.

Derin şeyler düşünüyordun sanırım, çünkü gözlerini kısmıştın. Kendinden emin ciddi maskeni takmıştın kedi yüzüne. Ve sonra bana döndün,

Bana

baktın

Kedi Kız.

Sen,

benim gözlerime baktın.

Bende saat on ikiye yedi varken sana sağ elimi kaldırıp el salladım ve neden orada olduğumu sormaman için cebimdeki sigarayı yakmak zorunda kaldım. Çünkü biliyorum, orada oturmamı sevmediğini.

Bende Yün Adamı bahane etmek yerine cebimdeki sigarayı bahane ettim ve acizliğimi sana gösterdim Kedi Kız. Seninde alnında ki meraklı kırışıklık gitti ve gülümsedin. Sonra bana el salladın.

Gözlerime baktın, bana gülümsedin ve bana el salladın.

Söylesene Kedi Kız,

bugün Yün Adam'a karşı sergilediğin bu tavırları kaldırabileceğini mi düşünüyorsun? Çünkü şuan cennetin ve huzurun kol gezdiği yerlerde ruhum mutluluk ile mayışmış gibi hissediyorum.