Canım yanıyor.
Koskoca dünyada sanki hiç kimsem yokmuş gibi hissediyorum.Kimse nasıl hissettiğimi bilmiyor.İçimdekileri artık birine anlatmam gerikiyordu.Ama nasıl ve kime anlatacağımı bilemiyordum.Bunu yapıcaktım.Başarıcaktım...
•••
Dersin bitmesine çok kalmamıştı,Bora yanımayken zaman bir türlü geçmedi,bütün ders işkence gibiydi.Arkın ders boyu gözlerini benden kaçırmıştı.Nedeni anlamıyordum.Ama umrumda da değildi pek.Derste bi ara Semay'ı süzmüştüm.Kız her geçen gün daha güzelleşiyordu anasını satayım.Ona kızgın olmam,onun güzel olduğu gerçeğini değiştirmiyordu.Kıvırcık şaçları vardı.Hafif balık etli,uzun bir kızdı.Bu özellikleri onu daha da güzel yapıyordu.Ben bunları düşünürken,Bora beni izliyordu.Ona gözlerimle 'hayırdır' ifadesi yaptım.'Hala çirkinsin.'dedi.Sinirlenmiştim ama umursamamaya çalıştım.'Öyledir' dedim.Bora çocukluğumuzdan beri bana hep çirkinsin derdi.Haklıydı sanırım.Güzel bir kız değildim.Lakin bunu sürekli söylemesi sinirlendiriyordu.Umursamıyordum artık alışmıştım böyle demesine...
Sonunda ders bitmişti.Her zaman olduğu gibi soldaki pencerenin önünde durmaya gitmiştim.Bianda birinin bana baktığını gördüm.Bakan kişi Petekti.İçten bir gülümseme çıkmıştı duduklarımdan-tuhaftı uzun süredir bu kadar içten gülmememiştim-o da bana karşılık olarak gülümsemişti.Arkın ve Semay bir not kağıdı okuyordu.Fazlasıyla merak etsem de çaktırmamaya çalışmıştım.Bianda gözleri bana takıldı.Hemen gözlerimi peteğe çevirdim.Bian da içimden Peteğin yanına gitmek geldi.Yanına gidip,onunla sohbet etmeye başlamıştım.Cidden ona ısınmıştım.Birbirimiz telefona kaydetmiştik.Onunla tanışmak iyi gelmişti.En azından koskoca sınıfta kendimi yanlız hissetmiyordum artık.
Okul bitmişti.Eve gitmek istemiyordum.Okulun az ilerisinde güzel bir sahil vardı ve yanında da bir bank kendimi her kötü hissettiğimde oraya giderdim.Ama tuhaf olan kendimi kötü hissetmiyordum gene de içimden oraya gitmek geliyordu.Bankta oturmuş düşünüyordum,Arkın ve Semay'ın okuduğu kağıdı.Bora'nın tüm gün yanımda oturmasını ,Petek'le arkadaş olmamızı...Zor bir gündü ama sonunda herşeyin iyi olacağını biliyordum.Buna inanmak zorundaydım-uzun süredir kendimi buna inandırıyordum-tam bunları düşünürken dinlediğim şarkı da "Güzel günlerimizin bittiğini sanma,
belki bir daha böylesi olmaz,
ama her bi gün güzel aslında."diye bir bölüm geçmişti.Tesadüf müydü?Yoksa bir işaret mi bilmiyordum...
Helin gelmişti aklıma.Acaba şimdi nasıldı.İyi mi yoksa kötü müydü?Ona yazıcak cesareti kendimde bulamıyordum.Aramızda bir sorun yoktu yani kavga etmemiştik ama birden bire bana soğuk davranmaya başlamıştı.Aramızda öyle bir soğuk vardı ki,insanı üşütürdü.Beni de üşütmüştü.Kalbimi üşütmüştü.
Ona yazmak istiyordum ama bana soğuk davranmasından ya da beni umursamamısından çekiniyordum.Helin hep "Bu yolu beraber atlatıcaz,hiçbir zaman ayrılmıycaz.Ve ben senin hep yanında olucam."derdi.Ona yazmak için telefonu elime almıştım.Ama gene korkuya kapılıp yazamamıştım.Bir gün ona yazacaktım ve yeninden kız kardeş olacaktık.Bir anda telefona mesaj sesi gelmişti.Kalbim aşırı heycanlanmıştı normal de olsa bir kitapçıdan ya da bankadan gelen bir mesaj olduğunu düşünüp açmazdım ama şuan gelen mesajın kim olduğunu çok merak ediyordum.Telefonu açmıştım.Mesaj bilinmeyen bir numaradandı.Okuduğum an telefon elimden kayıp yere düşmüştü.Korkudan titriyordum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LAVİNİA,"Mavinin Korkusu"
Jugendliteratur"Maviliğimin,karanlığa karışma hikayesi..."