-3-

232 49 10
                                    

Multimedya Rüzgar.
Odama sızan güneş ışığıyla gözlerimi yavaşça açtım.Şu Bora denen çocuğun mesajını umursamayıp hemen uyumuştum.Ne konuşacaksa konuşsun beni ilgilendirmiyordu.
Yatakta yavaşça doğrulup , banyoya girdim.Günlük işlerimi hallettim , giyindim ve kahvaltımı yapmadan dışarı çıktım.Canım hiçbir şey istemiyordu.Sabah kalkınca hemen kahvaltı nasıl yapılır ya? Kendi kendime konuşmaya devam ederken kapının önünde Rüzgar'ın olmadığını görmüştüm.Duyduğum şaşkınlıkla gözlerim açıldı.Ilk defa kapımın önünde beni bekleyen Rüzgar yoktu.Acaba bir şey mi olmuştu demekten alamadım kendimi.Iki eli kanda olsa bile gelirdi.Galiba hayal kırıklığına uğramıştım.Her sabah burada olmasına alışmıştım.
Daha fazla oyalanmadan okula bu günlükte yürüyerek gitmeye karar verdim ve hızlı adımlarla okulun yolunu tuttum.
***********
Bıkkınlıkla nefesimi dışarı üfledim ve ; " Ben artık okumamaya karar verdim bu şartlar altında okuyamam ya." Dediğimde Aleyna sesli bir şekilde güldü ama içi hala buruktu gülmesi gözlerine ulaşamamıştı.Keyfinin çok yerinde olmadığını biliyordum ama onu neşelendirmek istiyordum.Iki gündür perişan haldeydi ama iyiymiş gibi gözükmeye çalışıyordu.
Aklıma gelen fikirle ona baktım ve gülümsedim." Seninle bu gün nereye gideceğimizi asla tahmin edemezsin." Dedim hala gülümsemeye devam ederek.
"Nereye?" Dedi merakla.
"Just dance." Dedim sırıtarak."B-ben pek emin değilim Gökçe.Keyfim pek yerinde değil."
Bunu söylerken neredeyse ağlayacak sandım."Lütfen bak sanada değişiklik olur kaçalım işte şimdi." Israrlarıma daha fazla dayanamadı ve kabul ettiğini belli etmek için kafasını olumlu anlamda salladı. Dünden beri ona kanım çok ısınmıştı.Zaten üzgün insan gördüğüm zaman onları neşeli görmeden içim rahat etmiyordu.
Okulun bitmesine birkaç ders kalmıştı.O yüzden kaçmamız sıkıntı olmazdı.Belki Mertcan ve Melisa' da gelmek ister diye hemen arayarak onlara haber verdim.Tabi bu fırsatı kaçırırlar mıydı onlara yeter ki kaçmak olsun.Bir anda aklıma Rüzgar geldi.Hala ortalıkta yoktu bu gün okula hiç uğramamıştı.Iyiki özel okuldu yoksa bu kadar rahat olamazdı istediği zaman geliyor istediği zaman gelmiyordu.Birde 12.sınıfız diye hocalar pek söz geçiremiyorlardı.
Okulun kapısında Aleyna'yla birlikte Mertcan ve Melisa'yı bekliyorduk.Omzuma bir el dokunduğunda kafamı arkama çevirip kim olduğuna baktım.Bora, gözlerimin içine baktı, ne düşündüğümü tahmin etmeye çalışıyor gibi bir hali vardı.Ben onun gözlerine baktım.Birçok duygu geçiyordu.Heyecan , merak , üzüntü.Ahh gerçekten üzüntü mü ?Ne söyleyeceğini merakla beklemeye başladım.
" Seninle biraz konuşabilir miyiz? " dediğinde dikkat çekmemek için kafamı olumlu anlamda sallayarak onu takip ettim.Okulun arkasında sigara içilen yere gelmiştik.
"Ne söyleyeceksen söyle hadi işim var." Dedim sitemle.
Kendini bana sitem etmemek için zor tutuyor gibiydi ama sinirini konuşmasına yansıtmamaya çalıştı.
"Dünden dolayı kızgınsın biliyorum.Bunu sana telafi etmek istiyorum.Benimle bu akşam yemeğe çıkar mısın ?"dedi nazikçe , şaşırmıştım ondan bu nezaketi beklemiyordum.Odunun tekine benziyordu.
"Neden telafi etmek istiyorsun ki ? Önemi yok benim için.Yemeğe gitmekte istemiyorum zaten."dedim kendimden emin bir tonda.Arkamı dönüp yürümeye başladığım sırada güçlü bir el beni kendine döndürdü ve duvarla kendi arasına aldı.Onu ittirmeye çalıştım ama hayvan gibiydi hareket bile ettiremiyordum.O ise hic istifini bozmadan yüzümü inceliyordu.Her ayrıntıyı aklına kazımak istercesine.Bakışları bir anda dudaklarıma indi ve orada baya oyalandı.Arsızca sırıtarak yakınlaşmaya başladı.Ne yapıyordu bu gerizekalı?
Bir anlık boşluğuna gelmiş olacakki ittirdiğim zaman sendeledi.O kendini düzeltene kadar ben çoktan uzaklaşmaya ve bizimkilerin yanına ilerlemeye başladım.Şu çocuğun amacı neydi?Gıcık.
"Kızım nereye kayboldun sen?" Dedi Aleyna endişeyle.
"Yok bir şey geldim hadi gidelim."dedim daha fazla uzatmadı ve AVM'nin yolunu tuttuk.
**********
"Sen delisin Mertcan ya." Dedi Aleyna kahkaha atarak ve devam etti;"O yaptığın dans hareketleri neydi öyle?"dedi hala kahkahalarını bastıramıyordu.Onu böyle görmek iyi hissetmemi sağladı.Sonuçta şuan mutluydu.
"Ne gülüyorsun kızım.Her zaman dans mı ediyoruz."dedi Mertcan'da gülerek.
Gülüşerek , şakalaşarak AVM'den çıkmıştık.Artık evlere dağılma zamanı gelmişti.Hepsiyle vedalaşıp eve doğru yürümeye başladım.Aslında bir telefonla gelip babamın şöforlerinden biri beni alabilirdi ama ondan gelecek bir yardım bile bana itici geliyordu.Belki anneme söylesem içim rahat ederdi.Sustuğum için anneme bende ihanet etmiş gibi hissediyordum.Babamı o kadınla yakaladığımda bana; bizim bir saygınlığımızın olduğunu , annem öğrenirse boşanacaklarını söylemişti.Bende boşanmalarından korkup anneme söylememiştim ama annemi babamla samimi görünce vicdan azabı çekmekten alamıyordum kendimi.Benim yüzümden onu aldatan adama hala aşkla bakıyordu.Bunları düşünürken gözlerim doldu.Elimin tersiyle gözlerimi sildim.Bu benim için artık çok büyük bir yük olmaya başlamıştı.
Eve gitmek istemiyordum.Babamla karşılaşmaktansa dışarıda aylak aylak gezmeyi tercih ederdim.Biraz deniz havası almanın iyi geleceğini düşündüm.Yoldan geçen bir taksiyi çevirip bindim ve sahile götürmesini istedim.
Büyük kayalıklara doğru yürüyordum.Ne zaman bunalsam, sıkılsam kendimi burada buluyordum ama benim yerimde biri oturuyordu.Bir erkek.Kim olduğunu öğrenmek için adımlarımı daha da hızlandırdım.
Kayalıklarda oturan kişi Rüzgar'dı.O ne yapıyordu ki burada?Merağım beni onun yanına yönlendirmişti.Bir anda kendimi onun yanında otururken bulmuştum.Daha fazla dayanamadım ve aklımdaki soruyu ona yönelttim;"Sen burada napıyorsun?".Kafasını bana çevirdi ve gözlerimin içine baktı.
Daha sonra tekrar gözlerini denize dikti ve sorumu cevapladı;"Sen ne yapıyorsan aynısını."Benim burada ne yaptığımı biliyordu sanki.Ahhh! tabiki biliyordu.Onun bilmediği bir şey yoktu zaten.
"Seni buraya getirecek kadar kötü olan durum ne o zaman? Dedim.Çünkü ben buraya ne zaman kötü hissetsem gelirdim.Oda aynı sebepten dolayı geldiyse demekki bir şey vardı.
"Her şey düzeldi sanarken yine olan oldu işte ya.Boşver bir şey yok."dedi soğuk bir şekilde.Artık baya merak etmiştim ama anlatmak istemiyordu anlaşılan.Yinede şansımı tekrar denemek istedim."Derdini içinde tutarak bir şeyleri çözemezsin" dedim net bir tonda.Bıkkınlıkla nefesini dışarı üfledi ve konuşmaya başladı." Babam evleniyor." Dedi üzüntüsü sesinede yansımıştı.Neden üzüldüğüne anlam veremiyordum.Rüzgar'ın annesi o küçükken ölmüştü.Taner amca yıllardır bekardı ama bir sevgilisi olduğunu duymuştum.Onunla evleniyor olabilirdi ama babasının adına mutlu olması gerekmez miydi? Ama o çok üzgündü.
"Peki neden üzgünsün? Baban için seviniyor olman gerekirdi."dedim denizi izleyerek.
Cebinden sigarasını ve çakmağını çıkardı.Sigarasını yakıp uzunca bir nefes çekti ve dışarı üfledi.Onu genelde pek sigara içerken görmezdim.Demek durum o kadar vahimdi.
"O kadın babamı haketmiyor." Dedi dürüstçe.Ne diyebilirim diye düşündüm ama bir bildiği vardı demekki.Onun keyfini yerine getirmek daha mantıklıydı şuan.
"Evlenen baban ya sen neden üzülüyorsun? Boşver o üzülsün.Bu muydu yani bende çok büyük derdin var sandım.Kayalıklara çok büyük derdin olmadan gelme.Burasi üst düzey dertliler mekanı."dedim gülümseyerek.onunda buruk bir gülümseme yerleşti dudaklarına.Ne güzel gülüyordu.
"O zaman senin üst düzey derdin ne?"dedi bir anda.Ne diyeceğimi düşündüm.
"Ben hariç insanlar üst düzey dertleri olunca gelebilir.Ben her zaman gelebilirim.Neyse ben geç kalmadan eve gideyim artık."dedim kendimden hiç beklemeyeceğim bir şey yaptım , ona sarıldım.Kasılan kaslarından bunu beklemediği belliydi.Yavaşça kulağına eğildim ve fısıldadım; "Her şey geçecek."

VazgeçilmezHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin