4- AĞAÇLA FANTEZİ

379 13 6
                                    

   Hergün ayrı birisi beni güne kaldırmak zorundaymış gibi bugün de Duru telefondan arayarak beni uyandırdı .

+ Efendim

- Hadi kalk uykucu kız , akşam oldu .

+ Ne akşamı ya , saat daha öğlen 1 .

- Çok mu erken sanki ?

+ Tabi erken kızım , ben 3-4 saat sonra kalkmayı düşünüyodum .

- Yuh ! yani Yağmur ! O kadar uyuyup napıcaksın ?

+ O kadar saat yatağımla sevişicem Duru , hadi kapat telefonu !

- Tamam kapatıcam ama uyuma .

+ Neden ya ? Hem sanane uyurum , uyumam .

- Bugün buluşalım dicektim de .

+ Tamam , buluşuruz . Zaten bir daha uyuyamam .

- O zaman saat 4'te sana mesaj atacağım yere gel .

+ Oha kızım . Gece saat 4 'te ne yapacaksın beni , Yoksa sapık mısın Duru çabuk söyle bana .

- Ya kızım saf mısın , salak mısın ? Niye seni gece 4'te çağırıyım . Saat 16:00'dan bahsediyorum .

+ Of , tamam be sanada şaka yapılmıyo .s.s

- Tamam , hadi kapat telefonu fatura bana gircek amk.

+ İyi , hadi hayırlı girmeler sana görüşürüz . diyip telefonu kapattım . Duruyla az zamanda çok yol kaydetmiştik . Konuşmalarımızı duyan olsa kırk yıllık arkadaş sanardı bizi . Ben onunla böyle rahat konuşunca oda benimle rahat konuştu . Böyle rahatlığın sonucunda da böyle özürlü konuşmalar ortaya çıkıyor . Ama ben rahatsız değilim , bizim arkadaşlığımız nefretle başladı sonuçta . Büyük arkadaşlıklar sana ilk başta çok pis gıcık oldum demeyle başlar .

Yataktan kalktıktan sonra elimi yüzümü yıkayıp siyah şortumu ve siyah tişörtümü üzerime geçirdim . Aynanın karşısına geçip saçlarımı taradıktan sonra vazgeçilmez makyajimı yaptım . Buyrun bakalım :

- Eyeliner , göz kalemi , dudak parlatıcısı . Bu üçlü benim vazgeçilmezim.

Son olarak parfüm sıktıktan sonra Duru buluşucağımız yerin adresini mesaj attı . Mesajı okumanın ardından annemlerin yanına gidip kahvaltımı yaptım . Sonrada Duru'yla buluşmak için dışarı çıktım . Daha bir saat olmasına rağmen dışarı çıkmıştım . Evde oturmaktansa dışarıda oturmak daha iyiydi . Duru'nun söylediği yere gittiğimde bir çok ağacın bulunduğu , masalar ve renkli çiçeklerle süslendirilen bir yerle karşılaştım . Ama herkes bu saatlerde ya tarlada ya da kahvede olduğu için burası bomboştu . Masaya geçip oturduktan sonra telefonumu çıkartıp şarkı açtım . 9 tane hareketli şarkı dinledikten sonra bana bir enerji gelmesiyle ağaca tırmanmaya başladım . Sanki bir engel tanımayan kadın gibi hareket ediyordum .

Sağlam adımlarla ağaca çıkmayı başarmıştım . Ağacın kalın bir dalına oturduktan sonra aklıma gelen düşünceyle dehşete düştüm . Ben buradan nasıl inicem ?

Sizin : " Nasıl çıktıysan öyle in , mal ! " dediğinizi duyar gibiyim . Ama o düşünce bu yükseklikte olmuyo . Yani yemiyo .

Ben , ağaçta oturmuş nasıl ineceğimi kara kara düşünürken buraya bir meteorun düştüğünü gördüm . Ama herhangi bir meteor değil . Terbiyesiz, egoist bir meteor !

Tek çare olarak ona seslendim : " Şişşt , çocuk ! "

'Çocuk' ne ya demeyin . "Şişşt meteor !" diyecek halim yok ya .Sonuçta adını daha bilmiyorum . Benim bu garip seslenmemden sonra etrafına bakınmaya başlayan meteora bir kez daha "Şişt" diye seslendikten sonra sonunda beni görebildi ve yine yüzüne piç smile yerleştirdi . Ama bu sefer bir fark vardı . Dudakları piç smile - Bakışları şaşkın kezban . Nasıl oluyo demeyin oluyo işte .

+ Ağaçtan inmeme yardım eder misin ?

- Nasıl çıktıysan öyle in , banane .

+ Sen gıcıklık yapmak için ayrı bir kursa mı gidiyorsun ?

- Hayır ama senin başına bela açmak kursa gittiğin belli .

+ Saçmalama , başıma bela açmak için neden kursa gidiyim .

- Bilmem onu ağaçla fantezi yapan sen söyliceksin .

+ Sen ne tür bi sapıksın ya . Bırak senden yardım filan istemiyorum . Burda otururum ben . diyip kafamı başka yöne çevirdiğimde tekrar meteorun sesini duydum .

- Tamam ufaklık küsme hemen . diyip durduktan sonra : " Atla . " dedi .

Şuanki durumumla ufaklık demesini kafama takmayıp yüzsüzlük yaparak yardımını kabul edecektim . Ama tabiki atlayarak değil . Beni tutacağı ne malum ? Belkide ben tam atlarken çekilip yere düşmemi sağlayacaktı .

+ Nasıl atlıyım ya manyak mısın ? Hem beni tutacağın ne malum ? diyip düşüncelerimi söyleyince oflayarak ağacın altındaki masaya bastı . Diğer ayağını da ağaca dayayarak bana : " Hadi gel . " dedi .

Bende bacaklarımı aşşağı saldıktan sonra kollarımı meteorun omuzları hizasında uzattım ve tam anlayacağım sırada içime bir korku bastı .

+ Ya atlayamayacağım ben !  diyerek geri çekilmeye başladım . Ama meteor :

- Saçmalama ya , hadi atla . diyerek bana cesaret verdi . Bende eski pozisyona gelerek atladım . Kollarım meteorun boynunu sararken yüzümde meteorun yüzünün hemen önündeydi . Ben atlayınca oda benim belimi tutarak aramızda hiç mesafe bırakmadı . Kalbim o kadar hızlı atıyordu ki öylece onun yüzüne bakıyordum . Dudaklarımız arasında 1-2 santim mesafe vardı . Meteorun kokusu etrafımı sararken bu pozisyonumuzun pek uygun olmadığını düşünerek utanıp hareketlendim ve aşşağı inmeye çalıştım . Oda toparlanarak bana yardım etti . Ve sonunda ayaklarım yere bastı .

Duruyu beklemek adına masaya oturduğumuzda meteora dönüp

+ Yağmur . dedim . O ise benim bu dediğim karşısında

- Ne ? dedi . Bende :

+ Adımı sormamışmıydın . Adım Yağmur .  diyerek sorusunu cevaplandırdım . Meteorumuz kahkaha attıktan sonra :

- Bende Doruk . diyerek elini uzattı .

- Tanıştığımıza memnun oldum .

Adını öğrendiğim meteora bende diyerek elini tuttuğum sırada Duru geldi ve siz ne haltlar yiyiyosunuz  bakışı atarak benim içimden kahkaha atmamı sağladı .

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 22, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KÖYDE Kİ SEVGİLİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin