36.

3.7K 234 116
                                    

Keyifli Okumalar!

Diana💎

Ha Neul, Taehyung ve Yoongi ile birlikte yemekhanede bir masaya kurulmuş, kahvelerimizi yudumluyorduk.

Burada olmaktan mutluluk duyduğum söylenemezdi fakat Yoongi'yi sonunda görebildiğim için biraz iyi hissediyordum. Ha Neul için fazla önemli biriydi. O sadece çocukluk anılarıyla geçiştirse de işi, ilk aşkların tadı her zaman başka olurdu. Onu abisi olarak görüyor olabilirdi şu an ama bu, Yoongi'nin Ha Neul'ün gözündeki değerinin değiştiği anlamına gelmiyordu.

Öyle ki, Yoongi'yi hayran hayran süzüşü de bunu açıklıyordu.

Düşüncelerime dalmışken, gülümseyerek Yoongi'yi dinleyen Taehyung'a gözümün çarpmasıyla yutkundum.

Benim ilk aşkım, şu an canımı en fazla yakan kişiydi. Sanırım küçük Ha Neul'ün canını da en fazla yakan kişi, karşılıksız sevgi beslediği ilk aşkı, Yoongi'ydi.

Büyüdükçe buna alışıp sonunda hissizleşmiş olmalıydı Ha Neul. Hiçbir zaman konusunu açmak istemeyişi de bu yüzdendi belki.

Yoongi'ye sıcak bakışlar atarken hala gözleri dolu doluydu Ha Neul'ün. Onu birden yurdumuzun bahçesinde görünce nasıl da şok olmuştu... Sanırım Yoongi'nin gelişine en fazla sevinen oydu. Zaten buna epey ihtiyacı vardı, özellikle de şu sıralar...

"Hala şaşkınlığımı üstümden atamadım... Nasıl ya?" derken ellerini yanaklarına dayadı Ha Neul.

"Kaç kere söyleyeceğim, Ha Neul-ah? Onu aradım. Gelmesini istemekte ciddi değildim, asla ihtimal bile vermiyordum ama hyung her zamanki gibi beni şaşırttı."

Taehyung yeniden ve yeniden aynı şeyleri tekrar ettiğinde onun sesini daha fazla duymaya katlanamadığımı fark etmiştim.

Her konuştuğunda içimde bir şeyler sızlıyordu sanki. Değişik hissediyordum. Öylece yakınımda oturmasına tahammül edemiyordum. Bu kadar zor olacağını düşünmemiştim fakat o kadar zordu işte.

Taehyung da sürekli dalıp gidiyordu. Gözlerindeki kızarıklığı fark etmiştim. Bana bakmamak için özel bir çaba sarf ediyordu. Bunun nedenini merak etmiyordum. Aksine, böyle yapması iyi bir şeydi. Onunla göz göze gelmeyi veya benimle konuşmaya çalışmasını asla istemiyordum. Şu an burada yalnızca Ha Neul'ün ısrarları ve o kadar yol gelmiş olan Yoongi için bulunuyordum.

Masaya kurulduğumuzdan beri Taehyung'a bakmamak için ben de çok çaba sarf etmiştim. Sesini de aynı şekilde duymamayı yeğlerdim. Belki daha kolay olurdu.

Tanrım, hayır... Benim kesinlikle buradan defolup gitmem lazımdı. Neden burada öylece oturuyordum ki?

"Diana?" Ha Neul, ayaklanmam üzerine hızla bana döndü. "Nereye?"

Yoongi'ye kısa bir bakış attım. "Şey... Biraz yorgun hissediyorum da."

"Sorun değil, Ha Neul." derken Ha Neul'ü durdurdu Yoongi ve anlayışlı bakışlarını bana doğrulttu. "Sonunda tanışabildiğimize sevindim, Diana. Daha sonra görüşürüz." diye ekledi ve çıplak gözle algılanabilmesi zor olan bir tebessüm takındı dudaklarına.

Ona gülümseyerek hafifçe eğildikten sonra masayı terk ettim. Tüm bu süre boyunca Taehyung'a bir kere bile bakmamıştım. Tek yapmak istediğim şey, uyumak ve bu iğrenç dünyayla olan bağlantımı birkaç saatliğine de olsa kesmekti.

Hala o görüntüler kafamdan gitmiyor, Taehyung'un o kıza izin verişi resmen soluk alışımı engelliyordu. O andan beridir nefes almakta ciddi anlamda güçlük çekiyordum. Zaman zaman bir şey oturuyordu göğsüme...

Love AffairHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin