Love Affair

49.

Keyifli Okumalar!

Ha Neul💎

"Hala gelmediler! Başlarına bir şey geldi kesin... Nasıl ulaşacağız?"

Diana korkuyla konuştuğunda alt dudağımı dişleyip ona baktım. Normal zamanda bu kadar geç saate kalsalar korkmazdık ama şu ara durum farklıydı. Bir psikopat ile uğraşıyorduk ve Yoongi ile Taehyung habersiz ortadan kaybolmuşlardı.

Saat on ikiyi geçince Alyssa ve ben Justin ile Jungkook'u arayıp yurda gelmelerini söylemiştik. Durumu anlatınca onlar olabilecek yerlere bakmışlardı ama bulamayıp geri dönmüşlerdi. Şimdi ise yurdun bahçesinde öylece oturuyorduk.

"Telefonu kapalı. Nefesim kesiliyor..." deyip ayağa kalktı hızla Diana. Tek elini saçlarına geçirdiğinde diğer elini tuttum.

"Bebeğim sakin olur musun? Eğer gelmezlerse polise gideceğiz. Yalnızca biraz daha bekleyelim."

"Belki Yoongi yine sarhoş olmuştur ve Taehyung onu barlardan toplamaya çalışıyordur." dedi Alyssa birden.

"Haber verirdi! Hiçbir şey söylemeden gitti." dedi Diana titreyen sesi eşliğinde.

Diana'nın elleri buz kesmişti ve titriyorlardı. Çok fazla korkuyordu. Ben de korkuyordum ama şu an Diana için sakin davranıyordum. Korkudan akıl sağlığım gitmiş gibi davranırsam Diana fenalaşıp bayılırdı, emindim.

Jungkook omuzumdaki elini sıkılaştırıp beni kendine bastırdı. "Korkmayın. Ne gelebilir başlarına?"

Tam o anda demir kapının sesi ile hepimiz aynı anda o tarafa döndük. Yoongi ve Taehyung'u fark ettiğimde ayaklandım. Daha sonra hep birlikte hızla onların yanlarına yürüdük. Son derece keyifsiz gözüküyorlardı.

Diana beklemeden Taehyung'a sarıldığında Taehyung bunu bekliyormuşçasına kollarını hemen doladı Diana'ya.

"Nasıl korktum! Neden haber vermedin? Neredeydiniz?" diye sorularını sıralamaya başlarken göz yaşlarını tutamamıştı Diana. Bir nevi rahatlama göz yaşlarıydı yanaklarına süzülen. Eminim kafasında yüzlerce kez ceset bulacağımızı tasarlayıp durmuştu. Haklıydı, Taehyung ilk kez ona haber vermeden gecenin bir yarısı ortadan kayboluyordu.

"Dışarıda konuşamayız. Odaya geçelim mi?" dedi Yoongi hepimize tek tek bakarken.

"Ne oldu ki?" dedi Alyssa şüpheli bir edayla.
Taehyung, Diana'dan ayrılıp Yoongi'ye doğru bağırdı. '"Hyung!"

"Anlatacağız, Taehyung-ah. Bunu saklamayı mı düşünüyorsun?"

Stresten midem bulanmaya başlıyordu. "Neler oluyor?"

"Ha Neul ve Diana'nın odasına çıkalım." dedi Yoongi.

Jungkook ile ellerimizi ayırırken yüzüne diktim gözlerimi. "Yarın okulda-"

"Ben de geleceğim." derken kesin bir dille, sözümü kesmişti.

Duraksayıp Yoongi'ye baktım. Gözucuyla bize baktıktan sonra Jungkook'a bakmadan konuştu. "Seni de ilgilendiren bir konu. Hep birlikte çıkalım."

Hep birlikte Diana ve benim odama çıktığımızda kapıyı kapatıp peşlerinden içeriye girdim. Hepsi bir yere oturduğunda benim yatağıma geçip oturmuş sevgilimin yanına kuruldum.

"Katil ile buluşmaya gittim." diye başladı sözlerine Yoongi.

Kızlar ile hepimiz birbirimize bakıp şaşırıp bir şeyler söyleyecekken fırsat vermeden devam etti.

"Kim olduğunu, bunları neden yaptığını merak ettim... ve ondan kurtulmak istedim." Yoongi, gözlerini bana çevirdi.

Tanrım, şaka mı yapıyordu? Çok hızlı anlatmaya başlamıştı ve inanmakta zorlanıyordum.