Love Affair

⭐48.

Keyifli Okumalar!

Diana💎

Taehyung'un yükselip alçalan göğsüyle birlikte hafifçe hareket eden kafamı, Taehyung'un göğsünden kaldırırken yatakta doğruldum ve sırtımı yatağın başlığına dayadım. Taehyung da yattığı yerden kalkarak benim gibi sırtını başlığa dayadı ve kolunu omuzuma atarak beni kendine çekti iyice.

Yorganın içindeki bacaklarımı kendime doğru çekerek toparladım.

"Sevgilim..." derken söylemek isteyeceğim şeyi söyleyip söylememek konusunda tereddütlüydüm.

Taehyung, "Hm?" gibi bir ses çıkardı.

"Şey..." Hala emin değildim. Konuyu açmalı mıydım? Yoksa üzerinden biraz daha zaman geçmesini mi beklemeliydim?

"Diana," dedi Taehyung bakışlarını karşıdan alıp bana çevirirken. "Söylesene hadi."

Boğazımı temizledim hızlıca. "Biliyorum, yine konuyu kapatmaya çalışacaksın ama ben sizi böyle görmeye dayanamıyorum Tae."

Taehyung, derin bir nefes verdi. "Diana..."

"Lütfen, Tae." diyerek yakınmasını böldüm. "Onu ne zaman dinleyeceksin?"

Taehyung bir süre sessiz kaldı. Zaman sonra bir cevap beklediğimi hatırlayınca ise mecburen dudaklarını araladı.

"Mümkün olduğunca geç."

En azından onunla konuşmayı düşünüyordu. Bu da büyük bir artıydı elbette. Taehyung'un günler sonra ağzından dökülen dolaylı yoldan olumlu olan bu söz, içime su serpmişti fakat yeterli değildi.

Aklıma gelen şeyle gözlerimi, alt profilden bile süper yakışıklı görünebilen sevgilime diktim.

"Seni dinlemediğim için büyük bir hata yapmıştım, hatırlıyor musun?" dediğimde yutkundu.

Başını hafifçe salladığında devam ettim.

"Neler hissetmiştin... Seni çok üzdüm. Halbuki her şeyin bir açıklaması, küçük ya da büyük de olsa bir geçerli sebebi vardı. Senin gözünden bakabilmem gerekiyordu yalnızca. Ama bunu yapamamıştım."

"Diana..." diye söylendi Taehyung, daha fazla kendimi suçlamamam için rahatsızlıkla yerinde kıpırdanırken.

"Diyorum ki sevgilim, her ne olursa olsun, ne yaşanırsa yaşansın önce dinlemeliyiz. Karşı tarafın kendini açıklamasına izin vermeliyiz. Değil mi? Bu ne kadar erken olursa o kadar iyi olur."

Taehyung düşünceli düşünceli gözlerime bakarken susmamla birlikte daldığı alemden ayrıldı. "Haklısın." dedi ve mırıldanırcasına ekledi. "Onu dinlemem gerektiğini biliyorum."

Gözlerim parıldarken ağzımı aralar aralamaz Taehyung'un yeniden konuşmasıyla geri kapadım.

"Ama onu dinlersem onu affedeceğimi biliyorum. Onu affetmek istemiyorum, Diana. Normalde yanlış bir şey yaptığımızda cezaları hep paylaşırdık. Ama bu sefer ceza alması gereken kişi o. Yalnız başına."

İçimde bir şeyler cız etmeye devam ederken yutkundum. "Ha Neul affedilmeyi hak ediyor, Tae."

"Şimdi değil." dedi net bir sesle Taehyung. "Onun beni ne kadar göz ardı etmiş olduğunu unutuyorsun, Diana. Beni onca zaman ayakta uyuttuğunu unutuyorsun."

"Unutmuyorum." diye itiraz ettim. "Sadece birbirinizin gönlünü almaya, birbirinizi dinlemeye ihtiyacınız var. Sizin aranızdaki bağ farklı. Siz... Ahh! Taehyung lütfen beni şu boşluktan çıkarın artık. Daha fazla dayanabileceğimi sanmıyorum..." Gözlerimin yanmaya başladığını hissettiğimde gözlerimi yumdum.