Her Şey Düzelmeye mi Başladı?

77 4 1
                                    

Göz yaşlarım yastığıma bir bir damlarken gün ışığı aydınlanmaya başlamıştı. Kerem'in söylediklerini aklımdan çıkaramıyordum. "Bir kızı öptüm." Bunu bana nasıl yapmıştı. O kadar verdiğimiz sözler nereye gitmişti? O iki yılın hatrı nereye gitmişti?

Kerem hayatımın en zor zamanların da yanım da olmuştu. Annem ve babamın ilk kavgasında mutfaktaki arka çıkıştan evden çıkıp sokak sokak koşarak ağlamıştım.-Sanırım bu koşup ağlamak benim yapımda vardı.- En sonunda koşarken büyük geniş bir göğüse çarptğımı anlamıştım. Kerem'in bana huzur veren sesi benimle konuşmuştu. Bana destek olmuştu. O günden sonra Kerem hep yanım da olmuştu. Her zaman onsuz, hiç bir şeyi atlatamayacağımı düşünürdüm. O benim dayanak noktam olmuştu. Şimdi ise bir hafta ayrı kaldığımız da bana bunu yapması beni mahvetmişti.

Bunları düşünürken ağzımdan hıçkırıklarımın kaçtığını fark ettim. Annem uyanıp yanıma gelmesin diye elimle ağzımı bastırdım ve öylece ağladım.

Okul saatine yakın bir zaman da kalkıp duşa girdim.  Fark ettim ki hayatım berbat gidyordu. Kerem beni aldatmıştı, annemin babama ihanet ettiğini öğrenmiştin, ve tam iyi bir arkadaş buldum derken, aslında sadece bana acıdığı için yanımda olduğunu duymuştum. Burada yardım isteyebileceğim kimse yoktu. O kadar yalnızdım ki... Sıcak su çıplak tenime temas ederken gözyaşlarım akan su ile karışmıştı. Saçlarımı elimle geriye yatırdım. Öğrendiğim her şeyin aynı bu akan su gibi akıp gitmesini istesem de bu imkansızdı.

Bileklerim den aşağı inen uçuş uçuş yırtmaçlı eteğimin üstüne beyaz atletimi giydim. Sandaletlerimi giymiş, saçlarımı at kuyruğu yaptıktan sonra okula gittim. Her şey yine normaldi. Yani berbat. Her derste aynı şeyi yapmıştım. Arka sıraya geçmiş karalama defterime yeni çizimler yapmıştım. Yine kimseyle muhattap olmamıştım. Buraya asla alışamayacağımı düşünüyordum. Zaten ne anlattıklarını da anlamıyordum. Dersler gerçekten Türiyedekin den farklı ilerliyordu.

Eve geldiğim de direkt odama çıktım. Ders kitaplarımı açtım ve onların üstüne de küçük resim kağıdını koydum. Kulaklılarımı taktım. Ed Sheeran'ın Drunk şarkısı eşliğin de yine resim çizmeye başladım. Şuanki hayatım da beni mutlu eden tek şey çizmekti.

Çizimlerimi yaparken biri omzuma dokundu. Aniden zıpladım. Kulaklılarımı çıkarıp arkama baktım. Bu annemdi.

"Anne, bu ülkede kapı diye bir şey var biliyorsun değil mi? Ve insanlar onu çalarlar." dedim imalıca.

"Kapyı çaldım ama sen duymadın sanırım" dedi kulaklıklarıma bakarak. Cevap vermeyip önüm de ki resim kağıdına döndüm.

"Steve aşağıda. Seninle konuşmak istiyor." dedi eli hala omzumdayken."

"Ona sadece buradan defolup gitmesini söyle."

"Bety,  çocuğu her gün gönderiyorsun. Dün de geldi. Bir bak istersen tatlım."

"Ah tabi, arkadaşlık kurmalıyım değil mi? Seni daha fazla suçlamayıp burayı sevmem için. Bu asla olmayacak. Seni asla affetmeyeceğim anne."

"Ben sadece senin iyiliğini istiyorum Bety, lütfen gel ve Steve ile konuş."

"Hayır! Eğer gitmezsen birazdan kulaklıklarımı geri takacağım."

Bu cümleden sonra annem hiç bir şey demeden odadan çıktı. Ben de sessizce çizimime devam ettim. Çizerken her an Steve odama pat diye girecek diye korkuyordum. Aslında bir yandan odama gelip benimle konuşması, benden özür dilemesini gerçekten istiyordum. Ama öyle bir şey olmadı. Yine odamda kendi başımaydım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 17, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BAMBAŞKA BİR KÜLKEDİSİ MASALIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin