Gerçekler

87 4 0
                                    

Medyada Steve (Balkabağı ) vaaarr :))

"Bety, aç kapıyı. Salona gelmen gerek. Birazdan gelirler."

"Defol buradan! Asla o adamla tanışmayacağım."

"Bak, babanla birlikteyken Patrick'i tanımıyordum. Babanı aldatmadım yani. Ayrılma kararı aldıktan sonra Patrick ile yakınlaştık."

"Umrumda değil! Sadece git buradan."

"Bak, oğluyla birlikte birazdan burada olurlar. Lütfen çık Patrick'i tanımaya çalış. Sende seveceksin."

Annemi o adamla yakalayalı aradan 2 gün geçmişti. Annem her ne kadar ebnimle konuşmaya çalışsa da ben hiç cevap vermiyordum. Boşanma nedenlerinin bu adam olmadığını söyleyip duruyordu. Ona inanmak istiyordum. Ama onları koltuğumuzun üstünde öylesine iğrenç bir şekilde görünce çok kötü hissetmiştim. Annemi babamdan başka bir adamla hayal edemiyordum. Ama hayat böyleydi işte. Daime karşına yeni birileri çıkıyordu ve sen yine aynı aptal hatayı yapıp aşık oluyorsun.

Bir bakımdan annedme de hak veriyordum. İki yıldır çok sallantılı geçen bir evlilği vardı ve yeni bir insanla mutlu olmak istiyor olabilirdi. Ama henüz boşanmadan yeni bir aşk istemesi de kızdığım taraftı.

O benim annemdi ve mutluluğunu istemek zorundaydım. O seni Amerika'ya kendi ile berabe düşüncesizce sürüklerken senin mutluluğunu düşünmüyordu ama. Bilinç altım bana bunu hatırlattığında ona tekrar sinirlendim.

"Bebeğim... lütfen sadece benim için onları tanımayı dener misin? Bu benim için çok önemli."

Derin bir iç geçirdim ve kapıyı açtım.

"Bu akşam yemeğine senin için değil, aç olduğum için katılıyorum."

diyerek somurttum. Oturma odasına geçtim ve beyaz koltuğun üstüne oturdum. Ama yine gözüme annem ve Patrick'in görüntüleri gelince aniden kalktım. Bu koltuk içimi bulandırıyordu ve bunun etkisi kolay kolay geçmeyecekti. Yan taraftaki mavi tekli koltuğa oturdum. Annem salondaki yemek masasını harika döşemişti. Yani yemek masasın da yok yoktu. İstemsizce içimden "Vayy" diye geçirdim. Annem gerçekten bu yemeği çok önemsiyordu. Çok şık giyinmişti ve telaş içindeydi. Yavaşça gülümsedim. Yeni gelin gibiydi aynı.

Zilin çalmasıyla annem yerinden hopladı. Üstüne başına çeki düzen verip kapının oraya gitti tam açacakken "Lütfen bunu berbat etme." diye yalvardı. Hiç bir şey demeden kafamı tekrar televizyona çevirdim. Annem ne kadar teleşlıysa bende bi' o kadar umursamazdım. Anne kapıyı açtı. Hiç arkamı dönüpte bakmaya tenezzül etmedim. Annem bana seslendi.

"Bety, geldiler."

Sesinde uyarıcı bir ton vardı. Kafamı çevirip arkaya baktım. Patrick uzun boylu bir adamdı. Saçları siyahtı ve gözleri de elaydı. Gülümsüyordu ve tek taraflı kocaman bir gamzesi vardı. Oğluna doğru başımı çevirdim ve bir çift tanıdık yeşil gözle karşılaştım.

"Bak Bety bu Patrick ve bu da oğlu Steve."

"Balkabağı..."

dedim yavaşça.

"Ne dedin?"

dedi annem tam anlamamıştı. Cevap vermeyiince devam etti.

"Steve de sizin okuldymış biliyr musun?"

"Evet."

dedim hızla.

"Onunla tanışmış mıydın?"

BAMBAŞKA BİR KÜLKEDİSİ MASALIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin