4

235 32 24
                                    

Jisung'un evine gelmeden önce bir itfaiye aracı ve bir ambulans tam yanlarından geçmişti.

Jisung ambulansın altında ezilecekken Woojin Jisung'u tutup kenara çekti.

Wj: Jisung iyi misin?

Jisung hızla evet anlamında kafa sallayıp Woojin'e sarıldı. Hızlı ve derin nefesler alıyordu.

Woojin Jisung'un saçlarını okşarken en sakinleştirici ses tonunu kullanmaya çalıştı.

Wj: Tamam geçti. Sakin ol... İşte böyle.

Jisung yavaşça Woojin'den uzaklaştı.

Wj: Gidelim. Elimi bırakma.

Tekrar el ele tutuştular ve ilerlemeye başladılar.

Geldiklerinde Jisung kapıyı açtı ve kağıdına bişeyler yazıp Woojin'e uzattı.

İçeri gel. Seni annem ve babamla tanıştırmak istiyorum. Lütfen itiraz etme.

Woojin Jisung'u kıramazdı ki. Hele o yalvararak bakan gözleri gözlerine kenetlenmiş bir şekilde duruyorsa.

Wj: Tamam. Ama çok durmam.

Jisung gözleri kısılana kadar gülümsedi ve Woojin'in elini tutup içeri çekti.

Annsi: Jisung oğlum sen mi geldin?

Annesi Jisung'un yanına gelip yanaklarını öptü.

Annsi: Ah... Siz kimsiniz?

Wj: Ben Kim Woojin. Jisung'un arkadaşıyım.

Annsi: Ne güzel! Gel içeri geç oğlum. Siz de gelin.

Woojin'i görünce Jisung'un annesinin gözlerinin içi parlamıştı.

Hep beraber salona geçip oturdular.

Annesi, Jisung'un söylemesinden korktuğu o cümleyi kurmuştu.

Annsi: Oğlum sizden çok bahsediyor. Yani işaret diliyle. Konuşamadığını biliyorsun.

Wj: Evet biliyorum. Benden ne diye bahsediyor?

Jisung annesine yalvaran gözlerle bakıyordu. Annesi tabiki oğlunu tınlamadı.

Annsi: Çok iyi biri olduğunuzdan bahseder hep. Sizin yanınızda durmayı seviyormuş. Hatta...

Jisung derin bir nefes aldı. Utancından kıpkırmızı olmuştu ve annesinin birazdan söyleyeceklerini Woojin duyacaktı. Onu getirmekte hata etmişti. Şimdi Woojin Jisung'un ondan hoşlandığını öğrenecekti.

Ne düşünecekti acaba.

Tekrar annesi konuşmaya başladığında Jisung nefesini tuttu.

Annsi: Hatta sizden hoşlanıyormuş. Belki de aşıkmış. Açıkçası sizin gibi bir sevgilisi olması beni mutlu ederdi.

Woojin olduğu yere çivilenmişti. Kıpırdayamıyordu. Kalp atışlarının ritmi bozulmuştu. Ağzı ve gözleri bir karış açık bir şekilde öylece kalakalmıştı.

Jisung ise utançtan ağlayarak odasına koştu.

Wj: B-b-bend-den m-mi hoş-hoşlanı-yor?

Speak {HanWoo} Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin