Jungkook'un Ağzından ;Marka bahsettiğim kafeye gelip dışardaki masalardan birine oturdum . Bir kaç dakika sonra garson gelip ne istedigimi sorduğunda sadece 1 limonata istedim . Siparişi verdikten sonra mark geldi , endişeli yüzü ile .
Jiwoo ile olan konuyu marka bahsedip akıl alacağım . Fakat eğer söyledikleri mantıklı gelmezse hep yaptığım şeyi yapacağım .
Tabii ki kendi bildiğimi
Herşeyi ona anlatıyordum . O akşam yaşananları olsun , benim o an hissettiklerim veya jiwoo nun hissettiğini düşündüğüm şeyleri, herşeyi anlatıyodum . Ben anlatıyordum anlatmasına ama mark beni hiç dinliyor gibi durmuyordu
- Işte sonra ben tam bahçe kapısından çıkarken bana görüşürüz dedi ama kekeleyerek söyledi . Aksine bende kekele-
Sen beni dinliyor musun ?- Hayır
- Sebep ?
- Çünkü bende oradaydım .
- Ne !? Nası ya !?
- Şöyle :
Hani sen o akşam yine restaurantdaydın ya . Bende yanındaydım . Sen tüm müşteriler gittikten sonra masaları silerken ben lavaboya gittim . Fakat geldiğimde sen yoktun . Çalışanların birine sorduğumda çıktığını söylediler . Ben de , beni bırakıp hemen gittin diye sinirlenip hemen çıktım. Yolda sana söylene söylene giderken seni aramayı düşündüm. Telefonumu cebimden çıkarırken etrafa baktım fakat yanlış yola saptığımı gördüm. Tam o sırada yan binanın bahçede senin sesini duydum . Sonra işte duvara tırmanıp olan biteni izledim- Ordan çıktıktan sonra neden yanıma gelmedin ?
- Belki sen farkında değildin ama fazla hızlı yürüyordun , aşırı heyecanlı ve mutlu duruyordun . Bende gelmedim yanına . Ana yola çıkıp taksiye bindim bende .
- Hiç farkında değildim . Cidden öyle mi duruyordum ?
Sorumu sorduğumda kafenin kapısının çanı çaldı. O sesle mark o tarafa dönüp şaşırırcasına bakmaya başladı. Ne oluyor diye arkama dönmeden jiwoo yanımda bitti . Tam o anda kalbimde bir sancı hissettim. Çok farklı bir acıydı ama . Elimi kalbime koymak istiyordum ama yapamıyordum . Jiwoo da benim gibiydi. Şaşkın ve korkmuş
Yerimden kalkacağım sıra jiwoo uzaklaşmaya başladı. Ve ardından da koşmaya
Arkasından bende koşacağım derken sandalyemi düşürdüm fakat beni durduran o değildi. Markın eliydi
- Bırak gitsin . Yanlız kalmalı
- Yanlız kalmasını gerektirecek bir şey yok . Bırak !
Kolumu hızlıca çekip son hız koşmaya başladım. Nereden gittiğini bilmesemde bir umut diyordum .
Her bir adımım gözlerimi daha çok dolduruyordu .
Ve daha çok
Daha fazla
Ve daha da fazla
Göz yaşım yüzünden önümü göremezken onun sesini duydum
Ağlıyordu
Duyduğum sokağa doğru koşarken göz yaşlarım tek tek akıyordu
Ses daha da çoğalırken yavaşladım ve elimin tersiyle çenemden akacak olan goz yaşımı sildim .
Dar bir ara sokakta dizlerini kendine çekmiş ve sessiz bir şekilde ağlıyordu. Belki de o sessiz olduğunu sanıyorduYanına gitmek istedim fakat yapamadım
Çünkü
O yanlız değildi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FAKİR / JEON JUNGKOOK
FanfictionKaybedecek hiçbir şeyim yok amk Sal köpeklerini üstüme