Yarınki biyoloji sınavına hazırlanıyordum. Saatlerdir su içmek için bile olsa masanın başından kalkmıyor, aramalara cevap vermiyor, dersten başka hiçbirşey için ağzımı açmıyordum. Adeta sınava odaklanmış harıl harıl ders çalışıyordum. İki konum kalmıştı. Sadece iki konu. O iki konuyu bitirince test çözmeye başlayacaktım. Ders çalışmaktan başım ağırıyordu. Yinede ders çalışmaktan vazgeçmiyordum. Ders çalışmaya öyle çok dalmışım ki binadan gelen ufak bir gürültüyle irkildim. Sesin ne olduğunu merak etmeden kendimi iyice kitaba gömdüm. Gürültüler dahada çoğalmaya başlamıştı. Adeta odamın içindeydiler. Konulara odaklanamıyordum. Bir çözüm bulmalıydım. Bu böyle olmazdı. Tam o sırada telefonuma gelen mesaj sesiyle düşüncelerimden sıyrıldım
''Tabi yaaaa kulaklığımı takabilirim.''
Telefonumu elime aldım tuş kilidini açtım 23 cevapsız arama 18 mesajı görünce şaşırmaktan gelen refleksle ağzım O halini aldı. Beni kim bu kadar arardı? Çevrem diyer liseli kızlarınki gibi deyildi. Çoğu insanla rahatlıkla anaşamazdım ama numaram okulun yarısında var herhalde. Yinede şu anda daha önemli bir işimvardı. Ders çalışmam gerekiyordu. Mesajlarla ve cevasız aamalarla sonra ilgilenecektiim. Hemen kulaklığımı taktım ve slow bir parça açtım. Ardından sesi sonuna kadar açtım. Kulaklığımı takmama rağmen sesler hala geliyordu. Neydi bu sesler? Ne kadar merak etsemde masamın başından kalkıp ailemle kavga edemeyecektim. Nede olsa onlara göre fazla asabidim. Aslında haklılardı. Fazla asabiydim. Son yıllarda ortaya çıkmıştı bu asabilim, asabiiğimle beraber utagaç, içine kapanık, asosyel tavırlarım. Son yıllarda tek yaptığım aktivite müzik dinlemekti. Neden olduğunu anlamadığım tavırlarım beni farklı biri yapıyordu. Benliğimin dışındaki benlede aramız pekde iyi sayılmazdı. Hatta benliğimin dışındaki benden nefret ediyordum. Neden böyle olmuştum ki? Kim bana ne yaptı? O anda aklıma 8. sınıfımdaki veda partim gelmişti olanları düşündükçe gözlerim doluyordu hatta gözümden bir damla göz yaşı bile akmıştı.
''1 YIL ÖNCE (VEDA PARTSİ)''
''Veda partimden iki hafta önceden aldığım elbisemi giymiştim. Saçlarıma maşa yapmıştım. Yüzümede çok hafif bir makyaj yapmıştım. Ayakabılarım dolgu topuktu. Aynaya baktığımda güzel olduğumu düşünmüştüm hayatımda hiç olmadığım kadar. Onu görecektim. Son kez beni görecekti ve beni böyle görmesi çok hoşuma gidecekti. İyi bir lise tutturmuştum. O da benim gibi iyi bir lise tutturmuştu ama ne yazıkki aynı liseye gitmiyorduk. Zaten bu geceden sonra beni görmeye geleceğini düşünüyordum. Babamın bağırtılarıyla aynanın önünden çekildim.
''Hadi Azara geç kalıyoruz.''
''Tamam baba geliyoum''
Bu konuşmanın ardından kapının kenarında beni bekleyen babamın yanına doğru hızla ilerlemeye başladım. Babam beni görünce gözleri dolmuştu. Babamı ilk kez böyle görüyordum. Elimden tuttu ve beni kendi etrafımda döndürdü sonrada konuşmaya başladı.
''Oooo Aza Hanım baya şıksınız.''
''Teşekkür ederim babacım.''
Evet ailemle aram çok iyiydi. İnsanlara karşı soğuk değildim. Herkeze kolaylıkla güveniyordum. Açık sözlü bol espirili bir kızdım. Etraftakilerin diğişiyle ''Fazla popiler'' İçimden geldiği gibi davranıyordum. İçine kapanık deyildim. Kolaylıkla arkadaş sahibi oluyordum.
Babamla beraber merdivenlerden aşşağı indik ve kapının önünde duran arabamıza bindik. Yarım saat sonra veda partisinin yapılacağı yere gelmiştik. Babam beni bırakıp gidecekti. İçeri girdim ve okulumun adını söyledim adam bana eşlik ederek partinin yapılacağı yere getirdi. Bir çok kişi gelmişti. O da . En yakın arkadaşlarım Selin ve Tuğçede ordaydı. Onun yanında. Okuldakiler bize üç silohşör veya üç idiot diyorlardı. Hemen onların yanına gittim. Bana baktı e gülümsedi ardından birşeyler mırıldadı yüksek müziğin nedeniyle duymamıştım ve