''Teşekkür ederim''
''Teşekkürlük bir şey yokki''
''Nasıl teşekkürlük bir şey yok? Mustafayı burda kanlara boğdun. Üstelik benim için''
''Bunu yapmalıydım. Yapmasaydım o çocuk seni burda mahfederdi''
''Yinede herkez yapmaz bunu''
''Ben yapardım çünkü ben seni...''
Duraksadı. Dakikalar geçmişti hiçbir şey demiyordu. Gözlerimede bakmıyordu. Ne diyecekti acaba? çok merak etmiştim. Konuşmaya pek niyeti yok gibiydi. Daha fazla beklemeyerek konuşmaya başladım
''Çünkü ben seni ne?''
''Çünkü benim seni korumam gerekiyor''
''Neden? Ben senin neyinim ki?''
''Sen benim''
Tekrar duraksadı. gözleri dümdüz uzanan yola bakıyordu. Uzaklara... Tekrar konuşmaya başladı.
''Sen benim komşumsun''
''Bir yıl öncede komşunmuydum?''
''Yardıma ihtiyacın vardı.''
''Her yardıma ihtiyacı olanın yanında sabaha kadar oturup koltukta uyuyp kalıyormusun?''
''Sana her yardım edeni öpüyormusun?''
bu sözlerinden sonra ağzımı açmadım. Utanmıştım. Kahretsin ki buğday tenliyim kesin yanaklarımın kızarıklığını far etmiştir. Derken kıkırdamaya başladı. sonra da konuşmaya başladı
''Utanınca kızardığını ilk kez görüyorum''
''Sanki yıllardır beraberiz şunun şurası 2-3 saattir beraberiz''
''Haklısın. Yarın geliyorsun değilmi?''
''Evet. Uzun yıllardır burada oturuyorum eşyalarını koyacak yerleri tasarlarım en azından.''
''Tamam.''
Bu konuşmanın üzerinden dakikalar geçmişti. Beraber yürüyorduk ama konuşmuyorduk. Binaya gelince kapıyı açtı ve durdu. Gülümseyerek
''Bayanlar önden''
''Teşekkür ederim''
dedim ve içeri girdim oda içeriye girince kapıyı kapattı merdivenlerden çıkıp kapının önüne geldiğimizde
''Yarın görüşürüz.''
diyip kapıyı çaldım. O da bana
''Görüşürüz. İyi geceler.''
diyip yukarı çıkmaya başladı. O sırada annem kapıyı açtı somurtarak içeri girdim. Hemen odama geçtim. Saat 21.30'u gösteriyordu. Hemen telefonumu ve kulaklığımı aldım yatağıma girdim. Hemen bir parça açmalıydım ne dinlesemki? İşte benim parçam Evanescense- My İmmortal
sözleri çok hoşuma gidiyor...
Playground schoolbell rings, again
Oyun sahası okul zili çalıyor, yine