Sigaramın kalan son dumanını da üfledikten sonra yere atıp iyice ezdim. Ayağa kalkarak boş sokakta yürümeye başladım. Gecenin üçünde sokakta kimsenin olmasını beklemiyordum gerçi. Sokağın boş olmasından faydalanarak mırıldanmaya başladım "Everytime I close my eyes, It's like a dark paradise, No one compares to you, I'm scared that you won't be waiting on the other side..." Derin bir nefes alıp saçma bir şekilde yürümeye devam ettim. "Güzel ses." Dedi boğuk bir aksan. Kafamı sertçe çevirip ona baktım. Karanlıkta yüzü seçilmiyordu. "Ne istiyorsun Noah" Bıkkın bir şekilde bana doğru baktı. "Prezervatif." Gözlerimi devirdim. "Kullanmadığını biliyorum, yine para değil mi? Kusura bakma ama bende paralar suyu çekti." Boğuk bir şekilde kahkaha attı. "Biliyorsun prezervatif pek benim tarzım değil, yani çok saçma o vıcık şeyi takmak istemiyorum anlıyor musun? Ve ayrıca tonla param var endişe etme." Duyulmayacak kadar sessizce güldüm. "Ne istiyorsun peki?" Yaklaştı ve kaldırıma oturdu. Onun yanına çömeldim. "Bir saat kadar sonra şenlik var. Kasabaya yeni taşınan şu dansçı çocuğa hoş geldin karşılaması yapacağız, anlarsın ya. Tabi ki düşündük de Mercedes'siz olmaz. Yani sana geldim ve majesteleri - lafın arasında güldü- bir saat sonra her zaman ki yerde görüşürüz." Cebinde görünen sigara kutusunu kaptım ve bir sigara çıkardım. "Kendi sigaranı kendin al ahbap" diye mırıldandı. "Kapa çeneni" dedim ayağa kalkarken. "Çocuğa çok zarar vermeyi düşünmüyorsunuz değil mi? En azından sadece su balonu ile karşılayabilirsiniz işkencelerinize sonra devam edin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şeytanla Meleğin Dansı
RomanceAlejandro ,duygularını dondurmuş,kimseyi sevmeyeceğine dair yemin etmiş kötü kızımızın kalbini kazanabilecek mi? Onlara büyülü yolculuklarında eşlik etmeye ne dersiniz?