Tesadüfler

2.8K 43 6
                                    

Genç kadın yine Melis' ten önce kalkmıştı. Banyoya geçti ve bir süre kendini izledi. Dağılmış kıvırcık ve siyah saçları şirin gözüküyordu. Elini yüzünü yıkadıktan sonra üzerini giydi ve saçını topladı. Elinde sabah elması pencereden İstanbul manzarasını izliyordu. Melis' in yanına geldiğini gördü. Mayışmış bir şekilde gözlerini ovuşturuyordu Melis. Zeynep onun bu haliyle çok sevimli olduğunu düşündü ve gülümsedi.

Zeynep "Günaydın" dedi. Melis Zeynep'i süzdükten sonra "Yürüşe mi?" diye sordu. "Evet. Seninde gelmeni isterdim ama ..." "Hastalığım yüzünden başıma bir şey gelmesini isteniyorsun." diye Zeynep'in yarım kalan cümlesini tamamladı Melis. Zeynep sadece başını sallamakla yetindi. "Babam ve annem uyuyor mu?" Dedi Melis. "Uyandık." Diyerek salona Cihan ve Tülin girdi. "Günaydın aşkım kızlarım."

Diyerek iki kızını da öptü Cihan. "Günaydın kızlar" Dedi Tülin. Melis gülümsedi. Zeynep ise "Günaydın Tülin abla." dedi.

Zeynep annesinin ölümünden sonra babasının evine taşındı. Melis'i öz kardeşi olarak görüyordu. Yine de Tülin'e 'Anne' demek istemiyordu. Demet'ten başka kimseye 'Anne' demedi Zeynep. Demekte istemiyordu.

Zeynep ve Melis kahvaltı hazırlamaya başladı. Evlerine her gün gelen Suzan Hanım kızların değişiyle 'Suzi' bugün izinliydi. Herkes kahvaltı masasına oturdu. "Zeynep ne zaman gidiyorsun koşuya?" Diye sordu Cihan. "Birazdan." Diye cevapladı Zeynep. "Baba, bende gitsem?"

Diye sordu Melis. Tabii dudak büzmeyi ihmal etmedi. "Hayır Melis lütfen." Dedi Cihan kararlı bir ses tonuyla. Melis atarlı bir ses tonuyla "Yine hastalığım yüzünden istediğim bir şeyi yapamıyorum. " Dedi. Herkes sessiz kaldı. Tülin ortamı yumuşatmak için "Ee kızlar okullar açılıyor, heyecanlı mısınız?" Diye sordu. Zeynep "Yani, umarım güzel bir dönem olur" dedi. Melis ise "Hadi ama hangi salak okul için heyecanlanır?" dedi. Cihan kahkayı bastı ve "Sayer Koleji'nde değilde Esentepe Koleji'nde müdür olduğum için şanslısın." dedi. Tülin ciddi bir şekilde "Melis bu yıl senden büyük başarılar bekliyoruz ona göre. Hem Zeynep seni çalıştırabilir." dedi. Melis ise "Zeynep benden 1 yaş büyük ve sınıflarımız aynı değil." dedi. "Olsun ne farkeder." Melis'in bozulduğunu gören Zeynep konuyu değiştirerek "Neyse ben kaçtım." Diyerek kapıya yöneliyor.

"Zeynep bugün okulun mağazasına gidiyorum. Telefonunu açık tut."

"Tamam Melis." Diyor Zeynep ve öpücük gönderiyor.

Cihan okula yapılan bakımları kontrol etmek için okula, Tülin sete gidiyor. Melis ise okulun mağazasına gidiyor. Eline kendi bedenine uygun bir forma buluyor. Sonra Zeynep'in bedenini bilmediği için onu aramaya karar veriyor.

*-*

Zeynep Melis' e öpücük gönderip her zamanki koşu yerine gidiyor. Isınmalardan sonra koşmaya başlıyor. Koşarken Melis'in aradığını fark ediyor. Melis ile konuşmaya çalışırken köşeden gelen başka bir koşucu Zeynep'e çarpıyor ve Zeynep yere düşüyor aynı zamanda telefonu kırılıyor. Zeynep sinirle "Gerizekalı telefonumu kırdın!" diye bağırıyor. Aynı zamanda telefonun kırılan parçalarını toplamaya çalışıyor. "İsteyerek yaptık sanki, hem sen niye önüne bakmıyorsun ki ?!"

"Suçlu ben oldum yani. Senin gibi kas hayvanından da bu beklenir, bravo!" "Kas hayvanı ha?" Zeynep sinirli bir şekilde kafa sallıyor ve telefonunu tamir etmeye çalışıyor. "Yenisini alabilirim." Diyor genç adam. "İstemez" Diyor Zeynep. Telefonun hafıza kartını alıp kırık telefonu genç adamın eline tutuşturuyor ve oradan uzaklaşıyor.

*-*

Melis Zeynep'in dediklerine anlam veremediği için tekrar aramaya çalışıyor. Mağazada ilerlerken elinde kahve olan birine çarpıyor ve elindeki formalar kirleniyor. Melis "Napıyosun be!" Diye bağırıyor. Genç adam ise "Önüne baksaydın benim suçum mu ?"

"Hadi ama hangi salak elinde kahveyle bir mağazaya girer?!" Melis formalara bakıyordu. Gerçekten çok kirlenmişti. Genç adam sakince iç çektikten sonra "Yenilerini alabilirim." dedi.

"Ukala." Melis yeni formalar bakmaya gidecekken genç adam arkasından seslendi. "Benimle iyi geçinsen iyi olur, görünüşe bakılırsa aynı okuldayız güzelim." Melis 'güzelim' lafına şaşırsa da aldırış etmedi. Sadece sinirle "Umrumda bile değilsin!" dedi.

Melis kendine ve Zeynep'e forma alarak oradan uzaklaştı.

Aksel ise kız kardeşi Begüm'ü beklemeye başladı. Bir süre sonra Begüm ağlaya ağlaya geldi. "Begüm?! Ne oldu?" Dedi Aksel şaşkınca. Begüm ise göz yaşlarını elinin tersiyle silmeye çalışırken "Selçuk, be-beni aldattı abi." dedi. Aksel kız kardeşine sarıldı ve "Tamam tamam, üzülme. Ben o şerefsize gününü göstericem." dedi. Begüm cevap vermedi. Sonra Aksel "Hem sana erkek mi yok, elini sallasan ellisi. " dedi ve gülümsedi. Begüm abisine iyice sarılarak 'İyi ki varsın abi' dedi. Aksel Begüm'e ve kendine forma aldı ve Begüm'ün arabaya gidip beklemesini istedi. Sonra Aksel Levent'i aradı ve Begüm'ün eski sevgilisi Selçuk'u iyice dövmesini emretti. Sonra kardeşini yemek yemeye götürdü.

*-*

"Cidden telefonunu kırdı ve seni mi suçladı?"

"Evet Melis kaç kere diyeceğim?"

"Cidden kas hayvanıymış"

"Eee, sen ne yaptın?"

"Ya bak formaları almaya, bir yandan da seni aramaya çalışıyordum. Sonra gerizekalının biri bana çarptı ve elinde ki kahve formalara döküldü."

"Eee özür diledi mi bari?"

"Nerde, anca ukala ukala konuştu. Neymiş yeni forma alabilirmiş"

"Sen ne dedin?"

" 'Ukala' dedim tam gidicem ne dedi sence?"

"Sakın asıldı falan deme de"

" 'Görünüşe göre aynı okuldayız benimle iyi geçin' dedi. "

" Erkek milleti hepsi böyle "

" Evet hepsi öküz "

" Neyse ya uyuyalım artık "

" Tamam "

" Hadi iyi geceler "

" Sanada "

Melis Zeynep'in odasından çıkıp mutfağa indi. Su içti. Salonda annesi ve babası televizyon izliyordu. Melis annesi ve babasına iyi geceler öpücüğü vererek odasına çıktı. Derin bir uykuya daldı.

*-*

Aşk Kapıyı KırıncaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin