ikon üyesi olan junhoe son zamanlarda yg'nin odasının önünden bile geçmemeye çalışıyordu. çünkü geleceğin seungri'si denilebilecek kadar çok skandal çıkarmaya başlamıştı. ama bunları yapma sebebi kesinlikle dünya barışını sağlamaktı. çok masumdu junhoe, saftı, biraz da salaktı.
ama o gün yanlışlıkla geçmemesi gereken o yerden geçti. bunu fark ettiğindeyse, çok geç olmuştu.
o ses... o moral bozan ses... nerede duysa tanırdı bu sesi.
"lan pezevenk junhoe, bi' odama gel bakayım"
bu ses yg'nindi...
-yg'nin odasında-
odaya girdiğim zaman, en fazla sülaleme söver sonra da odasından kovar sanıyordum. ama öyle olmayacak gibi gözüküyordu...
yg konuştu, ben dinledim.
"bak şimdi junhoe. seni severim, iyi adamsın. ama yine instagrama kaslarını atmışsın... artık fanların bile buna dayanamıyor. inner circle'lar bile ikonic'lerin haline üzülüp junhoe'yi atıp başkasını alın diyor, ne diyeyim artık sana."
ben ecel terleri dökerken, yg sanki gerçekten üzülüyormuş gibi konuşuyordu. içinden "şunu bir kovayım da amk şirketinden bir boğaz eksilsin. sm gibi olduk allah çarpsın, yakında şirkette kimlerin olduğu unutacağım. ikon, bigbang falan vardı da diğerlerini hatırlamıyorum." dediğine emindim.
"bu arada son çıkardığın skandal cidden çok iyiydi. anladığım kadarıyla bu sıralar seungri'yle iyi vakit geçiriyorsunuz..."
"sağ olun başkanım, çok düşünüyorum beğeneceğiniz bir skandal çıkarmak için."
"ama... ne yazık ki seni kovmak zorundayım. artık ikon üyesi değilsin, maaşını idareden isteyebilirsin."
ne diyordu şimdi bu adam? ilişkimizi öylece bitirecek miydi? inanamıyordum duyduklarıma... zaten chanwoo pezevengi gruba sonradan girip maknaeliğimi kaptığı için kendimi red velvet joy gibi hissettiğim yetmiyordu, bir de gruptan kovuluyordum. bu adam artık fazla oluyordu...
"tamam len."
üzüldüğümü belli etmemem lazımdı. edersem, kazanacaktı.
odadan çıkıp sevgilisinden ayrılan biri edasıyla yürümeye başladım. belki de şu an ikon'dan kurtulduğum için sevinmem lazımdı ama o piçler peşimi bırakmazdı zaten. ben de yg'ye üzülüyordum.
-yurtta-
junhoe yurda gelip üyelere olayı anlatmıştı. üyelerin üzülmelerini, perişan olmalarını falan bekliyordu ama hanbin "yg gibi bir yerden kurtulmuşsun amk, bunu kutlamamız lazım" diyip onları dışarıya çıkartmıştı. arada koreceyi unutup "burası neresi ya, biz japonya'da değil miydik?" diye türkiyede arapça yazılar görmeye alışan, bu yüzden de türkçe yazı görünce allah'a şükreden insanlar gibi geziyorlardı. junhoe sevinse mi, üzülse mi bilmiyordu artık...
--
çingularım naber