İNTİHAR-**ASKIYA ALINDI***

Bölüm 2

911'i arayıp bir anda ortadan kaybolan 'gizemli komşu'nun evi, Sandra Boulver'in evinin yanında kulübeden farksızdı.Tek katlı üç odalı ev,gizemli komşunun yalnız başına yaşadığını düşündürmüştü Kyle'a.

"Gizemli komşumuzun mütevazı evine hoşgeldin Kyle!" dedi Worn kollarını iki yana açarak.

Kapıdan girer girmez holle birleşik olan salon karşılamıştı onları.Pencerenin yanındaki sallanan sandalye,küçük bir tüplü televizyon ve mutfak kapısının hemen eşiğinden itibaren üçlü koltuk...Worn'un söylediği mütevazı kelimesi o kadar çok uyuyordu ki,Kyle, Sandra Boulverin ihtişamlı evini gördüğünde düşündüğü şu "maaş meselesi"ni bir anda unutuvermişti.

"Evin sahibi Monica adında bir genç kız.Komşularla hiç konuşmayan,kendi halinde biri."

"İçine kapanık mı diyorsun yani?"

Worn sırıtarak ona baktı."Bir nevi."Ardından kravatını düzeltiyor gibi yapıp devam etti."Kız hakkında sadece sitenin sonundaki yaşlı Bayan Mary ile konuştuk.Açıkç-"

"Neden sadece o ?"

Worn sinirli bir ifadeyle iç çekti."Sözümü kesmeseydin belki moron kafanın anlayabileceği şeyler söyleyebilirdim Kyle."Cevap vermediğini görünce meydan okuyan bir gülümseme eşliğinde konuşmaya devam etti."Sadece onunla konuştuk,çünkü diğer komşular Monica hakkında konuşmaya pek yanaşmadılar."

"Birisi tarafından tehdide uğramış olabilirler."

"Bu da bir varsayım.Aklında tut Kyle."

Kyle bu geceki milyonuncu göz devirmesini yaptı.Olay hakkında birçok soru işareti vardı kafasında ancak şu an asıl merak ettiği şey Worn'un adli tabip olmasına karşın neden "bir dedektif" gibi davranmasıydı.Bu bir meraktan ziyade Kyle'ın sinirlerini bozan bir olguya dönüşmüştü.Hatta o kadar gerilmişti ki bir anda kendisini Worn'a çıkışırken buldu.

"Worn,söyler misin lütfen.Ben lanet olasıca bir paralel evrende falan mıyım yoksa sen burnundan büyük işlere mi kalkışıyorsun?"

Bu ani çıkışı o da beklemiyor olmalıydı ki yüzünde afallama ve şaşkınlıkla karışık bir ifade oluşmuştu.Worn bir şey söylemek için ağzını açtı ancak sonra vazgeçip hızlı adımlarla evden çıktı.Şaşırma sırası Kyle'daydı.Adam hiçbir şey söylemeden -üstelik aylardır Kyle'a sataşmasına rağmen-sanki tüm suç Kyle'daymış gibi evden çıkıvermişti.Kyle yüzünü avuçlarının arasına alıp derin bir 'of' çekti.Ellerini serbest bırakarak bulunduğu odaya baktı.Burada göreceği bir şey yoktu,yorgundu,sinirliydi ve dikkatini toplayamadığının farkındaydı.Belki de Honda'sına atlayıp güvenli evine gitmeli,sıcacık yatağında derin bir uykuya dalmalıydı.Sol kolunda takılı olan annesinin doğum günü hediyesi Rolex saatine baktı.Evinin kirasindan bile pahali olduğuna emindi.Hediye paketini açar açmaz annesine şaşkınlık dolu gözlerle baktığını o kadar net bir şekilde hatırlıyordu.Saat sabaha karşı üç olmuştu bile.Paltosunun cebinden arabanın anahtarlarını çıkardı.Ve gizemli komşunun evini ardında bırakıp sıcacık yatağına doğru yolculuğa başladı.

********

Tiz bir sesle uyandığında saat öğlenin on ikisiydi.Dijital saatin gösterdiği 12.00 yazısını gördüğünde bir anda yerinden fırlasa da günlerden Cumartesi olduğunu hatırladığında tekrar yatağa uzandı.Üç saniyeliğine gözlerini yummuştu ki aklına gelen şeyle gözlerini sonuna kadar açıverdi.

İyi de,ben alarmı kurmamıştım ki? Lanet olsun,bu ses de nerden geliyor!?

Yatakta doğruldu ve sesin nerden geldiğini anlamaya çalıştı.Lanet ses kesilmek bilmiyordu.Sinirle homurdandı,terliklerini giyip mutfağa doğru yöneldi.Ses şimdi daha da artmıştı.Mutfak kapısını hızlıca açıp sesin nerden geldiğini anladığında kendine güldü.Dün eve geldikten sonra kendisine sıcak süt yapmış,ancak ocağı kapatmayı unutmuştı.Kaç saattir öttüğünü Tanrı bilirdi!Yanıp sönen kırmızı düğmeye basıp bu işkenceye bir son verdi.Banyoya gidip sıcak bir duş aldıktan sonra bir şeyler atıştırmak için buzdolabını açıp boş boş baktı.Bir süre düşündükten sonra mısır gevreğinde karar kıldı.Sütü kâseye boşaltırken aklına annesi geldi.Mısır gevreği gibi bu tarz yiyeceklerin 'işlenmiş şeker'lerden oluştuğunu her fırsatta dile getirir,biyolog zekasının üstünlüğünü küçücük bir şeyde bile kanıtlamaya çalışırdı.Aklına gelen bu anılar yüzünde ufak bir tebessüm oluşturmuştu.