Uğur gözünü açtığında bir an nerede olduğunu algılayamadı. Her gece olduğu gibi bu sabahta tanımadığı bir yatakta uyandı. Yanındaki kadına dönüp baktığında esmer bir bombayı üstünde sadece poposunu örten beyaz bir çarşafla cüretkarca yatarken gördü. Uğur 'yine esmer' diyerek kendi kendine söylendi. Hiç bir zaman sarışınlar ona çekici gelmezdi.
Uğur annesinin esmer tenini, babası ile dedesinin mavi gözlerini almıştı. Kafası güzel olsa bile esmer tavizinden vazgeçemeyişine gülerek yataktan kalktı.Üstünü giyinirken yataktaki kadın, bir gözünü açıp Uğura baksa da sonradan uykusu daha tatlı gelmiş olmalı ki gözünü tekrar kapayarak uyumaya devam etti.
Arabasına atlayarak evine gitti. Güzelce duşunu alıp çizdiği projesini çantasına yerleştirerek salona indi. Burnuna kadar indirdiği gözlükleri ve elinde gazetesi ile kahvaltı masasında oturan dedesine "Günaydın" diyerek tabağını doldurmaya başladı.
"Günaydın evlat akşam yine yoktun"
"Arkadaşlarla dışarıdaydık dede" derken gözü tabağındaydı.
"Hangi arkadaşlarmış bunlar? Her gece görüştüğünüze göre önemli olmalı" Uğur sıkıntılı bir nefes alarak elindeki çatalı bırakarak dedesiyle göz göze geldi. "Dede sen niye benim eve gelip gelmememle bu kadar ilgileniyorsun ki? Karım olsa ancak bu kadar ilgilenirdi"
Hulusi bey kaşlarını çattı. "Uğur terbiyesizleşme. Ben senin dedenim iyiliğini benden çok isteyen olmaz. Bu hızlı ve sorumsuz yaşayış tarzını beğenmiyorum. Sence de artık durulmanın zamanı gelmedi mi?"
Uğur dedesinin kızgın mavi gözlerine bakarken yaşlı adamın onun için endişelendiğini görebiliyordu. Ancak o da çocuk değildi ne yapacağının kararını sadece kendisi verirdi. Biraz daha ılımlı davranmaya karar vererek dedesine gülümsedi. "Gerek yok dede. Ben böyle gayet mutluyum "
Hulusi bey karşısındaki yakışıklı torununa bakarken yumuşadı. "Sevdiğin ya da evlenmeyi düşündüğün biri hiç mi yok oğlum? "
"Yok dede . Bunun olmayacağını sen de biliyorsun. Böyle baskı yapmaya devam edersen sonsuza kadar da olmayacak. Sana afiyet olsun ben işe gidiyorum" diyerek masadan kalkan torununun arkasından bakakaldı Hulusi bey. Torununun mutluluğunu çok istiyordu. Ancak buna önce Uğurun izin vermesi gerekiyordu. Torunu geçen zamanlarda herkese karşı olduğu gibi kendi benliğine karşı da acımasız olmuş, mutluluğu kendisine çok görmüştü. Annesi ve babasını kaybettiği o günden beri mutluluk Uğurdan çok uzaktı. Hulusi beyin yüzündeki üzgün ifade yerini gülümsemeye bıraktı. Eğer aklındakini doğru zamanda ve yerde uygularsa Uğuru bu girdaptan kurtarabilirdi. Elleri cebindeki telefona giderken yakın arkadaşını aramaya koyuldu..
Uğur hırsla evden çıkmış direksiyonu sıkarken kendi kendine söyleniyordu. "Ne kadar uğraşırsan uğraş dede. Bir daha kimseyi sevmeyeceğim." KaraAslanlı İnşaat şirketine vardı suratındaki sinirli ifadeyi düzeltmeden odasına yöneldi. Odasına girecekken en yakın dostu Keremle karşılaştı. "Vay Kayalı neyin var, ne bu sinir?" diye sordu. Uğur başıyla odasını işaret ederek önden yürüdü. Beraber Uğurun odasına geçip karşılıklı deri koltuklara oturdular.
"Bilmez gibi sorma Arslanlı. Sinirlerimi tepeme çıkartan bir dedem var işte.. " Sıkıntı ile yerinden doğruldu. "Abi bıktım ya! Her sabah neredeydin, kiminleydin diye hesap soruyor karım olsa böyle hesap sormaz. Şeytan diyor ki evlen kurtul dedenin dilinden." Uğurun sinirden boynundaki damarları belirginleşmiş, yumruk yaptığı elleri kızarmıştı. Durumun düşündüğünden ciddi olduğunu fark eden Kerem arkadaşını rahatlatmaya çalıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayalı Kadını ❁(Tamamlandı)
Romance❁ Aysu karşısında Uğuru görmenin verdiği şaşkınlıkla kala kalmıştı. "Uğur senin ne işin var burada?" diye hayretle sordu. "Bu nasıl bir soru Aysu burası benim evim" dedi Uğur. Aysu'nun şaşkınlığı sinire dönmüştü. "Demek senin evin öyle mi? Sormazl...