Uğur içeriye geçerek dedesini takip etti. İçeride yıllanmış iki sıkı dostun sarılışını görünce onunda yüzünde gülümseme oluştu. Zafer Bey arkadaşıyla sarılıp hal hatır sorduktan sonra Uğur'a döndü.
"Hoş geldin oğlum" dedikten sonra babacan bir tavırla Uğuru kolları arasına aldı. Uğur ani gelen sarılışa karşılık verdikten sonra Zafer Beyin eline uzandı. Zafer Bey elini çekerek Uğurun omuzuna koydu. Yılların eskittiği yorgun gözlerindeki parıltıyla gülümsedi. "Sen git de dedenin elini öp delikanlı, O benden daha yaşlıdır ya" diyerek eski arkadaşına bakış attı.
Uğur, Zafer beyin sözüne kahkaha atarken dedesine kaydı gözleri. Dedesi kısa süre yalancı bir kızgın ifade takınsa da kahkahasını tutamayıp sonunda patlamıştı. İki yakın arkadaş birbirlerine sataşmaya başladı.
"Hadi oradan. İki ayın lafı mı olurmuş. Hem benim ruhum otuz küsür" derken Zafer bey kahkaha atarak arkadaşının sırtını sıvazladı. Uğur'un gülmekten çenesi ağrırken dedesine sataşmadan duramadı.
"Dede ne yaptın ya Eğer sen otuzlarında isen ben hiç doğmamışım o zaman" diyerek dedesini bozdu.
"Aynur kızım şu iki haylaza söyle benimle uğraşmasınlar." diyerek kafasını diğer tarafa çeviren Hulusi Bey'e destek anında geldi. Aynur gülümseyerek,
"Uğraşmayın benim Hulusi amcam ile bir kere o, otuzluk delikanlılara taş çıkarır" dedi. Sonra ayakta kaldıklarını hatırlayarak koltukları gösterdi. "Ayakta kaldık siz koltuklara buyurun ben kahvaltı sofrasındaki eksikleri tamamlayıp sizi çağırayım" diyerek mutfağa gitti.
Uğur dedesiyle ikili koltukta otururken Zafer bey karşısındaki tekli koltuğa geçti. İlk konuşmaya başlayan Uğur oldu.
"Dedemi ve haliyle bizi çok korkuttun Zafer amca."
"Korkulacak bir şey yok delikanlı. İyim sen baksana bir dandik krizle ölecek göz var mı bende?" diyerek güldü.
Hulusi'de arkadaşına gülerek "Tertip doğru söylüyor. O hepimizi gömer bu gidişle" diyerek gülüştüler. Sohbet, muhabbet derken Uğur çalan telefonunu açmak için bahçeye çıktı. Bahçede sallanan salıncağa otururken arayan Ayşe teyzenin telefonunu cevapladı.
"Sultanımmm"
"Uğur oğlum, hiç haber vermiyorsun naptınız vardınız mı ?"
"Yeni geldik sayılır sultanım. Arayacak vakit bulamadım "
"İyi oğlum. Ee Aynur kızım nasıl, Zafer bey o da iyi mi?
"İyiler Ayşe teyze. Bir gün seni konuştururum hepsiyle"
"Tamam oğlum. Bak ben ne diyeceğim.. Deden ilaçlarını almamış."
"Unutmuş mu? Sen evden çıkmadan okadar da sormuştun oysaki "
"Yok oğlum unuttuğunu sanmıyorum. Bu aralar ilaçlarını gözüne karartmış içmekte direniyor. Sen, sana söyleyeceğim ilaçları eczaneden al da attır emi.. "
Uğur sinirle salıncağı durdurdu. Telefonu kapatmadan dedesine söylendi. "Ah dede ya, niye böyle yapıyor anlamadım ki. Neyse sen söyle sultanım. Yazıyorum telefona " diyerek ilaçların adını öğrendi. Ayşe sultanıyla vedalaşıp telefonu kapattılar.
Uğur bahçede telefonla konuştuğu sırada iki asker arkadaşı kafa kafaya vermiş fısıldaşıyordu.
"Aysu'm konusunda dertliyim tertip, biliyorsun ki Aysu üç sene önce Cerrahpaşa tıp fakültesinde okumaya başladı. Yazın ben kalp krizi geçirince borçlular sıkıştırdı. Ameliyat masrafları, ilaçlar derken çok açıldık. Çocuğun üniversite masraflarını karşılayamaz hale geldik. Hal bu olunca Aynur ile eczaneyi devretmeye karar verdik. Alıcıyla notere kadar gitmiştik sonra Aysu'nun nereden haberi olmuş bilmiyorum okulunu dondurup geldi. Devir işlemlerini durdurdu. Şimdi eczaneyi işletiyor. Okul konusu açılınca çok kızıyor. Borçları kapatana kadar okula gitmek istemiyor. Ancak Aynur ile ben onun okulundan geri kalmasını istemiyoruz. İkinci dönemi açılacak, istiyorum ki bizi düşünmeden okuluna gitsin.."
![](https://img.wattpad.com/cover/164281682-288-k321385.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayalı Kadını ❁(Tamamlandı)
Romansa❁ Aysu karşısında Uğuru görmenin verdiği şaşkınlıkla kala kalmıştı. "Uğur senin ne işin var burada?" diye hayretle sordu. "Bu nasıl bir soru Aysu burası benim evim" dedi Uğur. Aysu'nun şaşkınlığı sinire dönmüştü. "Demek senin evin öyle mi? Sormazl...