Singularity '

🖤

Jimin ile araları harika olan jungkook harika uyandı uyuduğu koltuktan.

(ananı sikem nasıl cümle kurdum lan)

Çünkü oracığa sızmıştı. Bu sene son seneleri oldukları için bolca çalışıyor olmaları gerekiyordu bunun için bu gün tüm dersler test çözeceklerdi. Garip bir müdürleri vardı.

Garip bir müdür ve garip kararları.

Bunun için sadece test ve okuma kitabı koydu jungkook sabah çantasına,saçlarını düzeltti ve üstüne beyaz bir t-shirt, beyaz bir bere taktı. Ve pantolonunu giydi. Jimine mesaj attı.

Küçük prens

Beraber aldığımız şeyleri giy :)

Jimin'in ne cevap yazdığına bakmadı zaten büyük ihtimal yazmamıştı çünkü bu park atarlı jimin'di.

Eline bir elma alıp evinden çıktı ve okula yüreyecekti.

Biraz yavaş yürüdüğü için 20 vrya 25 dakika için de okula varmıştı. Okul da pek fazla kişi yoktu.

İleri de ki kim taehyung'u gördü ve yanına gitti.

İkili sohbet ederken jungkook sırtın da bir ağırlık hisseti. Minik bir ağırlık derken tanıdık o sesi duydu.

-GÜNAYDIN.

Jimin... Minik ağırlık...

Kendi düşüncesine kıkırdayan jungkook karşısın da jimin onun sırtından indi ve yanın da durdu.

-ne diye gülüyorsun be

+aklıma birşey geldi de, bu gün çok güzel gitinmişsin jimin.

-sen de jungkook.

İkili kıkırdarken taehyung onları izliyordu.

-değişik bir uyum biriniz sipsiyah biriniz bembeyaz.

+çünkü biz black&white couple'ız.

Diye yanıtladı jungkook jimin gülümseyip yere baktı.

Taehyung'un aklın da ise sadece bir
kelime yankılanıyordu. "couple"

Jungkook konuştu :

-neyse sonra görüşürüz taetae.

Diyip taehyung'un yanağından makas aldı.  Ve jiminin omuzuna kolunu koydu.
-taetae çok tatlı.

+evet taehyung tatlı jimin.

-hayır taehyung değil,yani o da tatlı ama taetae demek daha tatlı.

+chimchim sen de tatlısın.

-jungkookie sende tatlısın.

+çocuklarımız da tatlı olur.

-ne?
Jimin ona döndü.

-ne dedin be.

+hiiiiiiçççç. Biraz gelecekden bahsettim.

Diyip eğilip jimin'in yanağından öptü jungkook, sonra sınıfa doğru koşmaya başladı çünkü onu takip ederek koşan küçük beden onun dudaklarını keseceğini söylüyordu. Jungkook hızla sınıftan içeri girdi ve kapı kenarında kendini duvara yasladı. Jimin içeri girer girmez onu kolundan tuttup duvarla arasına çekti.

-dudaklarımı kesmek yerine öpsen diyorum?

+ıyk diyorum.

-o zaman ben öpeyim ben ıyk demiyorum.

Jungkook jimine yaklaşırken min Yoongi'nin sesi duyuldu.

-iğrenç.

Jungkook ile jimin hemen ayrıldılar sınıfta kimin olup olmadığına bakmamıştı jungkook.

Zaten bir tek min yoongi varmış ve salak triplere girip iğrençsiniz deme gereği duymuş o kadar.

Jungkook jiminin kolundan tutup sıraya oturttu.

-bak bu hafta full gezelim olur mu?

+olur~

-bu gün sinema, yarın piknik sonra hmmm dans edelim sokakta başka bir gün öpüşel--- ay yani ölüşelim şuna park da

Jimin kahkaha atmaya başladı ve min yoongi kafasını sıraya koyduğu için mimikleri okunmuyordu.

-hafta sonu kitap okuruz pazar günü de ödevler hm?

+yapalım jungkook bir gün kütüphaneye gidelim öbür gün busan'a

-biliyor musun ben busanlıyım.

+biliyorum bunu hep söylüyorsun?

-çünkü busan harika bir yer.

+çünkü ben busanlıyım.

Jungkook ayağa kalktı ve burnunu tuttu.

-ego kokusundan zehirlenme yaşıyorum.

Jimin onun kolundan tuttup tekrar otturtu.

Gün test çözmek ve kitap okumakla geçmişti okul çıkışı jimin'ini yurda bırakmayı meslek edinen jungkook onu tekrar yurda bıraktı ve geri dönerken yol boyunca konuştular. Jungkook bir kaç gündür inanılmaz mutluydu ve bunun bir sebebi varsa bu kesinlikle küçük prens'i park jimin yüzündendi.

-seni seviyorum.
Diye mırıldandı jungkook ve evine girip uzandı. Tavanı seyretti, üstünü değiştirdi,yemek yedi ve koya ile oynadı. Günlük rutinini yaptı kısaca erken uyuyacaktı çünkü okul da uyumayı sevmiyordu. Orası rahatsızdı. Gerçi burnuna huzur dolu bir koku geliyordu hep sonuçta park jimin yanın da oturuyordu.

Yatağa geçti ve telefonunu eline aldı

Küçük prens

Seni seviyorum.

Jungkook gözlerini bu gece de mutlu kapattı.

Hi meybuzlarım bu bir kaç bölüm sizi mutlu etmeyi ve jikook momentleri verdirmeyi düşünüyorum sonrası ise ehem :)

Sizi seviyorum❣️