İLK GÖRÜŞ

1.8K 104 161
                                    

HELÖVVVVV🙆 Yeni kurgumun ilk bölümü sizlerleeeee😍 çok istek vardı o yüzden ilk bunu yazdım, kızmayın tamam mı😱😂 Hadi Öpüyommm❤️😍 size iyi okumalarrrreeee💃🏼
SU(TİLKİ);
Sessiz adımlarla çalıların arasından geçtik. Nazlı, kulübeyi gördüğü an durdu. Nazlı'nın yere doğru çömelmesiyle, biz de çömeldik. Kızlarla birbirimize yakınlaştık. Ve fısıldar bir şekilde sordum;
S:Plan anlaşıldı değil mi?
diye sordum kızlara doğru.
B:Anlaşıldı Tilki! Tehlikeli bir göreve yeni bir plan daha eklenmiş oldu.
dedi iğneleyici ses tonuyla.
E:Ben bu bıçakları kullanıyım başka bişi istemem.
dedi ve kolundan çıkardığı bıçakları bize doğru salladı. Hafiften gülümsedim.
N:İskelet, bu plan meselesini fazla abartıyorsun. Tilki'nin yaptığı her plan işe yarar!
dedi arkamı kollayarak.
B:Ben işe yaramıyor diye bir şey demedim. Sadece fazlasıyla tehlikeli olduğunu vurguluyorum.
dedi. Haklıydı. Planlarım fazlasıyla kurnazca ve tehlikeliydi ama her zaman da işe yarıyorlardı.
E:Tartışmayı sonraya mı ertelesek?
dedi. Başıyla kulübeyi işaret etti. Hepimiz aynı anda Kulübeye bakmaya başladık.
Kulübe Karabayır Orman hattının ortasında bir yerdeydi. Eski ve yıkık bir yapıydı. Ama içerisinde önemli bir Terörist vardı. Onu yakalamak içinse harika bir planımız...
N:Herkes hazırsa ben harekete geçiyorum.
dedi ve yavaşça doğruldu.
E:Hayalet!
diye seslendi ve kulaklığı Nazlı'ya uzattı.
B:Dikkat et!
N:Siz de!
diyip ağaçların arasından kayboldu.
E:Hayalet'in aniden ortadan kaybolmasına hastayım.
dedi gülerek.
B:Ben de senin kıçından bıçak çıkarmana hastayım.
diyince kahkaha attık. Ve bir ses kulaklarımda yankılandı.
N:Bensiz neye gülüyorsunuz?!
diye sitem etmişti bizim Hayalet.
S:Hayalet, işine bak güzelim.
diye seslendim kulaklığa.
N:Şimdiden bir yer altı kazısına başlamış bulunmaktayım.
dedi ve kulağımdaki ses son buldu.
B:Kıskandı!
dedi ve yerini almak için ayağa kalktı.
B:Gitsek iyi olur.
demesiyle ben de kalktım. Eylem arka tarafı boşaltınca içeri giricektim. Bahar ise ön taraftakilerle ilgilenicekti. Hayalet'le içerde buluşucaktım. Terörist'in kaçma ihtimaline karşı 4 bir yana adam dikmiştim.
Eylem'in arkasından ilerledim. Arka tarafta göründüğü kadarıyla, 7 terörist vardı. Eylem için tereyağından kıl çeker gibi olucaktı.
Ağaçların arkasına saklandım ve sahneyi Kaktüs'e bıraktım.
Kendisine yakın olan teröristlerden birisini, kolyesinden çıkardığı mini bir bıçakla boğazından kesmişti. Kendini geri plana itip saklandı. Diğer terörist ise, yere yığılan teröristin yanına gelince, Kaktüs saklandığı yerden çıktı ve ellerinde hazır bulundurduğu bıçaklardan birini adamın kafasına sapladı.
S:İskelet, şimdi!
dememle ön taraftan iki el silah sesi işitildi. Tam o anda, hızlı bir şekilde arka tarafın kapısına gittim ve kapıyı hızlı bir şekilde açtım.
Garip olan ise arka kapının orda adam bulunmamasıydı. Yani kapıyı açtığım an daha farklı bir manzarayla karşılaşmayı düşündüğümden bu durumu biraz garipsemiştim.
Yavaş adım atmama rağmen parkeler gıcırdıyordu, bu da yerimi belli etmek için harika bir yoldu.
Merdivenlerin bulunduğu yere kadar olabildiğince sessiz adımlarla yürüdüm. Merdivenin arkasına saklanıp etrafa göz gezdirdim. Tam karşımda bulunan odadan sesler geliyordu. Bulunduğum yere iyice sindim.
Kapı büyük bir gıcırtıyla açıldı. Görebildiğim kadarıyla 4 tane Türk askeri elleri bağlı vaziyette kapıya dönük bir şekilde oturuyordu ve içerden de 3 terörist çıktı.
Rehine durumunu hesaba katmamıştım ki bu durum planı fena halde bozuyordu.
Kulağımdaki kulaklığı açtım ve fısıldadım;
S:Plan İptal!
Fazla zaman geçmeden Hayalet'in sesi kulağımda yankılandı.
N:Plan iptal mi?
Ve ardından İskelet konuştu;
B:Bir sorun mu var?
S:İçerde rehineler var. Görebildiğim kadarıyla 4 Türk Askeri. Daha da fazlası olabilir.
diye seslendim kulaklığımdan.
E:Arka taraftakileri hallettim. Gelmemi ister misin?
S:İçerde neler dönüyor bilmiyorum. Yerinizde kalın!
diye talimat verdim.
N:Yerimde mi kalıyım? Bir tünel keşfettim ve sanırsam bu tünel doğrudan kulübenin içine çıkıyor!
B:Hayalet orda bekle. O tünelin bu kulübenin içine çıkması tesadüf değil. Alttan bir teslimat yapılcak gibi. Hayelet tünelde kal ve gelen olursa öldür!
dedi.
E:Bir tanesini bana bırak Hayalet!
demesiyle kıkırdamamak için kendimi zor tuttum.
B:Tilki, rehineler hangi odada?
S:Senin solundaki odada bekletiliyorlar.
diye cevap verdim.
B:Hay ben bu işin...! Penceresiz oda!Burdan içerdeki durumu göremiyorum. Tilki içerden müdahale etmen lazım.
S:Ben mi? Niye ben ya?!
N:Çünkü içerde olan sensin!
S:Görevimiz rehineleri kurtarmak değildi ama! Teröristi yakalamamız gerekiyor!
E:Tilki, biz teröristle ilgileniriz! Sen içerdekileri kurtar!
B:Kaktüs haklı! Hayalet sen yer altında işe yarar ne bulabildiysen al, Tilki rehineler sende. Kaktüs ve ben de girişler tutuyoruz.
dedi ve ardından silah sesleri işitildi.
N:İskelet!
diye çığlık attı. O anda kulaklığımı kapatmak zorunda kaldım çünkü teröristlerden biri beni farketmişti ve silahını ateşlemişti.
Belimdeki silahı çıkarttım ve tam teröristi vurucaktım ki arkamda başka bir terörist belirdi.
Terörist:Sen kimsin lan?!
diye bağırdı.
S:Hiçkimse!
diyerek ayağımla teröristin bacağına sağlam bir tekme attım. Dengesini kaybedip yere düştü. Teröristin üstüne çıktım ve suratına doğru yumruk attım. Tam o anda saçımdan çekiştirilmesiyle ufak çaplı bir çığlık attım. Kendimi ayakta buldum aniden. Teröristin nefesini duyabilcek kadar yakındık birbirimize. Saçımdan tuttu ve beni kendine bastırdı.
Terörist-2: Bakın burda kimler varmış?!
dedi ve yüzüne aptalca bir sırıtış hakim oldu.
Terörist-2:Gün gelir Tilki'den post olur!
diye de ekledi.
S:Gün gelir bir de bakmışsın Penisinden asılmışsın!
dememle yüzündeki aptalca sırıtış kayboldu.
Saçımı daha sıkı kavradı ve beni rehinelerin bulunduğu odaya fırlattı. Dengesizliğim yüzünden dizlerimin üzerine düştüm.
Kilit sesini duyana kadar kıpırdamadım.
S:Hay Sikiyim!
diye bağırdım teröristlerin arkasından.
Başımı kaldırmamla karşımda şaşkın bakışlarını bana yöneltmiş 7 Türk Askeri görmem bir oldu.
S:Ne bakıyonuz?!
diye azarlamayı ihmal etmedim tabiki de. Kulaklığımı açmamla;
N:Tilki?
B:Tilki?! Ses versene kızım?!
diye bağırışlar duymam bir oldu.
S:Sakin! Size bir üzücü bir de sevindirici bi haber veriyim. Üzücü haber hala hayattayım ve sevindirici haber Rehinelerin yanındayım.
E:Oh be Kızım! Sonunda cevap verebildin! Durumun ne?
S:İyim! Sadece saç diplerimi hissetmiyorum ve kolumda morluk oluşma ihtimali %100.
N:Ya Tilki bi kez insan gibi anlatsan?!
S:IQ bakımından benden zayıflara anlattığım için o dediğin tam olarak gerçekleşemiyo!
diye lafı koydum. Ve kulağımın içine kahkaha sesleri hakim oldu.
B:Bilmemiz gereken başka ne var?
S:Şöyle ki İskelet. Kapı üstümüze kilitli. İçeri girmeniz gerek. Kulübenin içi dışardakine oranla daha kalabalık.
E:Kalabalık için ideal aletlerim var!
diyince güldüm.
B:Hayalet, senin yukarı çıkma vaktin geldi. Tilki ve rehineler sende. Eylem ve ben de kapılardan giriş yapıcaz. Tilki, başka bilmemiz gereken bir şey var mı?
S:Bu rehineler fazlasıyla salak ve ben bu salakları kurtarmam!
N:İş başa düştü!
diyip kulaklığını kapattı. Bende bana doğru bakan şaşkın salaklara baktım.
S:Güzelim planımın içine ettiniz. Dua edin de bir daha karşılaşma ihtimalimiz olmasın. Yoksa o ihtimali götünüzde sikerim!
dememle aralarındaki bi Asker güldü. Uzun boylu beyaz tenli kahverengimsi saçlara ve kahverengi gözlere sahip biriydi. Gülünce gözleri kayboluyordu resmen.
S:Sen gülceğini o gözlerini var et bence!
dedim göz devirerek. Arkamı dönmemle Hayalet'i karşımda bulmam bir oldu.
S:Hayalet?!
dedim şaşkınca.
N:Ama ben yanlış yere çıkmışım!
demesiyle kahkaha attım.
S:Bu salaklardan sonra benim için mucize kaynağısın o yüzden sana ilk ve son kez sarılıcam.
diyip Hayalet'in üstüne çullandım.
N:Ya Tilki! Sen sarılmak yerine beni boğuyosun!
dedi beni ittirerek.
S:Ben böyle seviyom.
diyince gülümsedi. Başıyla rehineleri işaret etti.
S:Onlara hayatta elimi sürmem!
dedim olabildiğince kızgın gözüküp. Göz devirip, askerlerin elini çözdü.
Asker:Teşekkür ederiz.
S:Tişikkir idiriz!
diye taklidini yaptım.
Asker-2:Bu kızın sorunu ne?!
dedi Hayalet'e doğru.
S:Asıl sizin sorununuz ne?! Yakalancak başka gün mü bulamadınız?! Yani geldiniz bütün güzelim planımın içine sıçtınız?! Tamam beceriksiz olduğunuz 3 km öteden belli ama durduğunuz yerde planımı mahvetmeniz nasıl bi beceriksizlik?!-
N:-Tilki! Yeter be kızım!
S:Şeytan diyo al şu taşlardan birini kafalarında kır!
Asker-3:Bacım biz sana ne yaptık?!
N:Bir şey yapmasanızda laf sokucaktı zaten!
diyip kıkırdadı.
S:Hayalet az daha konuşursan o dilin de 'Hayalet' moduna geçicek güzelim.
dememle sırıtması son buldu.
N:Aman neyse canım sağlık olsun. Çıkalım mı artık?
Asker-4:Lütfen önden buyrun.
demesine fena halde kıl olmuştum. Ama burdan bir an önce çıkmamız gerektiğinin de farkındaydım.
Hayalet kapıyı açmaya koyuldu. Ve dışardan bir ses yükseldi;
E:Kapıyla oynamasanıza! Açamıyorum!
N:Kaktüs?!
E:Hayalet çekil kızım kapı arkasından!
demesiyle hepimiz geriledik. Ve kapı çıt sesiyle gıcırtıyla açıldı.
B:İyi misiniz?
N:Hepimiz iyiz! Tam vaktinde.
gibisinden muhabbete başladılar.
S:İyilik meleği modunuz bittiyse asıl yakalamamız gereken kişi nerde diye bir soru yöneltiyorum size?!
dedim sinirli bir şekilde.
E:Arka taraftan hiç çıkmadı.
demesiyle bakışlarımızı Bahar'a yönlendirdik.
B:Ön taraftan da çıkmadı.
S:Nasıl yani? İki taraftan çıkmadıysa bu amına koduğumun götü nerde-
diye konuşurkene aniden bir aydınlanma yaşadım.
N:Tüneller!
S:Hay ben bu götü şurdaki tüm taşlarla sikiyim!
dememle arkamdaki askerlerden biri boğazını temizledi.
Asker-3: Bi de bana deli derdiniz komutanım.
diyip kendi aralarında gülüştüler.
Bir şey demek üzereyken Bahar'ın aniden çalan telefonuyla sustum.
B:Alo.
dedikten sonra kısa bir duraklama yaşadı.
B:Evet, Şefim.
dedi ve karşı tarafı dinlemeye başladı.
B:Peki, Şefim!
diyip telefonu kapadı.
E:Ne dedi?
B:Helikopter hepimizi bekliyormuş.
dedi.
S:Hepimiz derken?
Asker-2:Yani biz de dahil.
dedi pişmiş kelle gülümsemesi yapıp.
B:Tilki! Hadi!
diyip kolumdan çekiştirdi.
S:Bütün planımın içine ettiler!
diye sızlandım.
B:Yenisini yaparsın!
S:Bok yaparım. Yapsam bile terörist kaçtı! Yani bu plan tam 3 ayımızı aldı ve şimdi tekrardan!
dedim sinirle.
E:O pisliği her türlü yakalarız biz!
N:Bulmak benim işim ve sana söz veriyorum Tilki o pisliği bulucam!
S:Ne zaman?! Yani koskoca 3 ayımız bu götler yüzünden çöpe gitti!
dedim elimle Askerleri işaret edip.
Asker-3:Hop Göt falan bacım ayıp oluyo!
S:Ayy gücendin mi sen?!
dedim dalgayla karışık.
Asker:Kavgayı şu an için kesebilir miyiz?! Biz nereye gidiyoruz şimdi?!
diye konuştu sarışın mavi gözlü asker.
B:Buluşma noktasına. Ordan bizi helikopterle alcaklar.
Asker-5: Buluşma noktası derken?
diye sordu esmer ve gamzeli Asker.
E:Az ilerde açıklık alanda bekliyor.
dedi eliyle işaret edip. O anda havayı dolduran silah seslerinin çığlıklarıyla koşmaya başladık.
Açıklık alana geldiğimizde uçak bir çok yerinden hasar almış gibiydi.
Asker-6:Komutanım! Şehidimiz var!
diye bağırmasıyla bakışlarımı oraya yönlendirdim. Helikopteri süren Pilot vücuduna isabet eden 2 kurşunla Şehit olmuştu.
Asker:Naaşını burda bırakamayız Aşık.
dedi ve kendi aralarında bir şey yaptılar. Sedye gibi bir şeyin üstüne koydular Şehidi. 4 Asker sedyenin kenarlarından tuttular.
S:Umarım içinizden biri helikopteri sürmesini biliyordur.
dedim. Ama anlaşılan o ki kimse helikopter nasıl kullanılır bilmiyordu.
Göz devirdim ve sinirle soludum.
S:Ne mükemmel bi gün değil mi İskelet ne mükemmel bi gün?!
dedim ve Hayalet'in de beni sürüklemesiyle yürümeye başladım.
E:Aracımız da olmadığına göre yürüyerek mi gidicez?
B:Saçmalama Kaktüs! Ne yürümesi?! Orman girişinde bizi bekliyorlar.
Aşık:Kim bekliyo?
B:Bi kaç arkadaşımız. Araçlarıyla bizi götürücekler.
S:Daha fazla insana hayır diyip tepkimi ortaya koymaktayım.
demem üzerine kızlar güldüler.
E:Oooo daha ne insanlar var. Biz hiç bişeyiz!
dedi gülerek.
S:Bunu anlamam uzun sürmedi.
dedim kurnazımsı bir gülümseme ile.
Asker-2:Dur tahmin ediyim bu lafta bizeydi dimi?!
S:Heee si-
B:-Aaa Araç!
dedi yolu gösterip. Hayatında ilk kez araç görmüş masum köylü gibi bi hali vardı.
S:Ben bunların götünü pamuğu tıkarım ama!
dedim. Sesli bir şekilde demek istesem de İskelet'in eli ağzımı kapattığı için sesim boğuk çıkmıştı.
Ve araçtan inen bazı IQ'su düşük insanlar. Mert, Caner ve Oğuz üçlüsünden başkası değildi bu 3 IQ'su düşük.
S:Ne çok özlemişim(!)
dedim bana doğru yaklaşan Mertin kafasını tutup gelmesini engelleyerek.
Oğuz:Bu hep böyleydi.
Caner: Bunlar kim? Yeni arkadaşlar mı?
diye sordu. Bahar ise sormamasını işaret eder gibi kaşlarını kaldıyordu.
S:Bunlar da götüne pamuk sokmak istediğim ama laf sokmaktan başka bir bok yapamadığım IQ'su virüslerinkiyle eşit Askerler.
dedim. Askerlerden biri cevap vermeye hazırlansada İskelet lafa atıldı.
B:Şey yapalım o zaman, ıııı, biz Mert'in arabasına binelim. Sizde kendi aranızda iki arabaya istediğiniz şekilde binin.
dedi. Herkesin komutanım dedi çocuk İskelet'e baş selamı verdi ve Oğuz'un arabasına bindi.
Kaktüs'de arabaya binmem için beni itekliyordu.
Nihayet araç hareket etmişti.
Mert:Pişt! Tilkican!
S:Bir daha bana Tilkican dersen seni-
Mert:-Anladım. Askerlerle ne problem yaşandı?
B:O topa hiç girme sen!
S:Aradığımız teröristi bugün yakalayabilirdik ve o salakların canını düşünmekten elimizden kaçırdık.
dedim. Aklıma geldikçe sinirleniyordum ve sinirlendiğim zaman gözlerim doluyordu.
Kaktüs durumumu anlayıp beni kendine çekti. Başımı omzuna koydum. Gözlerimi kapadım.
E:Halletcez!
dediğini duydum en son.
Birinin dürtüklemesiyle geldiğimizi anladım. Gözlerimi ovuşturdum ve arabadan indim.
Şef ve yanında tanımadığım Asker bizi kapıda bekliyordu.
N:Şef'in yanındaki kim?
diye sordu.
B:Bilmem. Onların komutanı heralde.
diye cevap verdi.
Erdem:Yavuz! İyi misiniz?!
Y:İyiz Komutanım!
diye cevap verdi.
Erdem:Kızlar tekrardan teşekkürler.
B:Vazifemizdir.
diye cevap verdi büyük bir kibarlıkla.
Şef:İçeri geçelim. Konuşcaklarımız var.
S:Ne gibi Şef'im? Önemli değilse benim bi kaç halletmem gereken iş var da.
diye sordum.
Şef:Önemli. Konuştuktan sonra çıkarsın.
S:Peki.
B:Ne işi?
S:Avukatla buluşcaktım. Dava ile ilgili.
dedim sıkıntıyla.
Ve hepimiz karargah odasına geçtik. Sessizliğin delici çığlığı arasından sonra nihayet Şef konuşmaya karar verdi.
Şef:Öncelikle bugünkü görevi başarıyla yerine getirdiniz kızlar.
S:Bizim görevimiz ne zamandır rehineleri kurtarmak Şefim?!
diye sordum.
Şef:Su! Biraz sakin mi olsan?
dedi zorla gülümseyerek.
S:Sakin mi? Biz bu teröristi yakalamak için 3 ayımızı verelim ve teröristin yerini bulalım ve bi kaç dallama yüzünden teröristi elimizden kaçıralım. Şimdi ise önümüzdeki 6 ay kadar boyunca bu teröristi bulmak için götünü yırtcak olan onlar değil!
diye bağırdım.
Şef:Evet haklısın. 6 ay kadar debelencek tek takım siz değilsiniz. Bundan sonraki süreci beraber sürdürüceksiniz!
N:Nasıl?!
Şef:Yavuz! Kıdemli Üsteğmendir kendisi.
dedi önde duran iri sarışın mavi gözlü Askeri gösterip.
Şef:Haydar Ali, Hafız derler. Rütbesi Başavuş ve Muharebe Uzmanı.
dedi Yavuz'un sağında bulunan esmer ama kısa boylu zayıf Asker'i gösterip.
Şef:Ateş, Karabatak derler. Rütbesi Başçavuş ve İstihbarat Uzmanı.
dedi diğer sarışın mavi gözlü Asker'i işaret edip.
Şef:Fethi, Avcı derler. Rütbesi Üstçavuş ve Hafif Silah Uzmanı.
dedi uzun boylu esmer ve gamzeli Askeri gösterip.
Şef:Mücahit, Keşanlı derler. Rütbesi Üstçavuş ve Ağır Silah Uzmanı.
dedi renkli gözlü kısa saçlı Asker'i gösterip.
Şef:Mansur, Aşık derler. Rütbesi Çavuş. Sağlıkçı.
dedi esmer olan orta boylardaki Asker'i göstererek.
Şef:Feyzullah, Çaylak derler. Rütbesi Uzman çavuş ve İstihkam Uzmanı.
dedi gülünce gözleri olmayan Asker'i gösterip.
Erdem:Bahar Kutlu, Lakabı İskelet!
dedi kendi timine Bahar'ı gösterip.
Erdem:Nazlı Korkmaz, Lakabı Hayalet!
dedi kendi timine Nazlı'yı gösterip.
Erdem:Eylem Mercier, Lakabı Kaktüs!
diye tanıttı Eylem'i kendi timine.
Erdem:Su, Lakabı Tilki!
dedi beni işaret edip.
Erdem-Şef:Bundan sonraki süreçte bir takım olucaksınız ve göreviniz o teröristi yakalamak olucak!

PLAN ZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin