"Arya hadi kalk saat 08.00 oldu"
"Ya anne 5 dakika daha"
"Arya iyi misin ben Anna"
"Uff her kimsen 5 dakika daha"
"Hadi kahvaltıya geç kalıcaksın"
"offfffffff" diye böğürerek kalktım yataktan bu saatte uyanılır mı ya? sürünerek banyoya gittim ve güzel bir duş aldım ardından giysi odasına gittim.
"bu olmaz"
"bu ne be?"
"bunun geri kalanı nerede acaba?"
"offfffff Annaa!!!!!"
"Efendim Arya" evet uzun uğraşlar sonunda bana artık Arya diyor.
"Ya bu dolapta hiç şort yokmu hadi onu geçtim adam akıllı tişört yok mu?"
"Arya alemsin bu dolaptada birşey bulamazsan nerede bulacaksın?"
"Ya şunlara baksana hepsi allı güllü nerde benim kot şortlarım basic tişörtlerim nerde bu kokona kıyafetleri"
"Tamam tamam sen hadi git saçını kurut bende sana g,yecek birşeyler ayarlıyım."
"tamam" dedim ve tekrar giysi odasından banyoya döndüm uzun uğraşlar sonucu saçımı kuruttuğumda Anna çoktan yatağın üzerine üç farklı kombin yapmıştı. aralarından en sade olanı seçip altınada siyah babetlerimi giydim. -kıyafet multimedya da- aşayıya -tabi Anna'nın rehberliğinde- indiğimde babaannem masada oturuyordu.
"Günaydın babaanne"
"Günaydın canım" kahvaltının geri kalanınıda havadan sudan konuşarak geçirdik. Tam sarayın geri kalanını gezmek için sofradan kalkacaktım ki babaannemin sözüyle geri yerime oturdum.
"Aryacım seni yeni özel hocaların ile tanışştırayım. Bu zarafet hocan Amélie Andrea"
"Merhaba prenses" kadının fransız aksanı ile söylediği cümle hafif bir tebessüm ederek baktım ve kafamı onun yanında duran diğer hocama çevirdim.
"Bu da fransızca hocan İsabelle Inés" onada hafif tebessüm ederek sıradaki adama baktım.
"Bu da pilates hocan Tony." ona da gülümseyerek selam verdim.
"E madem hocanda geldi hadi derse o zaman. Benimde halletmem gereken işler var" diyerek masadan kalktı ve uzun koridorda kayboldu. Bende yerimden kalktım ve zarafet hocam Amélie ile birlikte odamın yolunu tuttum.
HADİ BAKALIM
Odama girdiğimde yere dizilmiş renk renk topuklu ayakkabıları fark etmem uzun sürmedi Amélie hemen topuklu ayakkbıların yanına giderek
"Evet ilk dersimiz topuklu ayakkabı ile yürüme" diyerek elleri ile kibar zannettiği ama aslında komik bir şekilde topuklu ayakkabıları gösterdi.
"iyi de ben bunları giyersem anında yere yapışırım"
"işte bu yüzden burdayım size oların üstünde nasıl zarif bir şekilde yürünür onu göstermek için."
"tamam kabul" diyerek ayakkbıların yanına gittim ve diğerlerine oranla daha az topuklu olanı alıp yatağın kenarına oturdum ve giydim. Giydim giymesine de ben bunlarla nasıl yürüyeceğim diye kara kara düşünmeye başlarken Amélie'nin komutu ile zorda olsa ayağa kalktım. tabi kalktıktan 5 saniye sonra dengemi kaybedip yatağa düştüğümü saymazsak. Amélie'nin ısrarcı bakışlarıyla tekrar yağaya kalktım ve kollarımı iki yana açıp dengemi sağlamaya çalışarak yürümeye başladım. Ama Amélie'nin"eğer sirk de ip cambazlığı yapmıyorsak böyle yürümüyoruz" diyerek kollarımı ani bir hareketle yan tarafa indirmesi ile bileğimi burkmam bir oldu. Bu sefer inat edip ayağa kalktım ve kollarımı indirerek yürümeye başladım. Bu da Améelie'nin "Penguenlik dersimi veriyorum ben böyle yürüyeceksin." diyerek salına salına yürümesi ile son buldu tabi bende haftanın 7 günü topuklu giysem yürürüm.
Tam iki saatin sonunda nihayet kollarımı yana açmadan yürümeye başladım. Ama Amélie cadısına gene beğendiremiyorum. Neymiş dik yürümüyomuşum falan filan diyerek kitaplığa yürümedi ve iki dev kitap ile beraber döndü. Ben ne yapacak diye bakarken kitapları getirip kafama koyması ile bende şarteller attı
"A-aa ama sabahtan beri sirk maymunu oldum yeter bügünlük bu kadar bir daha görüşmemk üzere diyerek ite ite kapı dışarı etmem ve kapıyı suratına kapatmam bir oldu. PİŞMAN MIYIM?? YOOO..