iyi okumalar...
&&&&&
Mustafa sessizce ağlayan Hevin' in yanına gidip sarıldı, saçlarını okşadı. Telefonu kapattıktan sonra , istediği oyuncak alınmayan çocuk gibi, sinirle zemindeki parlak parkeyi tepen Hevi' ye taraf kafasını çeviren amcası ''Git hazırlan! Kardeşinin valizini de hemen hazırla. Babanı duydun! '' dedi uyarı dolu bir sesle.
Hevi daha çok sinirlendi ''kaç yaşına geldim ya kaç? Hala ceza diyorlar! İnanabiliyor musunuz biri ceza diyor diğeri arkasındayım diyor!''
Hevin, Mustafa amcasından ayrılıp burnunu çekti ''bunu bana yapmaya hakkın yoktu '' dedi kardeşine taraf dönerek.
''Hevin, güzel kardeşim haksızlığı yapan ben değilim her şeyi çok bilen ebeveynlerimiz!''
''Hayır sensin! Okulu erken bitirme hayalim olduğunu biliyordun, şimdi senin yüzünden uzayacak!'' iki kız kardeşin birbirini yiyecek gibi bakışmaları ve Hevin' in de sinirine yenik düşüp kardeşinin üstüne yürümesiyle Mustafa , elini çaresizce boncuk boncuk terleyen açık alnında gezdirdi ''kızlar! On dakika sadece on dakika veriyorum size herkes odasına!'' diye sesini yükselterek kardeşlerin dikkatini kendi üstüne çekti. Kızların sözünü ikiletmeden odalarına çekilmeleriyle nefesini seslice salarak koltuğa bıraktı kendini. Hem uykusuz kalmış hem de bir gece de iki yolculuk yapmak için yeterince dinlenememişken birde bu gürültüyü kaldıramayan başını tutup gözlerini kapattı.
''Eh be babası kılıklılar iki dakikada kafamı ütülediniz. Allah sizi alacak olana yardım etsin! '' diye kendi kendine mırıldandı. Belli bir süre sonra çekçekli valizlerini çekiştirip odalarının kapılarını art arda kapatan kızlar, olduğu yerde duruşunu dikleştiren adama baktılar sonra valize. Sessizce hazırız demekti bu. Mustafa amcaları önde kızlar arkasında merdivenleri inip açıktaki otoparka giriş yaptılar. Sessizlikleri devam ediyordu. Arabaya bindiklerinde Hevin, büktüğü boynuyla mahzun bakışlarını kardeşine çevirdi. Hevi ise suçlulukla ayaklarına indirdi bakışlarını.
Babaları, sabaha kadar gözlerini kırpmadı. Çocukları onun güvenini boşa çıkarmışlardı. Ben onları adları bu şekilde anılsın diye yetiştirmedim diye düşünüp duruyordu. Yanında uyuyan karısı, onun oflayıp puflayan sesi ve hareketliliği ile gözlerini açtı.
''Canım, niye uyumadın? ''
''Mal nekete kızın kendini kapılara zincirlemiş gözüme uyku mu girer?''
''Mal neketo , benim kızım da senin değil mi? Mustafa gitti getirecek onları sağ salim merak etme. Hem ceza verdin köye mahkum ettin diğer kardeşleri gezip tatil yaparken onlar ...''
''Kim bilir diğerleri ne halt karıştırıyordur? Sözde bunlar kız daha sakin olurlar dedik erkekleri düşünemiyorum. Ben sana zamanında demedim mi biz bunları yanlış yaptık, olmamış diye.''
''Dedin demesine de Alan ile Dara' yı da istemeyerek mi yaptık?''
Arjen , geri çekilerek sırtını yatak başlığına dayadı yüzünü karısına çevirdi, elini kaldırıp kadının çenesinde gezdirerek okşadı.
''Onlarda habersiz geldiler unuttun mu?''
Kadın, başını salladı ''Evet...'' parmak uçlarını göz kenarındaki kaz ayağı kırışıklıklarında gezdirdi ''...yaşlandık yenisini yapamayız. Ama Allah'tan Rewhat var.''
Adamın gözlerinin içi güldü oğlunun adı geçince '' göz bebeğim biricik oğlum benim. Allah özene bezene yaratmış. İyi ki seni zorladım bak elimizde bir o kaldı.''
''Daha yaşı gelmedi bekle o da çıkarır bir şeyler.''
''Yapmaz benim oğlum yapmaz!'' deyip karısının dudağına uzanan Arjen, kapının tıklatılmasıyla irkildi '' kim ki bu daha gün ışımadı!'' dedi ayağa kalkıp kapıyı açtı. Karşısında oğlunu görünce şaşkınlığına mani olamadı ''Hayırdır oğul sabah sabah?'' diye sordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Yaz
General FictionBiraz zor... Biraz eğlenceli...Kendinden emin ne istediğini bilen dört ayrı kalbin hikayesi... Hevi (Umut)- Hevin(Sevda).... idealist ikiz kız kardeşlerin köyde bir yaz geçirmekle cezalandırılmaları ve o süre de hayatlarının aşklarını bulup hayatlar...