Gitmeyecekmiyiz diye sordu ?Düşüncelere dalınca zamanın nasıl geçtiğini unutmuştum.Elimi tutması için uzattım ve elimi tutmasıyla bizi kampa ışınladım.Dniz kenarında,ufak bir kasaba gibiydi.Etraftaki kalkan insanların orayı görmesini engelliyordu.Dışarıda yağmur yağmasına rağmen içerisi güneşliydi.Etrafa baktım sonra perseusa döndüm.Tahmin ettiğim gibi yüzünü gizlemişti.Yani onu kimse görmeyecekti benim dışında tabi.Kampı bildiği için o önden gitti etrafta kimse yoktu bir süre sonra büyük bir evin önündeydik,tabi diğer evlere göre sonuçta bir sarayda yaşıyordum perseus kapıyı açıp içeri girdi bende onu takip ettim merdivenlerden yukarı çıktı bir odanın önünde durdu.kapıyı benim için açtı bende içeri girdim oda arkamdan girdi.içeride bir sentor ve 2 melez vardı at adamı tanıyordum kheiron melezşerden birinide biliyordum luke cestallan ama diğerini bilmiyordum.Ama galiba perseus onu biliyordu ama kız perseusu tanımıştı yüzünü gizlemesine rağmen onu tanımıştı nasıl olduğunu bilmiyorum ama tanımıştı işte.
En sonunda kheiron kunuşutu:
Tanrılar geliceğinizi haber vermişti ancak bu kadar erken geliceğinizi söylememişlerdi blseydik yerinizi ayarlardık
Teşekkürler ancak galiiba kalabilecek bir yer bulabileceğimizden eminim dedim nazik bir sesle.
Sonra kız sentorun kulağına eğilip bir şeyler söyledi bir an sentorün yüzü bembeyaz oldu.
Bende bunu anlayıp konuşmayı fazla uzatmadım izninizle çıkıyoruz dedim ve kapıya yöneldim perseus ta bunu fark edip geçmem için kapıyı açtı ben çıktıktan sonra oda çıktı.
Aşağa indiğimizde içimden kalacak bir yere ihtiyacımız var diye geçirdim perseus da bunu anlamış olmalı ki burası nasıl? diye sorduğunda onaylarcasına bir bakış attım ve karşı alanda beyaz bir saray oluştu.Beyaz renkteydi ve ufak bir bahçesi vardı.Kapıdan içeri girince direk bahçedeki süs havuzuna çıkıyordun.havuzun etrafında iki yool vardı biri kapalı bir odaya diğeriyse evin kapısına çıkıyordu sonra birinin bize baktığını fark ettim büyük evdeki o tanımadığım melez perseusa bakıyordu ona baktığımı görünce hemen perdeleri kapattı.eve doğru giden yolda ilerledik ve kapı direk açıldı kapı bizim geçişimiz için ayarlıydı.bir süre sonra evde canım sıkıldı ve bana kampı gezdirebilirmisin? Diye sordum tamam dercesine kafasını salladı.yüzüne o kamuflajı yapmasan olmuyormu diye sordum?
Tanınmak istemiyor olabilirsin ama artık onlardan daha güçlüsün.Sırf zamanında seni üzdüler diye kendini kasmana gerek yok.Diye ekledim.
Tamam dedi bunu beklemesini hiç beklemiyordum.Dışarı çıktık,yüzünde kamuflaj yoktu.Bana kampı gezdird,çilek bahçeleri,kulübeler vs. Kamp çok güzeldi.Yeraltında yaşadığım için hiç böyle güzel yerler görme fırsatım olmamıştı.Sarayda bir çiçek bahçemiz vardı tabi ama bu kadar güzel olması imkansızdi.Yol boyunca perseus hafifçe sırıtmıştı sanırım eski anıları aklına gelmişti.Gülüşü çok hoştu o gülünce gözlerini içi gülüyordu kamp melez doluydu,yolda bizi gören herkez şaşkın bakışlarla bize bakıyordu arada fısıldaşmalar duyuyordum:
'' percy dönmüş,yanındada bir kiz var''
''kız da güzelmiş ha ''
'' percy nin anabeth i aldatabilecepeni hiç düşünmemiştim''
İçimden cisimci pislikler diye geçirdim.Ama percy bu son söylenilen şeyi duymuştu.Birden durdu şöyle etrafına bir göz gezdirdi sonra kimin dediğini gördü.Ona bunu yapmamasını buna değmiyceğeni söyleyecekken birden çocuğun önünde bir buz sarkıtı belirdi boynuna 1 santim kala durdu ve perseus çocuğun yanına gitti bir daha böyle bir şey dersen seni öldürürüm dedi ve yürümeye devam etti herkes susmuştu sonra buz sarkıt yavaş yavaş eridi ve yok oldu.eve doğru yürümeye başladık.EV ufukta gözüküyordu ama evin önünde 3 kişi vardı büyük evde gördüğümüz sentor kheiron ve diğer iki melez luke ve diğer tanımadığım melez vardı perseus onları görünce kaşlarını çattı bu konuşmanın iyi bitmiyceğini o an anladım.
YOU ARE READING
PERCY JAKSON DİĞER TARAF
Fantasypercy kronosla yapılan savaştan sonra hayatının mahvalocağını bilmiyordu ailesi ona ihanet etti anabeth bile ama neden? Bence güzel bir hikaye oldu okumanızı tavsiye ederim.