5 | Park Jimin ve İstemsiz Yardımları

1.7K 214 37
                                    

Blackpink - Don't Know What To Do


"Burada zamane gençleri akşamları çıkıp barlarda 'takılmayı' falan sever. Tabii zibidi olanlar böyle, diğerleriyse gün içerisinde bir kafede beraber oturup konuşmayı da sever. Hatta bazılarının kütüphanede vakit geçirmeyi sevdiğini bile duydum." Hızlı adımlarla ilerlerken yanımdaki aptala zamane gençlerini açıklamaya çalışıyordum ki kendini fazla rezil edecek bir şey yapmasın.

Taehyung'sa beni çok da takıyormuş gibi durmuyordu açıkçası ama umrumda değildi. En azından içim rahat edecekti çünkü ben ona bir şeyler açıklamaya çalışmıştım. Dinlememesi kendi problemiydi o salağın.

"Önce hangisiyle başlayacaksın?" Okulun kütüphanesine varmamızla adımlarımız yavaşlamıştı. Taehyung kısık sesle konuşurken aynı zamanda kütüphanenin kapısını aralamış, ben de içeri girdikten sonra sessiz bir şekilde kapatmıştı. "Bilmiyorum..." Diye mırıldanırken arkamdan geldiğini bildiğim Taehyung ile kütüphanenin arka taraflarına ilerlemiştim. "Aslına bakarsan ikisiyle aynı anda yakınlaşmayı düşünüyorum çünkü anladığım kadarıyla o ikisi yakın arkadaş." Demiş ve en köşedeki dörtlü masaya yerleşmiştim. Taehyung'da karşıma geçtiğinde ellerimi masada birleştirip dudaklarımı birbirine bastırdım.

Gözlerimi ona çevirdiğimde onun da aynı şekilde bana baktığını gördüm. "Plan yapmalıyız. Bu kesinlikle hafife almamız gereken bir iş değil." Demiş ve bana doğru eğilmişti. "Çok dikkatli olmalıyız." Diye fısıldamıştı.

Bir anda olayı dramatikleştirmesiyle yüzümü buruştursam da başımı hafifçe iki yana sallayıp bunu görmezden geldim. "Evet, evet dikkatli olmalıyız. Neyse planı nasıl yapacağız?" Diyerek kaşlarımı kaldırmıştım. "Ş-şey bilmiyorum...Ben direkt arkadaş oluruz diye düşünmüştüm." Omuzlarını silkip arkasına yaşlanmıştı. Kaşlarım çatılırken dediklerini düşünüyordum. Direkt arkadaş olmak mı? Peki ya arkadaş olmak istemezlerse? Hem zaten bunları da geçtim, arkadaş olmak için doğru düzgün bir muhabbetimizin geçip bir kaç kere dışarıda buluşmamızın gerektiğine emindim.

"Şöyle yapsak...Ben onları bir yerde kahve içmeye davet ederim sen de sinemaya çağırırsın?" Kaşlarımı havalandırıp önerdiğimde gözleri parlamış, yüzüne büyük bir gülümseme yayılmıştı. "Olur! Bu çok iyi bir fikir, hyung. Senden böyle kaliteli şeyler çıkacağını düşünmezdim." Demiş ve ayağa kalkmıştı.

Söyledikleri yavaş yavaş beynime giriş yaparken kaşlarımı çatmış, ben de hızla ayağa kalkmıştım. "Hey o da ne demek? Neden kaliteli şeyler düşünemezmişim ben?!" Kütüphanede olduğumuzu tamamen unutup sesimi yükselttiğimde çantasını omzuna takıp omuzlarını silkmişti. "Namjoon hyung senin biraz çürük olduğundan bahsetmişti sadece." Demiş ve hızlı adımlarla bir anda yok olmuştu.

Çatık kaşlarımla kapanan kütüphane kapısına bakarken derin bir nefes alıp başımı iki yana salladım. Elim çantama giderken kapıya yönelmiş, düşünceli adımlarla kütüphaneden çıkmıştım.

Bir sonraki adımımı düşünüyordum bu sırada. Açıkçası şu an nereye gittiğimi bile bilmiyordum fakat nereye gittiğini bile bilmediğim bir yolda yürürken tüm o düşüncelerim tavan yapıyormuş gibi hissediyordum. Bu yüzden de bu bilmediğim okulun bilmediğim binasında bilmediğim yollardan yürürken, aklım hiç çalışmadığı kadar iyi çalışıyordu diyebilirim.

"Yoongi! Beklesene!" Arkamdan gelen tiz ses ile kaşlarım çatılırken duraklayıp arkama dönmüştüm. Tanıdık sima görüş açıma girerken sarı saçları sallana sallana bana doğru koşmuştu Park Jimin.

Yanıma ulaştığında zar zor durmuş, derin birkaç nefes aldıktan sonra gülümsemişti. "Ş-şey derse birlikte gidelim mi? Aynı sınıftayız..." Omuzlarını silkip başını hafifçe aşağı eğmiş, kirpiklerinin arasından gözlerime bakmıştı. Dudaklarına yayılmış utangaç gülümseme yutkunmama sebep olurken ani gelen teklifle konuşamamış, beceriksizce başımı aşağı yukarı sallamakla yetinmiştim.

REWIND. ⠀⠀[ YOONMIN ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin