Bölüm 3; Köpüklü Kahve

25 0 0
                                    

"Ne yaptın? Ne yaptın??" Percy'nin ne yaptığını bildikleri halde sormaya devam ediyorlardı. Shawn Amerikan mutfağın tezgahına bir 'anne' edasıyla dayanmıştı. Kendisine koyduğu bol köpüklü kahveyi salonun duvarına monte edilmiş masanın üzerine koydu. Çok sakindi. Kahveden bir yudum aldı ve ağzını açtı, "Öyleyse dönüştürelim onu." Kararı çok kesin gözüküyordu. Bir anda kendini grubun patronu zannetmeye başlamıştı. Percy gözlerini iyice açıp Shawn'a döndü. "Ne söylediğinin farkında mısın sen" 4 senelik arkadaşının ihanetine kendi mutfağında katlanıyordu. Leo ve Marcus'ta aynı fikirdeydi.

Shawn "Kim olduğumuzu ne yaptığımızı biliyor seni gerizekalı!" dedi. Kahve bardağını eliyle sıkıyordu. Sıcak kahve elini yakıyordu ancak bunu önemsemiyordu.

Percy gülüyordu ancak bu herhangi bir şeyi komik bulduğu için değil sinirlendiği içindi. Ayağa kalktı ve ellerini saçları arasında gezdirdi.

"Dünyanın yarısından çoğu zaten ne yaptığımızı biliyor." hala gülüyordu. Ayaklarını sürükleyerek geniş L koltuğun uç köşesine kendini bıraktı. Marcus yerinden kalktı ve Percy'nin yanına gitti. İyice yanına yaklaştığında Percy onun gözlerine odaklanmıştı. Odada ki herkes Marcus'un birazdan Percy'nin yüzüne sağlam bir yumruk indireceğini düşünüyordu ama öyle olmadı. Parmağını kaldırdı ve Percy'nin yüzüne doğrulttu. Güçlü bir şekilde yutkundu, "Ne yaptıklarımızı belki ama bunları kimin yaptığını.. Asla."  Percy haklı olduklarını biliyordu ama sadece onu savunmak istiyordu. Uzunca Bi süre oflandı ve alnını kaşıdı. Ayağını diğer bacağının üstüne atmıştı. Shawn, Leo ve Marcus evden çıkmıştı. Dolaptan alkolsüz bira aldı ve umutsuzca olabilecekleri düşündü Percy.

•••

"

"Shawn Jackson.. Sizin tarafınızdan bu saatte rahatsız edilmek, oldukça şaşırtıcı."

Shawn Yale'deki profesörünü aramıştı. Kendini bunu yapmak zorunda hissediyordu. Leo ve Marcus'ta onun yanındaydı. Shawn ne diyeceğini düşünüyordu. Ahizeyi tekrar doğrulttu ve konuşması gerektiğinin eninde sonunda farkına vardı.

"Profesör Damon. Rahatsız ettiğim için üzgünüm. Ancak söylemem yani söylememiz gereken bir konu olduğunu düşündüm."

Profesörün kaşları çatılmıştı. Mükemmel dudakları hafifçe bükülmüş ve duraksamıştı.

"Dur bakalım evlat, sesin ciddi geliyor. Orada neler oluyor?"

Shawn Profesör Damon'ın yanına doluşan insanların sesini duyabiliyordu. Büyük olasılıkla Profesör Damon hopörleri açmıştı. Derin bir nefes aldı. Ve verdi.

"Dinleyin,dün dört kızla tanıştık. Sinema salonunda. Bizi otel odalarına davet ettiler. Bizde gittik. Dinleyin.. Percy Rose denilen bir kızın odasındaydı. Nasıl buldu bilmiyorum ama kızın bir defteri varmış."

Bunu söyledikten sonra biraz duraksadı. Profesörün ya da yanındakilerin bir tepki vermesini bekledi. Leo ona devam etmesini belirtmek için el kol hareketleri yapıyordu. Shawn ahizeyi diğer kulağına aldı ve konuşmaya devam etti.

"Defterde doğaüstü olaylardan tutun, devlet sırlarına kadar her şey var ayrıca Yale'de gerçekleştirilen vamprizim virüsü enjekte etme operasyonlarından da haberi var. Defterinin her sayfasında vampir olmak istediğini belirtmiş. Ancak işin bizi tehlikeye atan kısmı Rose Percy'i defterini okurken yakalayınca Percy'nin olan biten her şeyi anlatması."

Profesör oldukça şiddetli bir şekilde öksürmüştü. Oldukça sarsılmıştı. Konuşmaya devam etmek istiyordu ancak bunu yapamadı. Yanında duran asistanlarından birine ahizeyi uzattı ve ona konuşmasını söyledi.

"Shawn? Ben doktor Genevieve. Böyle bir durumla ikinci kez karşılaşıyoruz. Dinle Percy için çok zor olacağını biliyorum ama.."

Sözü kesilmişti. Shawn aniden araya girmiş ve belirtmesi gereken bir ayrıntı olduğunu düşünmüştü.

"Doktor Genevieve, Percy'nin şu anda yaptıklarımızdan haberi yok."

Shawn'ın içini tuhaf bir suçluluk duygusu kaplamıştı. Ancak durmak istemiyordu. Nedenini bilmeksizin sadece kendisine söylenenleri yapmak ve bir gün Profesör diye anılan kişi olmak istiyordu.

"Güzel. Öyleyse kızı Yale'e getirin ve yapılması gerekeni yapalım."

Shawn ve diğerleri oldukça telaşlanmıştı. Kız kaçırmak mı? Bu her gün insanlara 'acı' enjekte eden birileri için tuhaf bir şekilde korkutucu gelmişti. Birbirlerine bakıyorlardı. Shawn hala açık olan telefonu öylece tutuyordu. Leo onu kenara çekti. Söyleyeceği şey tek kelimeydi ama eğer karşısındakinde bir tutam vicdan kaldıysa çok şey ifade etmeliydi.

"Ailesi?!"

Genevieve duraksadı. Bu onun gerçekten vicdan sahibi biri olduğunun göstergesiydi. Kendisine doğru koşarak gelen Profesör Damon'a telefonu uzattı.Daha doğrusu Profesör telefonu oldukça hızlı bir şekilde Genevieve'in elinden çekmişti.

"Getirin o lanet kızı!" Telefon kapanmıştı. Kızı Yale'ye götürmekten başka hiçbir seçenekleri yoktu. Çıkar gibi gözüken her yol onları bataklığa sürükleyecekti. Tüm gece umutsuzca birbirlerine bakıp durdular. Yarın otele gidip bu işi halletmek zorundaydılar.

SAFKAN.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin