"Sonbahar her yaprağın çiçeğe dönüştüğü bir mevsimdir"
🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁Gözlerimi güneşin delici ışıklarıyla açtığımda babamın yatağımın yanında oturduğunu gördüm bana gülümseyerek bakıyordu neden işe gitmemişti yine artık bunu nedenini bana söylemeliydi "günaydın baba neden işe gitmedin yine" babam yüzünde anlam veremediğim bir duyguyla bana baktı, üzgün,.
Boğazını temizledi ve "Eylül kızım artık burda çalışmıycam fabrika başka bir yere taşınıcakmış bu yüzden burda kalmayız yani taşınmamız gerekiyor." ben ne söylediğini idrak etmeye çalıştım ama kulaklarım duyduklarımın yanlış olabileceğini söylüyordu. "ne! bu olamaz gidemeyiz arkadaşlarım be olucak en önemlisi annemin mezarı burda baba" gözlerimin dolduğunu hissediyordum ne yapmam gerekiyordu babamla gidip yeni bir hayat mı kurmlaıydım yoksa burda kalıp hayatıma kaldığı yerden devam mı etmeliydim bu kararı vermek zordu "Eylül anla beni kızım gitmek zorundayız eğer bu işi de kaybedersem başka iş bulamam biliyorum burda arkadaşların var annen var ama gittiğimiz yerde de arkadaşların olacak belki annen olmaz ama buraya onu görmeye geliriz" dedi ben ise ne diyeceğimi düşünüyordum "iyice düşün ve karar ver seni bekliyor olacağım" dedi ve odadan çıktı bende kalkıp elimi yüzümü yıkadım ve yatağımı toplayıp kahvaltı hazırlamak için aşağıya indim kafeye gitmek için daha 1 saatim vardı.
Babamla kahvaltımızı yaptıktan sonra evden çıkmıştım şuan kafeye 5 dakika kadar mesafe kaldı sonunda gelince içeri girip herzamanki önlüğümü taktım ve çalışmaya başladım. Çalışmak bana unutturuyordu annemi.
Bir süre sonra yorulunca dışarıdaki masaldan birine oturdum neden içeri değil çünkü temiz hava almak iyi gelir diye. Aklıma buğra geldi bu sefer neden aklıma gelmişti ki onu değil babamın söylediği şeyi düşünmem gelmeliydi babamla gitmezsem burda nasıl kalıcaktım babam ya da babam oraya gidince ne yapıcaktı..
Birinin elini omzumda hissedince arkamı döndüm bunun sıla olduğunu gördüğümde tebessüm ettim yanımdaki boş sandalyeyi çekti ve oturdu "naber"
"iyi senden"
"iyi bende yüzün asık bişey mi oldu" dedi bunu ona söylersem nasıl bir tepki verirdi bilmiyorum belki bana küserdi. "babam buran gitmemiz gerektiğini söyledi, fabrikanın yerini başka bir şehire alıcaklarmış babam da orda uzun süre çalıştığı ve burda iş başka iş bulamayacağını düşündüğü için fabrikanın olduğu şehre taşınmamız gerektiğini söyledi" sıla bunları duyunca önce bana baktı büyük ihtimal şaka yaptığımı falan düşünüyordu "nasıl ya şaka yapıyorsun dimi" keşke şaka olsaydı ama gerçekti yüzümü yere indirdim ve kafamı salladım sılanın gözlerine baktığımda dolduğunu gördüm "p-peki sen gidicek misin" benimde gözlerimin dolduğunu hissediyordum "gitmesem ne yapıcam burda nasıl geçinebilirim ki peki babam orda yalnız başına ne yapar" sıla "haklısın ama gitme lütfen ben sensiz ne yaparım peki emreye söyledin mi bunu" emreye söylesem ne yapardı ki çok üzüleceğini biliyordum bende üzülüyordum napmalıyıdım allahım kafamı yiyicem kafamı hayır dercesine salladım "çok üzülür Eylül sana çok değer veriyor biliyorsun"
"biliyorum ama ne yapmam gerektiğini hala bilmiyorum sıla bana çözüm yolu göster" kollarımı sılaya sardım ve ağlamaya başladım ne kadar çaresiz kalmıştım hangini yapmalıyım bilmiyordum.
Sıladan ayrıldıktan sonra gözlerimi sildim ve ona baktım "ben artık içeri giriyim müşteri gelmiştir" sıla başını salladı ve bana tekrar sarıldı "biliyorsun ben herzaman yanındayım en doğru kararı vereceğine eminim canım"
"iyi ki varsın sıla" sılaya anlatmak içimin rahatlamasına yardımcı olmuştu.
İçeri girdim ve işine devam etmeye başladım.
Akşam olmuştu zamanın nasıl geçtiğini fark etmedim bile üniformamı çıkardım ve çantamı aldığım gibi kendimi dışarı attım geçen ki olayların olmasını istemediğim için yolumu uzatmak zorundaydım yine sapıklara yakalanmak istemem yakalansam da bu sefer buğra olmaz. Hızlı ve temkinli adımlarımla ilerlemeye başladım korna sesini duyana dek kafamı kaldırıp baktığımda bunun buradan başkası olmadığını gördüm yüzüne gülümsemesini takmış "hadi atla seni evine bırakıyım" dedi
"hayır sağol kendim gidebilirim"
Ah hadi ama yine serserilere yakalanmak mı istiyorsun Eylülcüm.
Yakalanmam sen merak etme çünkü farklı bir yoldan gidiyorum sen işine bak
"ah hadi ama eylül atlasana yemem seni sadece evine bırakıcam "
" ah ya bende yersin sanmıştım çok korktum o yüzden binmiyorum buğra"
Buğranın yüzünde bir sırıtış belirdi "çok mu ürkütücüyüm"
"fazlasıyla"
" son kez soruyorum atla hadi serserilerin bulaşmasını istemem" aklıma o gün yaşadıklarım gelince aslında teklifini kabul etmeliyim diye düşündüm çğnoğ böyle birşeyi tekrar yaşamak istemiyordum "normalde binmem ama buralar tekin diye biniyorum yanlış anlama yani" buğranın yüzünde tebessüm oluştu "bilmezmiyim hadi atla" arabanın yolcu koltuğunu açtım ve oturdum "neden geldin buraya"
"artık eve yalnız gitmeni istemediğim için geldim seni ben bırakıcam"
"ne alaka ya ben kendim gidebilirim sana ihtiyacım yok gerek yok yani sağol" buğranın bakışları bana döndüğünde "sana fikrini sormadım öyle olmasını istiyorum"
"benim hakkımda olan bir konuyu nasıl bana sormadan karar alırsın sen ya istemiyorum zorla mı "
"gerekirse evet, yalnız başına buralardan gidiyorsun tehlikeli"
"ben kendimi koruyabilirim bir kere"
"nasıl koruduğunu gördük o gün" böyle söylemesi sinirlenmeme sebep olmuştu "korurum kendimi istemiyorum bişey" buğra sesli bir şeklide nefesini verdi "çok inatçısın bücür"
"hiçte bile öyle falan değilim" bana dönerek güldü "eminim değilsin"
Gözlerimi cama doğru döndürdüm ve yolu izlemeye başladım evim gözğkpnce geldiğimi anladım ve "teşekkürler"
Buğra bir şey demedi" yarın yine gelicem "
" istemiyorum dedim ya! "
" yarın görüşürüz Eylül "dedi ve arabasını sürdü hayvan herif nolucak beni sinir etmeye başlamıştı artık benim istemiyorum dedikçe hala gelicem deyip durdu gelsede binmem arabasına
Ama bugün bindin :)
Bugün korktuğum için binmiştim yarın asla binemezdim. Eve doğru yürüdüm ve kapıyı açıp içeri girdim mutfakta bir şeyler hazırlayıp yedikten sonra yatağıma yattım ve yarım kalan kitabımı okumaya başladım bir süre sonra gözlerim kapanmaya başlayınca kendimi uykuya teslim ettim.
🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁
Yeni bölüm biraz geç geldi ama kusar bakmayın canlarım seviliyorsunuz. ❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~SONBAHAR AKŞAMLARI~
Literatura KobiecaEylül KESKİN Annesinin ölümünden sonra hayata tutunmaya çalışmış bir kız ? "sonbaharda yapraklar çaresiz oldukları için dallarına sıkı sıkı sarılırlar çünkü bırakırlarsa düşerler bende sana sarıldım bırakırsam düşerim.." Peki eylülün tutunduğu dal...