...1saatsonra
Lisa
Müzik festivali çok uzun sürüyor. Saatler boyunca otursak bile yoruluyoruz.Şuana kadar bir sürü performans sergilendi ve otur otur bacaklarım uyuştu.
Yanımda oturan Jennie'e "benim lavaboya gitmem gerek makyajıma bakayım"dedim.
Jennie "tamam ama çabuk gel tamam mı?"dedi yüzüme, tembih edercesine bakarak.
"Tamam merak etme 5 dakika bile sürmez hemen gelirim" dedim ve kalktım.
Biraz ilerledikten sonra görevli bir adama lavabonun ne tarafta olduğunu sordum. O da bana düz ilerleyip sağa dönmemi söyledi.
Ben de dediğini yaptım. Bayağı bir ileri giderek karşıma çıkan ilk aradan sağa döndüm. Sonunda varmıştım.
Kimse yoktu bomboştu. Ama bir lavaboya göre fazla büyük ve lükstü ışıklandırmalar falan. Sahneden gelen müzik sesleri buradan boğuk bir şekilde de olsa duyuluyordu.
Aynada kendime baktım, güzel olduğumu düşündüm. Saçımı azıcık düzelttikten sonra çıktım.
Çıktım ki işte o çıkış...
"Cidden intihar mı edecektin yani?" diye soran bir ses duyana kadar.
Birden bire irkildim küçük bir bağırış atmış olabilirim. Elim kalbime gitti istemsizce olduğum yerde durdum ve başımı sesin geldiği yöne çevirdim.
Duvara yaslanmış ve kollarını birbirine dolamış bana bakan o kişiyi gördüm.
Bir dakika ya...
O Jungkook.
Ona doğru şaşkınca ve korkmuşcasına baka kaldım.
"Ne o?" Dedi hala bana imalı bir şekilde bakarken "Neden baka kaldın?" diye tamamladı sözünü.
Ben ne diyeceğimi bilemedim
"ü-üzgünüm ama neyden bahsettiğini anlamadım" dedim. Sonra lafı geçiştirmek için "beni korkuttun özür dilemen gerekmez mi acaba?"dedim.
O yaslandığı duvardan çekilip bana doğru geldi "üzgünüm seni korkutmak istemezdim" dedi, yüzündeki imalı bakış bir anda yok olmuştu ve yerine daha sevimli bir ifade gelmişti.
"Tamam benim gitmem gerek" dedim aceleyle lafı fazla uzatmadan çünkü onunla konuşurken gözükmemeliyiz ayrıca şu intihar konusu yüzünden...
Ben hızlıca yürümeye başladım. Ama o birden kolumdan tuttu. Resmen zorla konuşacaktı ama bu konu hakkında onunla konuşmak istemiyordum.
Ona doğru döndüm "bu konu hakkında konuşmak istemiyorum"dedim kibarca.
Jungkook biraz sesini yükseltti ama sakince "Ama resmen canına kıyacakmışsın bu ciddi bir şey yani intihar etm-" derken birden sustu.
Ben ne olduğunu anlamadım. O tam arkama bakıyordu. Bende ne olduğunu anlamak için arkama baktım.
Hayırrr...
Arkamızdan Irene geçiyordu. Ve bize gario bir yüz ifadesiyle bakıyordu ve hiç bir şey görmemiş gibi davranıp lavaboya girdi. Ayrıca tam o sırada Jungkook'un eli hala kolumu tutuyordu.
Ben hızlıca kolumu çektim. Jungkook'a tekrar baktım o da bana baktı. "Neden sesini yükseltiyorsun, ya duyduysa ayrıca seninle fazla yakın temasa girmemeliyiz dışarıdan bakınca yanlış anlaşılıyor" dedim fısıldayarak.
Ne kadar şanssız bir kızım ben ya. Kırk yılda bir lavaboya gitmişim zaten, yok Jungkook sonra da bizi Irene'nin görmesi ve tam o sırada da Jungkook'un intiharımdan bahsetmesi ve kolumu tutuyor olması. Ya Irene bizi sevgili sandıysa...
İşte o zaman biterim. Sanırım tüm hayatım kayar.
Bayağıdır bölüm yayınlamıyordum bende bu bölümü fazla uzun tutmak istemedim.
Sonunda Lizkook başladı hep uzak kalıyordular sonunda başlatabildim.
Yine bölüm uzun bir aradan sonra gelebilir belki de haftaya ama desteklerinizi esirgemeyin lütfen...
Bu arada şunu söyleyeyim bazı cümlelerin sonuna üç nokta koymaya bayılırım msnznjsns
Nedense bağımlılık yaptı cümleyi daha etkileyici kılıyor.Her neyse oy atmayı unutmayınız
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Euphoria •Lisa×Kook
Fanfiction•Jeon Jungkook×Lalisa Manoban "İdoller de aşık olamaz mı?" -JJK