Namjoon,
mezarındaydı şimdi.
Biricik sevgilisi bedenen ayrılmıştı yanından.Özlemlerini gidermeye çalışmış, doyasıya öpmüşlerdi birbirlerini, odalarına karışan inlemeler, hepsine şahit olmuştu o minik oda, ama o oda bilmiyordu ki minikliğine iki adamın koskoca sevgisini sığdırmıştı, çok güzel hatıralara vesile olmuştu.
Namjoon,
mezarındaydı şimdi.Bir elinde buruşuk bir kağıt, diğer elinde bir bıçak.
Göz yaşları dökülüyor toprağa.
Son defa ağlıyor o mezarda.
Kağıdın buruşuk oluşunu önemsemeden nazikçe açıyor küçük kağıdı.
"S-sevgilim... Biliyorum kızacaksın bana, a-ama dayanamıyorum bu hayata, sensiz g-geçiremiyorum günlerimi..
Yanına geleceğim bugün, bitecek bu hasret, a-ayrılmayacağız bir daha."Titreyen sesini düzenlemeye çalışarak söylüyor son sözlerini.
"Hiç söyleyemedim belki de sana, ama b-ben seni çok seviyorum sevgilim."
Elinden kayıp gidiyor o satırlar. Güçsüz bedeni yere yığılıyor, sağ eli titriyor, bıçağı tam kalbinin üstünde tutmakta zorlanıyor.
Kendinde o gücü bulduğunda, bastırıyor keskin aleti, sıcak kan süzülüyor bedeninden,
onun güzel ruhu da süzülüyor gökyüzünde.Ve Kim Namjoon ile Kim Seokjin, sonsuza kadar mutlu oluyorlar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hopes and notes | namjin
Fanfictionbelki de tek ihtiyacım sadece sensindir, senin öpüşlerin, gülüşlerindir. belki de sadece senin sevgine ihtiyacım vardır. angst ©️sxirwen