Gitme vakti gelmişti. Oksijen haplarını yutup jelin içine girdim. Dışarısı ne duyuluyor ne de görünüyordu. Jel hareketlenmeye ve daha cıvık bir hal almaya başladıktan sonra şuurumu kaybettim. Uyandığımda güneş ışınlarının bile zar zor ulaştığı derinlikte bir sudaydım. Dilimi suya deydirmemle deniz suyu olduğunu anladım. Yüzeye çıkmadan denizin altından yüzerek karaya ulaştım. Üstümdeki giysi su tutmadığı için çıkar çıkmaz kurumuştum. Artık normal bir insan gibi evimin yolunu bulmalıydım. Aslında birinci etapta ki görevim tamamen bu. Aileni bul, zaman saaitini çalıştır ve geçmişi izle. Ancak bu sırayı takip edersem beni buradan çıkartacaklar. Tam bunları düşünürken üstümde ki saçma sapan giysi yüzünden caddede rezil olduğumu farkettim. Aslında bu gibi saçma bakışların merkezinde olmak beni ilgilendirmiyordu. Aklımda merak ettiğim birkaç konu vardı. Acaba kaç yılındayım ve geçmişteki ben kaç yaşındaydı?
Yoldan geçen siyah takım elbiseli birine tarihi, saati ve hangi yılda olduğumuzu sorunca beni deli zannetmiş olsa gerek hafif kekeleyerek" 27.05.2280 saat 10:46." Dedi.
Olamaz! Doğmama üç dakika kalmış. Hastanenin yerini bilmediğim için Timeless'dan bilgi almak için zamanı durdurduktan sonra ancak konuşabilirdim. Saati çantadan çıkarıp incelemeye başladım. Üstünde yıl,saat ve ayı simgeleyen üç şekil ve yanında sayıları gösteren bir ekran vardı. Tarihi 00.00.0000 yaptığımızda zamanın duracağından bahseden bir yazı ile karşılaştım. Denediğimde kuvvetli baş ağrısı ile insanların hareketleri yavaşlayıp durdu.
Tanımadığım ses hastanemin adını söyledi ve zaman tekrar eski haline geldi. Hemen yanı başımda duran taksiye bindim.'' Lütfen huge town hastanesine gider misiniz? 3 dakikada varırsanız tutarın 2 katını alacaksın.'' Dedim heyecanla.
dediğimi bu zor hayat şartları yüzünden yaptı ve vadettiğim miktarı verdim ve arabadan indiğim gibi yere düşmem bir oldu. Tüm cadde beni izliyordu. Aldırış etmeden insanlara çarparak da olsa kapıdan içeriye daldım. Bilgi almak için annemin adını verip hemşireye annemin kardeşiymiş gibi tanıttım kendimi. doğumdan yirmi dakika sonra 7. odaya almışlar. Kalbimin atış sesini duyar gibiydim hızlı ama düzenli atıyordu. Beklenen an gelmişti aslında. Yavaşça kapıyı açtım ve yıllardır görmediğim annemin gençliğini gördüm. Beyaz tenli bir kadınmış. Kucağında ki şanssız çocuğa baktım. Annesiz büyüyeceğini bilmeden annesini emmeye çalışıyordu. O an anneme o kadar sarılıp her şeyi anlatmak istedim ki tahmin edemezsiniz. Ona sarılıp sonsuza dek bırakmadan ağlamak... Elbette ben bunları yaşarken annemin gözlerindeki şaşkınlığı ve beni tanımaz tavrı belliydi. Gençliğini göremeyeceği oğlu karşısında duruyordu aslında. Bu kadar çok üzüleceğim aklıma gelmezdi. Kapıdan çıkmak için yöneldiğim sırada kapıdan babam girdi. Şaşkın ve sinirli bir şekilde;
''Ne işiniz var bu odada?'' dedi.
Bu sözleri işitirken ona sarılma isteğime engel olamadım. O beni tanımadığı için ne kadar sevmese de ona olan sevgimi dışa vurmuştum. Bu sırada beni yavaşça itip odadan çıkmamı istedi. Artık olduğum yıla dönmeliydim gelecek benim için çok ağırdı...
![](https://img.wattpad.com/cover/166073058-288-k996106.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TİMELESS 2308(Zamansız)
Science FictionGeçmişte yaptıklarımız şuan önümüzde bir ayak bağı. Bunun gibi ihtiyaçlar nedeniyle kurulan Timeless şirketi ZN2308 cihazı ile bize geçmişe gidip bazı yanlışları düzeltme kabiliyeti verdi. ZN2308 yüzünden birçok sanal isyan çıksa da Timeless şirketi...