Chimmy
HYUNG
BUGÜN
DIŞARI
ÇIKALIM
MI?Lilmeow
Hayır.Chimmy
Uhh
İyi misin, hyungie?Lilmeow
Sana ne, Jimin?Chimmy
Oh, pekâlâ.
Ben gideyim o halde.Lilmeow
Evet.
Evet, git.Jimin, hyungundan ilk kez gördüğü bu tavırla biraz üzülmüştü.
Aslında biraz falan değil.
Anında ağlamaya başlamıştı, burnunu çeke çeke, az da olsa bağırarak.Yoongi ise üzgündü. Küçüğüne neden böyle davrandığını bilmiyordu. Anlık bir sinirle söylemiş, en sonunda ise ne yaptığının farkına varmış.
Eh, elbette geç kalmıştı.
Kızgındı, çünkü Jimin okulda yanına gelmemişti. Kızgındı, çünkü Jimin bütün gün Taehyung ile birlikteydi. Kızgındı, çünkü Taehyung'u dokunmaya korktuğu kişiyi öperken görmüştü. Kızgındı, çünkü kalbi kırılmıştı. Kızgındı, çünkü Jimin'e çok kırılmıştı. Kızgındı, çünkü Jimin'e kötü davranmıştı. Kızgındı, çünkü- aman her neyse işte.
Jimin, kızarmış gözlerini küçük elleriyle silmiş, görüş alanını biraz daha netleştirmeye çalışmıştı. Ne olmuştu, hiçbir fikri yoktu. Fakat hyungunun bu tutumundan nefret etmişti. Ondan uzak olma düşüncesi bile onu çok korkutuyordu. Titreyen elleri telefona gitti, tekrardan. Saçma oyuna girmiş, kendinin tıpkısı olan karakterle göz göze gelmişti. Tanışmaları gözünün önünden geçmişti. Mesaj kısmına tıklayıp hyunguna tıkladı. O sırada hyungu ona mesaj göndermişti.
'Özür dilerim, ballı çöreğim.'
Gülümsedi.