Yatağı titrerken karanlık odaya gözlerini açtı Baekhyun. Bir an nerede olduğunu unuttu. Korkuyla etrafa bakarken telefonunun titrediğini anladı. Yatağın yanındaki dijital küçük saate baktı.
03.09
Arayan Chanyeol'dü. Gözlerini ovuşturdu. Kalbi hala korkuyla çarpıyordu. Arayan kişinin Chanyeol olduğunu biraz sonra idrak etmişti. Aramayı hemen kabul etti. Kulağına götürerek konuşcak iken Chanyeol "Bir parkın kum havuzundayım." dedi ve kapattı. Baekhyun telefona bakakalmıştı. Bir kaç dakika sonra hemen yataktan fırladı. Telefonunu da alıp camdan dışarı atladı. Neresi olduğunu biliyordu. Koşarak evden uzaklaştı. Bahar gelmesine rağmen geceleri hala soğuktu. Hızlı koştuğu için rüzgar yüzünü acıttı, ev terlikleri ile kaya kaya koşuyordu. Yamacın aşağısında ki parkı görünce derin bir nefes aldı ve daha hızlı koşmaya başladı. Gecenin bu saatinde kimse yoktu, ses çıkmıyordu. Parkta koşarken çimenlerin ezilme sesi olmasa sağır zannedicekti kendini.
Çocuklar için olan kum havuzunun içinde yatan birisini gördü. O kadar kızlı koşuyordu ki Chanyeol koşma sesine başını kaldırdı. Ne olduğunu anlamadan Baekhyun Chanyeol'ün üzerine atlayarak boynuna sarıldı. Sessiz geçen bir kaç saniyeden sonra Chanyeol, Baekhyun'un başına vurdu. "Bırak beni." Baekhyun daha çok sarıldı. "Olmaz.." Başını azıcık geri aldı ve yüzyüze gelemeden hemen dudaklarına kısa süren öpücük bıraktı. Baekhyun ellerini boynunda gezdirdi. Yavaşça geri çekildi. Hızlı koşmuştu ve soluklanmadan Chanyeol'ü öpmüştü, nefessiz kaldı. "Beklettim mi?"
"Bilmiyorum." Chanyeol yüzüne bakamıyordu. Yanakları kıpkırmızı olmuştu. " Baekhyun, çok aptal birisiyim değil mi?" Baekhyun, Chanyeol'ün üzerinde iki bacağını yanlara uzatmış bir şekilde kucağında oturuyordu.
"Huh? Dur, içki mi içtin sen?"
"Bilmiyorum. Sen... benimle olmaz mısın? Benimle olmaktan keyif alamaz mısın? Bütün o zahmete girip... Eski moda giyinen, oje süren, 20 yaşında... Erkek... Böyle biriy-"
"Chanyeol." Yere bakan yüzünü çenesinden tutup kendine çevirdi. Yüzüne yaklaşırken sert bir sesle "Sinirleniyorum." dedi. Chanyeol'ün iri gözleri korkuyla parladı, ağzı açık kalmıştı. Baekhyun ciddi bir şekilde söylediğini farkedince afalladı. Omuzlarından tutup Chanyeol'ü sarstı. "Yoo, şaka şaka. Sinirlenmiyorum. Sinirlenmiyorum ya..." Chanyeol sarsılıyordu. Şaşkınlıktan bir şey diyemedi, Baekhyun'un davranışları çok hızlıydı. Baekhyun durdu ve Chanyeol'e baktı. Derin bir nefes aldı. Chanyeol'e sıkı sıkı sarıldı. Gücü ne kadar yeterse o kadar sıkı sarılıyordu. "Offf!"
"Baekhyun?"
"Of yaa, cidden..." Bir an durdu. Fısıltı şeklinde başlayan oflamaları ofladıkça yükseldi. En sonunda "Oof!" diye bağırdı. "Hiçbir şey anlamıyorum ya! Tuhaf şeyler saçmalıyıp duruyorsun! Aptal! Çok fazla düşünüyorsun ya cidden!" Geri çekildi ve işaret parmağıyla Chanyeol'ün alnına vurmaya başladı.
"Çok korktum, bitti sandım! Aptal!" Tekrar sarılarak Chanyeol'ü sarsmaya başladı. O kadar hızlı konuşup hareket ediyordu ki Chanyeol bir oyuncak gibi kalmıştı elinde.
"Neden hep sebepsiz yere en kötü şeyleri düşünüyorsun?! Neden hep kendin hakkında böyle negatif şeyler düşünüyorsun? Cidden çok zorsun, cidden! Aptal! Kalpten gideceğim sandım! Telefonlarımı açmadın! Öleceğim sandım! Böyle şeyler yapma artık, off!" Nefessiz kaldı. En son "Aptal!" diye bağırdı sarsmayı bıraktı başını omzuna gömdü. Nefesini düzeltmeye çalıştı.
Chanyeol azıcık bekledikten sonra sonunda konuştu. Sesi düz çıkıyordu. "Aptal deyip durma."
"Her şeyimsin." Chanyeol tekrar kızardı ve şaşırdı. Baekhyun yavaşça geri çekildi ve gözlerine baktı. "Sen benim her şeyimsin."
Chanyeol şaşkınla bağırdı. "Ciddi misin?! Senin gibi birinin mi?!" Baekhyun'a sımsıkı sarıldı. Bir an nefessiz kaldı ve gerildi. "Sanki... Ellerin sırtımda geziniyor gibi..."
"Eh, cezaymış gibi düşün." Baekhyun'un ince uzun parmaklı elleri siyah gömleğinin içinden sırtını okşuyordu.
"Ha?!" Hıçkırır gibi bir ses çıkardı. Chanyeol garip hissediyordu. Yanakları yanıyordu ve midesi altüst olmuş gibi hissediyordu. "Sadece sırtına dokunacağım, merak etme."
Okşamaya devam ediyordu. Yukarılara çıktı. "İnanılmaz... Omurların... tek tek sayılabiliyor. Çok güzel." Chanyeol nefessiz kaldı. Baekhyun'u sıktı yoksa daha fazla anlamsız sesler çıkarabilirdi. "Bir... iki... üç..."
"Baekhyun." sesini kendisi bile duymamıştı. Adını söyleyip söylemediğinden bile emin olamıyordu. "Kürek kemiklerin... Kürek kemikleri kanatlarımızdan geriye kalanlarmış."
"Hı?"
"Bir romanda okumuştum."
"B-bilmiyorum." Chanyeol, Baekhyun okşadıkça kıvranıyordu. "Baekhyun..." Bu sefer sesini duydu. "Gı-"
"Gıdıklanıyor musun?"
Chanyeol çaresizce başı omzunda onayladı. Ağzını açmaya korkuyordu. "Demek öyle. Gıdıklanıyorsun ha?" Elleri yukardan aşağı okşayarak sırtında gezindi. Ellerini önüne, karnındaki kaslara getirdi ve aşağı indi. Chanyeol başını arkaya attı, daha fazla kendini tutamadı. "Ahh."
İkiside birden durdular. Baekhyun'un elleri pantolonundaydı. Gözleri şaşkınlıktan kocaman açılmıştı. Chanyeol yaptığı şeyi algılaması uzun sürdü. Sessizliğin ardından kendine geldi. Birden geri çekildi. Sıcak basmıştı. "Y-yoo! Yoo! O ses-..."
"Kaydettim bile!" Kıpkırmızı oldu. Ağzı açık kaldı. "Ha?!"
"Kalbime kaydettim. İstediğim zaman oynatacağım."
"Aptal!" Ne yapacağını şaşırmıştı. Baekhyun gökyüzüne bakarak bağırdı. "Ah, bugün çok güzel şeyler oldu!"
"Seni koca aptal!"
"Çok güzel bir kavuşma anısı!" Chanyeol kızgınlıkla bağırıyordu. Baekhyun Chanyeol'ün yüzünü elleri arasına aldı.
'Her şeyim. Chanyeol benim her şeyim. Daima sonsuza kadar, defalarca söyleyebilirim.'
"Sadece sırtıma dokuncağını söylemiştin."
"Hı-hı elim kaydı."
Telaşla gömleğini düzeltti. Chanyeol'ün kucağından kalktı, onunda yerden kalkabilmesi için yardım etti. Karşısında pembe saçlarıyla ve krem rengi ince pijama takımıyla ona bakan bir adet Baekhyun vardı. Süzdü ve iç çekti. "Üşüyeceksin." Baekhyun yaşadığı heyecandan esen rüzgarı hissetmemişti bile. Chanyeol utanarak güldü ve yerdeki kabanını aldı. Baekhyun'a sardı ve ona sarıldı. Dizilerde görürdü ve hep yapmak isterdi. Çenesini başına koydu ve kahve kokusunu içine çekti. "Çok güzel, her şey çok güzel."
Boynuna gömüldü ve burnuyla boynunu okşadı. Baekhyun kıkırdadı, Chanyeol okşamaya devam etti.
O an gökyüzü yıldızlarla dolmuştu. Her biri ayrı parlıyor ve küçük çanlar gibi sallanıyordu. Yıldızlı gecede rüzgara karışıp toz oldular.
#Kansas - Dust in the wind🎶💖
//
Eveeet finalimizi yaptık artık rahat bir şekilde ağlayabilirim :") Sevgilerini birbirlerine açıkladıkları bölümde bitirmek istedim. Sevgili bölümlerine kadar uzatmaya gerek duymadım. Böylesi daha güzel oldu bence. Belki sevgili oldukları bir kaç bölüm yazarım ama söz vermiyorum :) Bu arada finali Doukyuusei anime filminden çaldım diyebilirim^^ ama gerçekten çok hoşuma giden bir anime ve en sevdiğim tarafı orasıydı bende neden olmasın dedim ve biraz bizimkilere uyarlayarak yazdım.
Umarım beğenmişsinizdir ve ben ne okudum böyle demezsiniz😂 Şimdiye kadar yorum falan istemedim çünkü karşılıksız kendim için paylaştım bu hikayeyi ama kitap hakkındaki düşüncelerinizi ve hislerinizi yorum yaparak benimle paylaşırsanız sevinirim :)
Kendinize iyi bakın💕
🌟Kansas'ı dinlemeyi unutmayın :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ya! Byun Baekhyun! [Texting]\ChanBaek
FanficChan: Günaydın! Numaram değişti haber vermek istedim. Baek: Günaydın. Haber vermen iyi oldu. Gerek olmadığı için önceki numaranı silmiştim. Chan: Ha? Ciddi misin? *görüldü* -Baek çevrimdışı- Chan: Ya! Baekhyun! Byun Baekhyun! 070918' 061018' / %68...